• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Vehbi Kara
Vehbi Kara
TÜM YAZILARI

Ankara’da deniz var mı?

10 Haziran 2022
A


Vehbi Kara İletişim: [email protected]

Elbette Ankara’da deniz yoktur. Lakin koskoca Deniz Kuvvetleri Karargâhı burada bulunur. İnanılması güç ve çok saçma bu durum yıllardan beri devam etmektedir. Bir tane aklı başında insan çıkıp da “bu yol çıkmaz sokaktır” diyemediği için bu akıl almaz ve absürt durum hâlâ devam etmektedir.

27 Mayıs 1960 darbesinden sonra, zıvanadan çıkmış bir kısım darbeci askerler hiçbir disiplin ve askerlik ilkelerine uymayarak her 10 yılda bir darbe yapmaya başlamışlardır. Rüştü Erdelhun Paşanın dediği gibi “askerlerin siyasete girme” teşebbüsü ülkemizin büyük ekonomik ve sosyal sıkıntılara girmesine yol açmıştır.

İşte dünyanın hiçbir ülkesinde göremeyeceğimiz bir durum yani Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, denize hiçbir kıyısı olmayan Ankara’ya nakledilmiştir. Deniz kokusu ve tuzlu suyu görmeyen binlerce denizci asker, Türkiye’nin deniz filosunu yönetmeye kalkmış ve halen de bu durumu devam ettirmektedir. 

Bu durum denizci amirallerin “üç tarafı denizlerle kuşatılmış” cümlesinden de anlaşılmaktadır. Hâlbuki doğru cümle “üç taraftan denizlere açılan bir ülke” olmalıdır. 

Çünkü denizler; dünya ile iletişim kurmanın, ticareti geliştirmenin ve ekonomik gelişmenin olmazsa olmazıdır. Denize kıyısı olmayan bir ülke kapana kısılmış bir fareden farklı değildir.

Yıllarca Silahlı kuvvetlerimize kumanda eden Fevzi Çakmak, ülkemizin çok önemli menfaatlerinin olduğu denizlerimizi ve denizciliği işlevsiz hale getirmiştir. Nitekim bazı deniz kuvvetleri komutanlarının, kara kuvvetlerinden transfer edildiği gerçeği de çok tartışılacak bir konudur.. Kara’dan Deniz’e geçişin en önemli sebeplerinden bir tanesinin CHP yöneticilerinin silahlı kuvvetleri kontrol altında tutma ve faşist ideoloji uğruna kendi keyiflerine göre yönetmek olduğunda şüphe yoktur.

Fakat artık 2022 senesindeyiz. Bir CHP il başkanının hem belediye başkanı hem de vali olduğu günler çok geride kalmıştır. Dünyada mesleki uzmanlaşma ve kariyer geliştirme konularında çok önemli mesafeler kaydedildi. Maalesef bunu deniz kuvvetlerinde görev yapan amirallere anlatmak çok zordur.

Bizim amirallerimizin uzmanlık alanı kadınların başörtüsü idi. Stilist ve modelistlere parmak ısırtacak derecede kadın giyimine çok önem verirlerdi. Türban veya başörtüsü takılıp takılmaması konusunda ahkâm kesmekten hiç çekinmezlerdi. 

Günlerini kokteyl, davet ve sabahlara kadar uzayan içki masalarında geçirirlerdi. İçki içmeyen subaylara karşı da alaycı ve küstahtılar. Bu husus tecrübeyle sabittir.

Son yıllarda yaşanan düzelmeler, tabii ki inkar edilemez.  

Ancak, gelin görün ki elin oğlu bakın en baştan ne yapıyor?

İşte Yunanistan örneği karşımızda duruyor. Genelkurmay başkanlarını denizciler arasından seçip bütün orduyu amirallerin yönetimine vermişlerdir. Çünkü bir ülke savunmasında denizciliğin ne derece önemli olduğunu gayet iyi bilirler.

Türkiye’de denizler daima baş ağrısı bir sorun olarak görülmüştür. Eski dönemdeki bazı askerlere göre deniz; sadece rakı içip demlenmek için iyi gelir. Bu yüzden olsa gerek Almanya’dan savaşa girmemek için satın aldığımız fakat bizi Birinci Dünya Savaşına sokan Yavuz isimli savaş gemisini ayakta tutmayı dahi becerememişizdir. Yavuz’u havuzlamak için ihaleler açılmış fakat yolsuzluk iddiaları yüzünden devlet kasasından milyonlar harcamışızdır. Sonunda hurdaya ayırıp jilet yaparak bu yükten kurtulmayı becerebilmiş bir toplumuz. 

Dönemin bu denizci amirallerini çok kınamamak gereki (!) zira her 10 yılda bir askeri darbe yapmak ve halkın seçtiği siyasetçileri Yassıada’da kontrol altında tutmak ve idam edilirken gereken tedbirleri almak gibi çok önemli vazifeleri vardı. Zaman bulup böylesi konulara vakit ayıramamışlar besbelli…    

Her ne ise… Artık önümüze bakmamız gerekiyor. İnsansız hava, deniz ve kara araçlarının her türlü savaş şartlarında çok önemli görevler üstlenebildiği bir dönemden geçiyoruz. Deniz Kuvvetleri karargâhının acilen Ankara’dan taşınıp Adalar Denizinde uygun bir yere nakledilmesi gerekiyor. 

Bunun yanında Kuzey ve Güney saha komutanlıklarının yeniden düzenlenip; Karadeniz, Adalar Denizi ve Akdeniz saha komutanlıkları şeklinde yapılandırılmaları gerekmektedir. Çünkü her üç denizin kendine özgü şartları ve savunma ihtiyaçları farklılık arz etmektedir. Özellikle Yunanistan gibi ABD’nin Akdeniz’deki üssü haline gelmiş bir devlete karşı hak ve menfaatlerimizi korumak maksadı ile organizasyon şemalarını değiştirmek lüzumu vardır.

Kısaca askerlerin Ankara’nın siyaset kapışmalarından uzaklaşarak kendi asli vazifelerine dönmeleri gerekiyor, vesselam…

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Sirac

İnşallah aklı Selim bunları kale alır ona göre kademeli kademeli geçiş saglar. Aklı olan düşünür ve asli vazife ile başbaşa kalır.

mizan

Konuda bir teferri : `Adalar Denizi` kelimesini vurgulu şekilde çekinmeden defaatle söylemeniz takdire şayan. Ecnebilerin söylediğinden ictinab edip, kendi ecdadımızın koyduğu isimleri kullanmalıyız tabi ki..
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23