Batı’da nehre işiyorlar...
Birkaç gündür Hollanda ve Almanya’dayım.. Bazı gözlemlerimi aktarmaya çalışacağım. Bir kere Almanya’da bulunan gurbetçiler daha milliyetçi daha dindar ve daha ahlaklı. Eskiden Avrupa denilince ahlaksızlık akla gelirdi. Biz çocukken Almanya’da içki serbest, kumar serbest, uyuşturucu serbest denilirdi. Her türlü ahlaksızlığın kaynağı olarak batıyı görürdük.
Haklı olduğumuz yanlar var, ancak iş ahlakı konusunda adamlar bizden daha düzgün, daha dürüst. Bizim dinimiz ahlakı, adaleti emrederken Türkiye’de bulunan Müslümanların birçoğu bu değerlerden çok uzak.
Dinimiz kul hakkı yeme diyor bizler yiyoruz, dinimiz yalan söyleme diyor bizler söylüyoruz, dinimiz işine sahip çık diyor biz çıkmıyoruz. Oysa batılılar iş ahlakı konusunda bizden daha dürüst, daha disiplinli. Biz sabah yedide namaza kalkamazken adamlar saat 6:00’da spor için kalkıyorlar, işlerine vaktinde gidip vaktinde geliyorlar, vergilerini düzenli ödüyorlar. Oysa bizler nereden çalarız, nereden vergi kaçırır onun arayışı içerisindeyiz. Adamların dini çürük, işleri sağlam. Bizim de dinimiz sağlam, işimiz çürük.
Biraz da burada bulunan vatandaşlarımızdan bahsetmek istiyorum. Eş, dost akrabalarımız diyorlar ki “biz Türkiye’den korkar olduk.”
Niye, diye sordum. “Türkiye’de uyuşturucu, içki, kumar buradan daha fazla. Buralar daha güvenli. Biz çocuklarımızı Türkiye’ye rahat rahat götüremiyoruz” diyorlar. Gurbette olmanın etkisiyle insanlar birbirine daha sahip çıkıyor. Dinine, bayrağına, ülkesine daha sahip çıkıyor. Milli duruşları, milli hisleri çok fazla burada. Kilise satın alıp cami yapanlar var. Bu camilerde konferans düzenleniyor, futbol turnuvası düzenleniyor, kermes düzenleniyor, dinlerini öğreniyorlar. Oysa Türkiye’de cami dibimizde, okul dibimizde, fakat insanların dinle diyanetle alakası yok. Bu işlerde bir yanlışlık var.
Neyse buradaki vatandaşlarımızla konu konuyu açtı, hayat pahalılığından bahsettiler. Burada da şikâyetçi çok. Her yerde hayat pahalı, gurbetçiler eskiden rahatlıkla para tasarrufu yapıyorlardı şimdi zor geçiniyorlar. Kira fiyatları iki kat artmış, benzin fiyatları iki kat artmış, yine peynir, ekmek, gıda fiyatları iki kat artmış. Burada da hayat pahalılığı var, güllük gülistanlık değil. Buradaki vatandaşlarımız Türkiye’deki muhalefeti anlayamıyorlar.
“Hayat pahalılığı sadece Türkiye’de yok ki, niye sürekli hükümeti eleştiriyorlar burada da hayat pahalılığı var, dünyanın her yerinde hayat pahalılığı var” diyorlar.
Yine buradaki vatandaşlarımızın en çok merak ettiği konu niçin Türkiye’de erken yaşta emeklilik var, burada 69 yaşında emekli olunuyor. Türkiye’de kırklı yaşlarda emekli olanlar var, yazık değil mi diyorlar. Türkiye bu parayı nereden buluyor. Almanya’da emeklilik mezarda Türkiye’de genç yaşta emekli oluyorsun. En verimli çağda emekli oluyorsun. Türkiye gene iyi ayakta kalıyor diyorlar. Biz de dedik ki, siyasetçiler oy almak için ülkeyi ekonomik sıkıntıya sokuyorlar. Demirel zamanında genç yaşta emeklilik çıktı, bu hükümet de uygulamak zorunda kaldı, çok yanlış. Erken emeklilik maliyeti deprem maliyetinden daha fazla. Bu ülkeye vurulmuş çok büyük darbe ama ne yapacaksın olan oldu diyor.
Yeri gelmişken belirteyim, Hollanda seyahatim esnasında dikkatimi çeken bir konu oldu. Buradaki nehirler çok güzel sulama için çok faydalı, ancak şehrin başkentinde insanlar nehre işiyorlar.
Şaşırdım, bu kadar temiz suya niye işiyorlar, çünkü insanlar içkiyi çok tüketiyor hemen nehir kenarında küçük küçük baraka türü yerler koymuşlar buraya insanlar işiyor ve nehre gidiyor. Ya Avrupa’nın ortasında tuvalet sorunu var, adamlar her konuyu çözmüşler, bu konuyu çözememişler üzüldüm. Medeni batı bu konuyu çözememiş bazı konularda çok iyi durumdalar, bazı konularda ise kötü. Şehir planlaması çok iyi, yollar kaldırımlar-duvarlar çok güzel yapılmış.
Buradaki gurbetçiler daha milliyetçi daha dindar Türkiye’de bizler asimile olmuşuz.
Batı’da bu kardeşlerimiz kültürlerini dillerini ihya etmeye çalışıyorlar. İnşallah bunlar sayesinde ülkemize iş ahlakı dürüstlük gelir de rahat ederiz.
Tabi yurtdışı bana göre değil, biz Anadolu’nun sıcaklığıyla, bozkırın sıcaklığıyla büyümüşüz. Kapalı hava, mekanik bir yaşam bize göre değil. Biz Türkiye’yi seviyoruz, havasını suyunu toprağını taşını. Bir an önce dönmek için fırsat kolladık, şükür döndük.
Son olarak şunu belirteyim; burada Recep Tayyip Erdoğan hayranlığı var. Recep Tayyip Erdoğan’ı milli kahraman milli lider olarak görüyorlar. Recep Tayyip Erdoğan’ı dünya lideri olarak değerlendiriyorlar. Batıda ezilmiş olan vatandaşlarımız güçlü bir cumhurbaşkanımıza sahip olmanın gururunu yaşıyorlar. O nedenle Avrupa’da Erdoğan’a daha çok sahip çıkılıyor. Erdoğan sevgisi burada çok fazla, bunun da altını çizmek isterim. Sonuç olarak batının iyi yönleri de var kötü yönleri de var, iyi yönlerini alıp kötü yönlerini bırakmalıyız.