Şimdi asıl hayvan kim? İçeride yatan mı, yakan mı?
Şimdi asıl hayvan kim? İçeride yatan mı, yakan mı?
YÜKSEL TOKUR
Her yaz aynı kâbus. Yanan ormanlarla beraber yanan ciğerlerimiz, ülkemizin akciğerleri. Ne oluyor, son yıllarda neden arttı bu yangınlar? Ormanlık alanlarımız çok artmadı fakat yangınların sayısı ve etki alanı çok daha arttı.
Ormanlık alanlar çok geniş ve denetiminin yapılması kısıtlı olduğundan ancak yangın büyüyüp dumanlar yükseldikten sonra fark edilip müdahale edilebiliyor çok zaman.
Orman Genel Müdürlüğü son yıllarda saha çalışmaları kapsamında orman içi yol yapımı, söndürme faaliyetlerinde epey mesafe alsa da, yangınların büyüklüğü karşısında çaresiz kalıyor.
Piknikçiler gibi bazen ihmalkârlık sonucu çıkıp büyüyen orman yangınlarının yanı sıra, sabotajla binlerce yetişmiş ağaç küle dönebiliyor.
Yangına neden olan piknikçiler de ceza almalı ki, daha dikkatli olsunlar. Ormanlık alanlar dışında piknik yerleri belirlenmeli ve halk oralara yönlendirilmelidir. Özellikle riskli bölgelerde..
Her zaman söylüyoruz; bu ve benzeri suçlar için çok ağır cezalar hatta idam olmalı ki, hiçbir hain bırak böyle bir eyleme girişmeyi, aklından bile geçirmemelidir.
YAŞAMAYA KAST EDENLERİN YAŞAM HAKKI OLMAMALI
Yaşam hakkıymış! Ülkesinin akciğerlerini yakan, orman içinde yaşayan binlerce canlı türünün canlı canlı yanmasına neden olan her kim olursa olsun yaşama hakkı elinden alınıp “vatana ihanet” suçundan yargılanıp idam edilmelidir.
Zaten Cumhurbaşkanımız sayın Erdoğan da bu yönde gereken açıklamayı yaptı. Daha fazla zaman kaybetmeden TCK’nın ilgili maddelerinde düzenleme yapılarak idam yolu açılmalıdır.
“Yanmayan ağaç değil yakmayan insan yetiştirmeliyiz” diyen Prof. Dr. Aziz Sancar ne kadar da haklı. Bile bile orman yakan görünüşüyle insan olsa da iki ayaklı bir hayvandan daha da aşağıdır. Olsa olsa birileri ya da bir örgüt tarafından beyni yıkanmış, zombi haline gelmiş bir mahlûk olabilir. Yani, ormanda yatan çeşit çeşit hayvanlardan da daha hayvanlaşmışlardır.
İzmir’de orman yakan FETÖ’cü gibi bitmek bilmeyen bir kin, nefret duygusuyla mı yapıyorlar, yaptırıyorlar?..
Ortalık çok sıcak, kuraklık kasıp kavuruyor. Doğal olarak da yangın çıkabilir. Sanırım söndürmeye ayrılacak ödeneğin daha azı önlem almaya ayrılsa, belki bu kadar kayıp olmayacak. Yazık oluyor; canlarımız gidiyor, ciğerlerimiz de yanıyor ağaçların yanında.
“Ormanlarımdan bir dal kesenin kolunu, bir ağaç kesenin başını keserim” diyen Fatih Sultan Mehmet Han kadar kararlı olmadıkça bu ve benzer olayların arkası kesilmeyecektir.
Tüm okullarımızda orman sevgisi ve korunması konularında daha kapsamlı dersler olmalıdır ki, çocuk yaşlardan itibaren o sevgiyle tıpkı bir ağaç gibi büyüsün çocuklarımız.
Çöl ikliminde yaşamasına rağmen: “Yarın kıyametin kopacağını bilseniz, elinizdeki son fidanı mutlaka dikiniz” diye buyuran Peygamber Efendimize de selâm olsun.