• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yüksel Tokur
Yüksel Tokur
TÜM YAZILARI

Fakirlik, hastalık ve ölüm olmasaydı…

11 Aralık 2025
A


Yüksel Tokur İletişim:

Fakirlik, hastalık ve ölüm olmasaydı…
YÜKSEL TOKUR


Başına kaza, belâ, felaket, hastalık, ölüm acısı gelmeyen yani; onu üzecek, durduracak, düşündürecek bir olay gelmeyen insanlar genelde şımarır, azarlar.

Hasan Basri Hazretlerine ait olan başlıktaki sözün tamamı şöyledir: “Fakirlik, hastalık ve ölüm olmasaydı, insanoğlunun kibirden başı eğilmez olurdu.”

İnsanlık tarihi boyunca çok rahat olan, başına üzülecek bir şey gelmeyen, hep itibar, iltifat gören insanların birçoğu azıp sapıtmışlardır.

Mısır’da Firavun öylesine azıp sapıtmıştır ki; halkına “Ben sizin Tanrınızım” diyecek kadar ileri gitmiştir.


İnsanların yaşantısında, davranışlarında, toplumların düzen oluşumunda üç önemli etken fakirlik, hastalıklar ve ölüm gerçeği olmuştur.

Peki, hayatımızın bu üç gerçeği olmasaydı dünyada yaşantı nasıl olurdu?.. Şimdi kısaca tek tek bakalım..

Biliyorsunuz ki, her şey zıddıyla bilinir ve anlam kazanır. Fakirliğin olmadığı, ekonomik olarak herkesin eşit olduğu bir dünyada hayatta kalabilmek için gösterilen mücadele olmazdı.

Ayrıca, insanlar yetenek ve potansiyellerini geliştirmek için daha çok imkânları zorlar, kendilerini daha çok geliştirebilirlerdi.


Dini açıdan baktığımızda bir imtihan dünyası olan bu âlemde Yüce Rabbimiz bazılarına az, bazılarına çok mal vererek, zenginlik ve fakirliği sınav aracı kılmıştır.

Gelelim en büyük nimetlerden olan sağlık konusuna…

Kıymeti bilinmeyen bu nimet elden çıkınca değeri anlaşılıyor. Hadisinde Peygamberimiz tarafından da dikkat çekilmiştir: “İki nimet vardır ki insanların çoğu (onları değerlendirme hususunda) aldanmıştır: Sağlık ve boş zaman.”

Öyle ya… Hasta olmayan sağlığın kıymetini nereden bilecek? Evlerinde, hastanelerde ve özellikle yoğun bakım ünitelerinde ıstırap çeken hastalara sorup öğrenmek lâzım sağlığın kıymetini.

Hastalanma ihtimali olmayan bir hayatta, insanların sosyal ilişkileri ve psikolojik durumları tamamen değişime uğramaz mıydı?..


Tıp ilmine, doktorlara, ilaçlara, hastanelere gerek duyulmayan bir dünya düşünebiliyor musunuz?..

Ölüm gerçeğine gelecek olursak.. Hemen şunu belirteyim ki; eğer Allah ölümü yaratmamış olsaydı bile, insanlar kendileri ölümü temenni edecekler, yani ölmek isteyeceklerdi.

Dünyada iki şeyin çaresi yoktur: Yaşlılık ve ölüm. Çocukluktan başlayıp, zamanla ihtiyarlık dönemine giden süreç ölümle son bulmaktadır. Her kemâlin bir zevali olması gerçeğinin insan üzerindeki yansımasıdır.

Burada önemli olan sonucun “mutlu son” ile mi, yoksa “hüsran” ile mi bittiğidir. Reçete bellidir: İman ve salih amel mutluluğu, imansızlık ve kötü amel de hüsranı getirir.


Ölümün olmadığı, sonsuz yaşamın hüküm sürdüğü dünyamızda yaşantı anlamında köklü değişikliklerin olması kaçınılamaz olacaktı.

İnsanlar çoğalacak, her şey kıymete binecek, toplumsal karışıklıkların önüne geçilemeyecekti.

Sınırlı yaşam süresinin olduğu bu dünyadan, sonsuz yurt olan ahirete eli boş gitmek akıllı bir insanın işi olmasa gerek..

“Ölümden sonra yeniden diriliş, cennet, cehennem var mı” diye şüphesi olan, ya da “ölümle her bitti” diyenler…

Gidince görürsünüz!


 






































 

 


 

 

 













































 





















 

 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

MUZAFFER...

ELİNE SAĞLIK, KİMİNLE BERABER OLURSAN ONUNLA HAŞROLUR SUN, MAHŞER GÜNÜ VARDIR MÜSLÜMAN ,HAKİM LER HAKİMİ ALLAH C.C DIR, ŞAHİTI DE ALLAH C.C DIR, SEÇ BEĞEN AL YAP...........

Tuğyan

Aynen kardeşim bu üçüde hayatın vazgeçilmezleri. Şimdi sorsan kimse ölmek istemez. Lakin beli bükülmüş takati kalmamış sürekli başkasının yardımına muhtaç bir halde yaşamakla nereye kadar değil mi. Çocukları bile bakmaz zamanla
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23