''Erdoğan ‘siyasetten çekildim’ dese, ülkeyi yönetecek adam yok''
"Erdoğan ‘siyasetten çekildim’ dese, ülkeyi yönetecek adam yok"
Yüksel Tokur
Geçen Perşembe günü yayınlanan yazımda geçen bir cümle, bil cümle amansız Erdoğan düşmanlarını bir hayli sevindirdi. Tabiri caizse “Mal bulmuş mağribi gibi” atladılar.
Yazımın ana teması “tek adam” diye saldırdığınız Erdoğan’a rakip olacak bir lider çıkarın da halk iktidar verirse kurtulursunuz şeklinde olmasına rağmen, tamamen insani duygu ve düşüncelerle ifade ettiğim;
“Aslında biz de istiyoruz ki, milletin adamı RTE çok yoruldu, artık kendisine ve ailesine zaman ayırsın ömrünün kalan kısmında!” cümlesini kendi düşüncelerine göre çarpıtıp: “Yandaş yazar Erdoğan’a artık git, emekli olan dedi; bak kendi yandaşların bile seni istemiyor” anlamında “züğürt tesellisi” kokan ifadelerle Müslümanlara ve Erdoğan’a olan kinlerini bir kez daha ortaya döktüler.
1994 yılında İBB Başkanlığından başlayarak milletin adamı olarak; "Biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık" sloganıyla vesayete meydan okuyup milletine hizmet yolunda “gerekirse canımı veririm” diyen bir lider, ‘İsrail’i rahatsız eder de’ sizleri neden rahatsız ediyor anlamış değiliz!
Başbakanlığı ve şimdi de Cumhurbaşkanlığı döneminde birkaç saat uykuyla, yurt içinde ve dışında ülkesi için koşuşturan vatan millet sevdalısı lidere düşmanlığınız neden?..
Evet, çok yoruldu milletine hizmet yolunda.. Ama; Kemal Sunal’ın “Zübük” filmindeki siyasetçi karakteriyle bana göre birebir örtüşen, şimdilerin yolsuzluk sanığı eski İBB Başkanı gibi “Tatil bana çok yakışıyor” deyip, İstanbul’a çivi çakmayıp sık sık tatil yapanlardan olmadı.
Yazımda geçen; “Hem; o koca çınar yıkılıp gitse bile, mutlaka yerini dolduracak bir “FİDAN” yetiştirmiştir!” ifadesine gelecek olursak..
41 kere maşallah.. “Leb demeden leblebiyi anlayarak” burada kast edilen ismin eski MİT Müsteşarı, yeni Dışişleri Bakanımız Sayın Hakan Fidan olduğunu şıp diye anlayıverdiniz. Yani geri zekâlı değilsiniz! Zaten, lafın tamamı aptala söylendiği için kısmen yazmıştım.
Öncelikle; Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan “Benden bu kadar” deyip de çekilmedikçe yolundayız, yanındayız ve kol kolayız. Önceki yazılarım bunun delilidir. Üzgünüm; sizleri biraz umutlandırdığım için!
Sayın Cumhurbaşkanımız görevinin başındadır. İçeride ve dışarıda kararlı adımlarla dinç, dinamik ve dünyaya örnek bir liderdir. Siz görmek istemeseniz, hasedinizden çatlasanız bile.
Elbette ki; makamlar kalıcı olsa da, makama oturanlar zamanla değişir. Kendisinden sonra partisinin başına geçecek olana da zamanı geldiğinde partinin yetkili organları karar verir.
Bu arada herkes bilir ki; köşe yazarlarının yazdıkları yazılar ve beyan ettikleri fikirler kendi görüşü ve öngörüsüdür.
Başarılı MİT Müsteşarlığı, ardından gelen Dışişleri Bakanlığı görevinde aldığı sorumluluğun bilincinde, devlet adamı ciddiyeti, vakarı, vizyonu olan yerli ve milli duruşuyla Sayın Hakan Fidan, bana göre daha yüksek makamlar verildiğinde işinin hakkını verebilecek duruşa sahiptir.
Gazeteci meslektaşımız Sayın Hulki Cevizoğlu’nun: "Erdoğan ‘siyasetten çekildim’ dese, ülkeyi yönetecek adam yok" sözüne de sonuna kadar katılıyorum.
İşte onun için sizin deyiminizle “Tek adam” olarak hak yolda, haklının yanında, milletinin hizmetkârı olarak yoluna devam ediyor.
Yani, anlayacağınız buradan size ekmek çıkmaz çok sayın arkadaşlar. Çıksa da boğazınızda kalır! Heimlich manevrası da kurtarmayabilir haberiniz ola!
“Erdoğan’ı hiç tanımasam, yüzünü bile bilmesem, düşmanlarına bakarak, yine onu tutarım!” diyerek hakkı teslim eden Mehmet Kısakürek’e de Selâm olsun.
Duruşum, istikametim belli. Hak yolda sonuna kadar Reis’in yanındayım. Hem, yandaş olan neden “çekil git” desin ki? Bizim niyetimiz halis, lakin; siz her şeyi çarpıtabilirsiniz ve çarpıttığınızla avunabilirsiniz, o da sizin kuruntunuz! Sonunda avucunuzu yalarsınız ancak.
Öte yandan; mensubu ve gönüldaşı olmaktan şeref duyduğum Akit Medya Grubu’nun da duruşu hep net olmuştur; hak yolda, haklının yanında.