• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Vehbi Kara
Vehbi Kara
TÜM YAZILARI

Denizde Bayram

01 Mayıs 2022
A


Vehbi Kara İletişim: [email protected]

 

Gemilerde çalışma, 24 saat 7 gün esaslıdır. Yani faaliyet hiç aralıksız devam eder. Bayram ve tatil günlerinde ise, seyir ve liman durumuna göre durum biraz farklı olur. Bunda şirketin ve gemi kaptanının rolü çok önemlidir.

Eğer gemimiz limanda ise, limanın çalışma durumuna göre gemide de bir mesai programı uygulanır. Eğer gemi seyirde ise, gemi kaptanı mesaiyi durumun özelliklerine göre değiştirir. 

Denizciler Ramazan ve Kurban Bayramlarında gemilerinin Türk limanlarına denk gelmesini çok ister. Zira evine gidemese bile, en azından eş ve dostlarını arayarak bayramını tebrik etme imkânını bulabilir. Deniz ortasında her ne kadar uydu ile telefon görüşmesi yapmak mümkünse de hem pahalı olması hem de telefonun köprü üstünde olması nedeniyle rahatça konuşamaması yüzünden pek kullanılmaz.

Bayramın ilk günü, gemi Türk limanlarında ise genellikle çalışma olmaz. Bunu fırsat bilen denizciler gerekli emniyet tedbirlerini alarak bir bayram mesaisi uygulamak imkânını bulabilirler. Fakat çoğu limanda ikinci günden itibaren çalışmalar başlar. Yurt dışında ise özellikle Müslüman olmayan ülkelerde bayramın geldiğini anlayamayız bile. Çalışmalar “zaman eşittir para” esasına göre hiç durmadan devam eder.

Seyirde kaptanın talimatı ile bir bayram mesaisi uygulamaya çalışırım. Çünkü dini bayramlar yılda iki defa yaşanan çok özel günlerdir. Görev yaptığım bütün gemilerde bayramın özelliklerine göre bir program uygulamaya çalışırız. Bayram günü şunlar yapılır:

İster limanda, ister seyirde olalım, daima birinci günün sabahında bayramlaşma toplantısı düzenleriz. Mescid bulunan gemilerde bayram namazı kılmışlığım da vardır. Köprü üstünde ve makine dairesinde yeterli nöbetçi bırakmak suretiyle bütün personel bu toplantıya katılır. Yabancı uyruktan olanlar da bayramlaşmaya dâhildir.

Gemi kaptanı kısa bir konuşma yaptıktan sonra, aşçının hazırlamış olduğu ziyafet sofrası açılır. Ramazan Bayramında türlü türlü tatlılar ve çeşitli şekerlemeler bayramın son gününe kadar açık büfe olarak çalışanların istifadesine sunulur. Kurban Bayramında ise, bu sefer etli yemekler ağırlıktadır. İlk gün öğle ve akşam yemeklerinde muhakkak etli yemekler bulunur. Ayrıca, diğer bayramlarda olduğu gibi, çeşitli tatlı ve salatalardan oluşan açık büfe uygulaması aynen devam eder.

Açık büfeden kasıt şudur. Gemilerde yemek ve istirahat saatleri dışında yiyecek servisi yapılmaz. Büfeler ve aşçı hane temizlik vesaire sebeplerle çalışma saatlerinde kapalı tutulur. Ama açık büfe uyguladığımız zamanlarda herkes dilediğini yiyebilir ve salonlarda oturup sohbet edebilir.

Aşçılarımızın bir kısmı gerçekten çok yeteneklidir. Hemen hemen bütün bayramlarda baklava yapılmaktadır. Bazen yufkadan baklava yapıldığına da şahit oldum. Baklavanın tadına yakın bir lezzette afiyetle yemiştik.

Bayramdan önceki ilk limanda muhakkak çeşitli şekerlemeler satın alınır. Gerçi bazı şirketlerde daha bayram gelmeden günler öncesinden şeker ve çikolataların geldiği olur. Ama uzak limanlarda isek bunu kendimiz gemi kasasından harcama yapmak suretiyle tedarik ederiz.

