• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Selma Savcı
Selma Savcı
Selma Savcı
TÜM YAZILARI

Nobel değil, Razzies mutlaka Sarı Şeytan Trump’a verilmeli…

26 Ekim 2025
A


Selma Savcı İletişim: [email protected]

Nobel değil, Razzies mutlaka Sarı Şeytan Trump’a verilmeli… 

SELMA SAVCI

Altın Ahududu Ödülleri, bilinen diğer adlarıyla Razzie Ödülleri veya Razzies, yılın en kötü sinema yapımlarını ödüllendiren ve Hollywood’un en başarısız yapımlarına hiciv dolu bir eleştiri sunan parodi bir ödül törenidir… Bu ödüller için artık benim en güçlü bir adayım var. 

Evet, ABD’de yapılan bir sanat ödül töreni gibi düşünülebilir ama bugün gelinen noktada siyasetten çok siyasette yaptığı rollerle tanınan Sarı Şeytan ABD Başkanı Trump’a bu ödül verilirse daha isabetli olacaktır. Her ne kadar kendisi Nobel’i istese de aslında en kötü ödül olarak bilinen bu Razzie ödüllerini almalı. Neden mi? 

Malumunuz son dönemde Trump gözünü tamamen Latin Amerika’ya dikmiş durumda. Gün geçmiyor ki, Latin Amerika ülkeleriyle ilgili bir açıklama yapmasın, parmak sallamasın… Latin Amerika’nın beşinci büyük ülkesi olan Kolombiya ile olan sürtüşmelerini takip ediyorsunuzdur. Her ne kadar takip etmesek de artık Beyaz Saray’dan yapılan canlı yayınlar evimize kadar girmiş durumda. Biden döneminde üstüne ölü toprağı atılan Beyaz Saray maşallah her an her saniye içimize kadar sokulmak isteniyor…


ABD, Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro’nun da aralarında olduğu 4 ismi yaptırım listesine ekledi ve haliyle Petro da, “Asla diz çökmeyeceğim” diyerek meydan okudu.   

ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisinden yapılan yazılı açıklamada, Kolombiya Cumhurbaşkanı Petro, eşi Veronica del Socorro Alcocer Garcia, oğlu Nicolas Petro ve İçişleri Bakanı Armando Benedetti'nin “özel olarak belirlenmiş vatandaşlar listesine” eklendiği, bu kişilere yaptırım uygulanacağı belirtildi.


İşin garip olan tarafını ise Petro’nun yaptığı açıklamalarla anlamak mümkün. Elbette Kolombiya denilince aklımıza gelen ilk ürünler zincirinin uyuşturucu olmasını çok iyi biliyoruz, kaldı ki, her bir filmde bile bu konu iliklerine kadar işlenebiliyor rahatlıkla.


“Asla diz çökmeyeceğim” diyerek tekrar tekrar Trump’a gider yapan Petro ise, “Bernie Moreno’nun tehdidi gerçekten gerçekleşti. Ben, eşim ve çocuklarım OFAC listesine alındık. Savunmamı, ABD’den Dany Kovalik adlı avukat yürütecek. On yıllar boyunca uyuşturucu kaçakçılığıyla etkili bir şekilde mücadele etmiş olmama rağmen, bugün kokain tüketimini durdurmak için bu kadar çaba gösterdiğimiz bir toplumun hükümeti tarafından, bana böyle bir yaptırım uygulanıyor. Tam bir paradoks; ancak bir adım bile geri atmayacağım.”

Tabii ki burada şahıslar üzerinden okumalar yapmak yerine Trump’ın saldırganlıklarını da anlamak lazım. Rusya’ya diş geçiremeyen ve ilişkiler bütününde durağan bir durumda olan ve Çin ile kafa kafaya tokuştuktan sonra A Malezya, Japonya ve Güney Kore’yi kapsayan 5 günlük Asya turuna çıkan ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in ayağına gitmek zorunda kalan Trump, bir yandan da Latin Amerika ile didişmeye devam ediyor.


Yine Latin Amerika’nın en nüfusu yoğun olan ülkelerinden ve Türk dostu Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ise, ABD’nin Karayipler bölgesindeki askeri hareketliliğine ilişkin “Yeni sonsuz bir savaş icat ediyorlar. Bir daha asla savaşa karışmayacaklarına söz vermişlerdi ama şimdi bizlerin engelleyebileceği yeni bir savaş uyduruyorlar.” açıklamasını yaptı.


Aynı zamanda Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva da, ABD’nin Karayipler bölgesindeki askeri hareketliliğine işaret ederek, ABD’ye Latin Amerika’daki askeri müdahale stratejisinden vazgeçmesi çağrısında bulunarak aslında Latin Amerika ülkelerinin de ABD’ye karşı birleşeceğinin sinyallerini de vermiş oldu.


Her ne kadar dünyanın süper gücü olarak lanse edilen Amerika’nın bugün gelinen noktada hamlelerini yaparken iyi düşünmesi gereken bir döneme doğru ilerlediğimizi düşünüyorum. Evet, Rusya ve Çin ile olan sürtüşmelerinin bugün Latin Amerika’ya karşı kuduz bir köpek gibi saldırmasının temel nedeni bu iki dev ülkeye diş geçirememesi olduğu gerçeği masada dursa da, ABD Başkanı Trump’ın Gazze konusunda ön plana çıkan bir figür olduktan sonra yine manşetlerden inmeme, göz önünde durma isteğinin giderek devam ettiğini de görüyoruz maalesef.

Bugün gelinen noktada Maduro’nun da işaret ettiği gibi, “Yeni sonsuz bir savaş icat ediyor” tanımlamasının Trump’a cuk diye oturduğunu görüyoruz. Her defasında ABD temalı bir dünya düzeninin hâkim olması için canhıraş mücadele eden ve ülkeler arasındaki ilişkilerin kökünü dinamitlemeyi marifet sayan Trump’ın da bir gün bir yerde duracağını da beklemek artık şart oldu. 

Kaldı ki, dünya artık 3. Dünya savaşını kaldıracak bir potansiyelde ve acıda değil. Haliyle ülkeler arasındaki bu horoz dövüşlerinin temeli, tamamen ekonomi anlamında kılıçların çekilmesidir.


Umarız Trump’ın bir an önce durması ve dünya düzeninin daha fazla derinleşebilecek krizlere karşı dimdik ayakta durarak en azından artık acısız ve kansız bir dünyanın ilerleyebileceğini tahayyül ederiz…

Selam ve Dua ile…


Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

MUZAFFER..

ŞEYTAN NA ,USLU USLU OTURSUN MU DİYORSUNUZ, ( Ö Z E L ) OLARAK SEÇİLMİŞTİR, KAFİR, KATİL, YALANCI, ARTİS, HIRSIZ, DIR........

Ahmet

Sarı şeytan deme. Dostum Tramp.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23