• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
TÜM YAZILARI

CHP Genel Başkan Yardımcısına zaruri bir cevap

25 Mayıs 2019
A


Yavuz Bahadıroğlu İletişim: [email protected]

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi’nin, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un cevaplandırması isteğiyle Meclis’e bir soru önergesi verdiğini bazı gazetelerde okudum.

Konu, Milli Eğitim Bakanlığı ile ilişkili Ebabil Dergisi’nde benimle yapılan bir röportajın yayınlanması. Soruları ise şöyle:

MEB’e bağlı Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü’nün süreli yayını Ebabil dergisinde Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı Yavuz Bahadıroğlu’nun röportajına neden yer verilmiştir? 

Bu kişi ile röportaj yapılmasına kim karar vermiştir? Milli Eğitim Bakanlığı, röportaj yapacak başka kimse bulamamış mıdır?

Hayatı Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet’e düşmanlık yaparak geçen birinin röportajına neden gerek duyulmuştur?

Bu kişinin çocuklarımıza katkısı ne olacaktır?

Röportajın yapıldığı sayı kaç adet basılmıştır? Bu dergiler nerelere dağıtılmıştır? Bu röportajın olduğu sayı toplatılacak mıdır?

Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına hakaret eden bu kişiye ait röportajın yapılmasına göz mü yumacaksınız, yoksa haklarında işlem mi başlatacaksınız? Cumhuriyet’e ve Mustafa Kemal Atatürk’e düşman olduğu belgeleriyle ortada olan Yavuz Bahadıroğlu, Milli Eğitim Bakanlığı için neden “kıymetli”dir? “Kıymetli” olmasının gerekçesi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına hakaret etmesi midir?

Sayın Bakan ne cevap verdi (verir) bilemem, ama benim bu hezeyanlara cevaplarım ve bazı sorularım var…

Madem o kadar “Atatürkçü”sünüz, Atatürk ölür ölmez kendini cumhurbaşkanı seçtiren İsmet Paşa’nız, ilk iş olarak neden Atatürk’ün resimlerini paradan-puldan ve devlet dairelerinden kaldırttı, ders kitaplarında Atatürk bahsini kısalttırıp kendini anlattırdı. “İnönü’dür yurdun temel taşı/ O ulusumun başı? O bize can yoldaşı/ Şanlı İsmet İnönü” türünden şiirlerleders kitaplarını doldurttu?

Bunun Atatürk döneminde çıkarılmış bir kanuna göre yapıldığını söylemeniz, inandırıcılıktan çok uzaktır. Zira aynı kanun Demokrat Parti döneminde de vardı, ama Atatürk’ü yeniden paraya-pula basmayı engellemedi. 

Sizinkiler gerçekten CHP’yi “Atatürk’ün partisi” olarak görselerdi ve Atatürk’e içten bir sevgi-saygı ile bağlı bulunsalardı, daha sonra Demokrat Parti’nin yaptığı gibi kanunu değiştirir, bu kanundan faydalanıp İsmet Paşa’yı Atatürk’ün yerine geçirmeye çalışmazlardı.

 “Hayatı Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet’e düşmanlık yaparak geçen biri” olarak tanımladığınız Yavuz Bahadıroğlu, hayatının hiçbir döneminde “cumhuriyet düşmanı” olmamış, ama tek parti döneminde uygulanan “cumhursuz cumhuriyeti”i ve “laiklik” adına dayatılan dinsizliği her zaman eleştirmiştir. Galiba siz o dönemi “cumhuriyet” hattâ kim bilir, belki de “demokrasi” sanıyorsunuz! 

“Tek parti iktidarımızda cumhuriyet cumhursuz değildi” diyebiliyor, “Laiklik adına kimseye zulmedilmedi” iddiasında bulunabiliyorsanız, zır cahilsiniz demektir! Cehaletin tek ilâcı (sol yumruğu sıkıp havaya kaldırmak ya da Gezi olaylarında dükkânları kırmak değil), okuyup öğrenmektir. Arşivlerde ve kitaplarda binlerce “zulüm” belgesi var. Ama öyle ya, sizin okuma-yazmanız ancak kendinize yetecek kadardır! Belgeleri okuyabilmek için “Osmanlı Türkçesi okur-yazar”ı olmak gerekiyor. Bu yüzden mi bilemem, amaparti tarihinizi bile, hiçbir alternatif kaynaktan doğru düzgün okumadığınız anlaşılıyor. 