Yeri gelmişken, bir de gemi kasasından ve gemi kantininden bahsedeyim. Her kaptanın gerekli olduğunda harcama yapmak üzere bir kasası olur. Meselâ bayramlarda yapılan alışverişler için, gerekli faturalar muhafaza edilmek şartı ile harcamalar yapılır. Bunlar aylık olarak veya kaptanın gemi devir teslimlerinde toplu olarak ibraz edilir ve kasa hesabı şirkete gönderilir.

Gemi kantini ise, her gemide olmamakla birlikte, Türk gemilerinin neredeyse tamamında bulunur. Buradan, başta sigara olmak üzere, gemi personeline meşrubat satışları olur. Üçüncü kaptan hesabı tutar ve satış miktarları her ay sonunda gemicinin maaşından kesilmek şartı ile şirkete bildirilir.

Gemide bayramlar, her ne kadar yukarıda yaptığımız faaliyetler olsa da, hep buruk geçer. Zaten birçok kaptanın amacı, aşçı ve ikinci kaptanı zorlayarak bu burukluğu mümkün olduğu kadar hafifletmeye yöneliktir. İnşallah buna bir parça muvaffak olmuşumdur.

Zira okumuş olduğum dini kitaplardan öğrendiğim en önemli husus; dünyanın bir misafirhane olduğudur. Çalıştığımız gemilerde olduğu gibi, dünya gezegeninde bir yolculuk yaptığımızı anlamaya çalışırım. Denizci arkadaşlarıma; bayramlarda sevdiklerimizden uzak da olsak bile, bir gün mutlaka, başta Peygamberimiz (a.s.m.) olmak üzere, gerçek sevgililer ile haşir günü buluşacağımızı ifade eder, o güne hazır olmamız için gerekli ibadetlerimizi yapmanın öneminden bahsederim.

Geminin stresli ve yoğun çalışma ortamından birkaç günlüğüne de olsa uzak tutmak için birçok tedbir almak gereklidir. Bir yandan mesai veya seyir devam ederken, bunu yapmak zor olsa da yine de mümkündür. Yeter ki bayramların anlamını idrak etmiş olalım. Hoşgörü ve kardeşlik duygularına muhtaç olduğumuz son yıllarda, Rabbimizden bütün Âlem-i İslâm’da birbirimize karşı sevgi ve muhabbeti arttırmasını niyaz ediyorum.

Denizciler çoğu zaman bayramı denizde karşılarlar. Ben de defalarca vatanımdan ve ailemden uzakta bayram yaşadım. Fakat bir defasında çok ilginç bir durum ile karşı karşıya kalmıştık. Bir liman kılavuz kaptanının fedakârlığı sayesinde unutamadığım bir bayram olmuştu.

Bir kış günü İzmir Nemrut limanına doğru yol alıyorduk. Altı aylık kontrat süremi doldurmuş ve vatanıma dönüyordum. Türkiye’de gemiyi yeni kaptana teslim edecektim. Kuzey Afrika’dan yüklediğimiz hurda demir yükünü Türkiye’ye getiriyorduk. Fakat Akdeniz ve Adalar denizinde çok güçlü fırtına vardı.

İtalya’nın Sicilya Adası, fırtınalı denizde gemiler için oldukça faydalı bir sığınma yeri oluyordu. Kuzeyli rüzgarlar olduğunda adanın güneyine, güneyli rüzgar ve fırtınalarda ise kuzeyine sığınmaya çalışırdık. Nitekim kuzeyden gelen çok şiddetli bir fırtına ile karşı karşıya kalmıştık. Tunus’un Bon Burnu denilen kısmını geçmiş Sicilya’ya varmıştık. Burada onlarca gemi demir atmış fırtınanın geçmesini bekliyordu. 

Sicilya Adasını saçak altı yapıp fırtınadan etkilenmeden yolumuza devam etmiştik. Adanın doğu ucuna gelince fırtınanın karayel yani kuzey batı yönünden geldiğini görmüştüm. Bu nedenle demir atmayıp eskilerin Mataban şimdi ise İon denizine doğru yola devam kararı vermiştim.

Deniz ve dalgalar iskele kıç omuzluktan geliyor ve süratimizi artırıyordu. Bir gün sonra Adalar Denizine varmıştık. Buradan sonrası kolaydı. Çünkü adaları fırtınaya karşı koruma kalkanı yaparak İzmir’e varmıştık. Fırtına nedeni ile bayramdan sonra limana varacağımızı beklerken bir gün öncesinden varış yerine gelebilmiştik.

Fakat İzmir Nemrut limanı fırtına nedeni ile kapalıydı. Sağanak şeklinde yağmur yağıyordu. Yanaşacağımız rıhtım boş olmasına rağmen kılavuz kaptan ve römorkörler çalışmıyordu. Şansımı denemek için telsiz başına geçip “liman pilotu” adı verilen kılavuz kaptanla irtibata geçtim. Fakat bana verdiği cevap olumsuzdu. Bu kadar şiddetli bir fırtına olduğu zaman yanaşma yapılamayacağını söyledi.

Kaptana; gemide 6 personelin devir teslim yaparak ayrılacağını ve bizleri beklediğini söyledim. Römorkör ve kılavuz botunun limandan çıkmadan rıhtıma kadar ilerleyebileceğimi ve dalgalardan etkilenmemesi için geminin rüzgar altına yanaşabileceklerini anlattım. 

Gerçekten de aylarca çok zorlu seferler yaşamış ve oldukça yorgun bir halde Türkiye’ye kadar gelmiştik. Devir teslim için limanda bekleyen denizciler de bir an önce yanaşmamızı bekliyorlardı. Üstelik arefe gününü yaşıyorduk.

Kaptan yine kabul etmedi. Bu sefer duygu sömürüsü yapmaya başladım. “Bu fırtına nedir ki?” ve “Siz çok daha sert denizlerde hiç yanaşma manevrası yapmadınız mı?” dedim. Kaptanı etkilemek için daha nice söz söyledim. Sonunda kabul etti. Gemideki herkes bayram gelmeden bayram etmeye başlamıştı.

Sonunda gemiyi rıhtıma yakın bir yere kadar getirip kazasız belasız limana yanaşmıştık. Kılavuz kaptana çok teşekkür ettim. Gemiciler neredeyse el üstünde tutarak kaptanı gemiden uğurlamışlardı. 

Devir teslim işlemlerini yapmış kontrat süresini bitirmiş diğer gemicilerle hep birlikte evimize dönüyorduk. Elbette kalan arkadaşlarımızda bir burukluk vardı. Fakat onlar bizim kadar uzun süre çalışmamışlardı. Nihayetinde onlar da rıhtıma yanaşmanın sevincini yaşıyorlardı. Taze kumanya gelmiş su ve yakıt ikmalimizi de yapabilmiştik.

Bayramın ilk günü evimize vardık. Bu durumu bir başka gemide de yaşamıştım. Çin’de tersane onarımları için bulunuyorduk ve yine 6 aydan fazla bir süre çalışmıştım. Arefe günü yola çıkmış feribotla Daishan Adasına gelmiştik. Adadan Şangay’a dahili uçuş yapmış buradan da Türk Hava Yolları uçağı ile Türkiye’ye dönecektik. 

Dahili uçuşlar ile uluslararası uçuşlar farklı havaalanlarından yapılıyordu. Bu nedenle Şangay’ın boğucu trafiğine girmiştik. Trafik aynı İstanbul’da olduğu gibi kilitlenmişti. Uçağı kaçıracağız diye endişe ederken güç de olsa yetişebilmiştik. Nitekim bayram sabahı evime gelmiş hatta bayram namazını dahi kılma imkânı bulmuştum.          

İşte bu vesile ile bütün kardeşlerimizin bayramını tebrik eder, aileleri ile birlikte nice güzel bayramlar geçirmesini Rabbimden niyaz ederim, vesselam…

 

 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Salih

ALLAH sizden ebeden ve daimen razı olsun kaleminize yüreğinize sağlık Rabbim saglikla huzurla nice güzel bütün sevdiklerinle birlikte daha nice güzel bayramlar nasip etsin yüce MEVLAM

Erzurumlu

Nice güzel bayramlar geçirmenizi dilerim. Sayenizde denizci kardeşlerimizin hayatını öğreniyor tecrübelerinden dersler çıkarıyoruz. Allah bütün denizcilerin yolunu açık etsin. Kaza keder vermesin..
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23