Şimdi söyleyin bakalım: 1946’ya kadar yaptığınız seçimlerin hangisinde muhalefetle yarıştınız? Sizin iktidar olduğunuz dönemde “muhalefet partisi” var mıydı? Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ile Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın başına gelenleri duydunuz mu? Ne hakla kesintisiz 27 sene milletin başında oturdunuz? Millet-memleket sevdalısı Başbakanla iki bakan arkadaşını asıp ülkeyi kaosa götüren 27 Mayıs Darbesini nasıl bir “demokratik” anlayışla hâlâ övüyor ve destekliyorsunuz? 

Memleketi çok iyi yönettiğinize inanıyorsanız, söyler misiniz, hiçbir hukukî denetim olmadan, “açık oy gizli tasnif” sistemiyle yaptığınız “şaibeli” 1946 seçimini saymazsak, doğru düzgün ilk seçimle 14 Mayıs 1950’de tanışan milletimiz, fırsat eline geçer geçmez, partinizi neden alaşağı etti? 

Bunları söylemenin neresi “cumhuriyet düşmanlığı”? Siz her şeyi tarihe, hukuka, gerçeğe göre değil, kendinize göre yorumluyorsunuz.

Yavuz Bahadıroğlu, sizin ve sizin gibilerinattığı iftiralarda olduğu gibi, “Atatürk düşmanı” filan değildir. Zaten “dostluk”-“düşmanlık”, “sevgi-nefret” gibi kavramlar hissidir. Tarihle uğraşanlar hissiyatlarını tatmin için değil, sadece “bilgi” ve “belge” için tarihe giderler. 

Yavuz Bahadıroğlu’nun “Atatürk’e hakaret” ettiği de kuyruklu bir yalandan ibarettir. Söyler misiniz bu karar hangi mahkemenin ürünüdür? Herkes hakkında her konuda soruşturma açılabilir. Mahkeme kararı olmadan birini suçlamak hukuk tanımazlıktır (gerçi buna alışkınsınız, şimdi de YSK kararlarını tanımıyorsunuz). Türkiye’nin en kadim partisinin temsilcisi olarak bunu nasıl yapabiliyorsunuz?  Değil Atatürk’e, Yavuz Bahadıroğlu, elli yıla varan yazarlık hayatında hiç kimseye hakaret etmemiş, bu konuda tek şikâyet vuku bulmamıştır. Hakaret, iftira, isnat, tezvir acziyettir! Onu sosyal medya trolleriniz yapıyor. Hatta bizzat siz yapıyorsunuz. Bilen bilgisini konuşturur, hakarete tenezzül etmez. 

Nitekim bu gerçek ilk sorgumuzda tescillenmiş, “beyanlarımızın suç teşkil etmediği” anlaşılıp, savcılık tarafından “takipsizlik kararı” verilmiştir. Ancak ne yazık ki, bunu sizin gibi ezberini boşaltanlara anlatmak mümkün olamamıştır. Bu, tezvirata hâlâ devam etmenizden bellidir.

Diğer sorularınız soru sayısını arttırmak için dolgu malzemesi kabilinden olduğu için, geçiyorum. 

Son sorunuzda, “Bu kişinin kıymeti nedir?” diye sormuşsunuz. Övünmeyi ve övülmeyi hiç sevmem, ancak gerçeğin tespiti açısından şu kadarını söyleyeyim ki, sizin nezaketten mahrum deyiminizle “bu kişi”, Türkiye’nin en çok okunan üç-beş yazarından biridir. Yazdığı kitapların sayısı yaşınızı, üst üste koymanız halinde boyunuzu geçer. Asıl kıymeti ise Türkiye Cumhuriyeti’nin “özgür vatandaş”ı olması ve çok şükür, hayatının hiçbir döneminde CHP’ye oy vermek gibi bir yanlışa düşmemesidir.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23