Türkiye’yi sevmek
Türkiye’yi sevmek
Recep Öncel
29 Ekim 2025 tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin 102. kuruluş yıldönümü kutlandı.
Öncelikle, Balıkesir Sındırgı İlçesinde meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki deprem dolayısıyla geçmiş olsun diyorum.
Depremden hemen sonra Türk Devleti aksiyon aldı, gerekli müdahaleleri yaptı. Çok şükür, büyük bir yıkım olmadı.
Bakınız, Türkiye artık eski Türkiye değildir.
Bugün Türkiye büyük ve kudretli bir ülkedir.
Malum Türkiye’de 20 Şubat 2023 tarihli, 7.7 şiddetinde meydana gelen deprem sonucunda; Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep, Osmaniye, Malatya, Diyarbakır, Şanlıurfa, Adıyaman, Kilis’te büyük yıkım yaşandı.
Ama çok kısa bir süre içinde, bütün şehirler yeniden imar edildi.
Bu Hükümet 200 bin konut yaparak Dünya tarihinde bir ilki gerçekleştirdi.
İlaveten geçtiğimiz günlerde başlatılan 500 bin konut hamlesiyle, konut sorununa ve fahiş kira meselesine çözüm bulmaya çalışılıyor.
Sadece İstanbul’da 15 bin konut, rayiç kira bedelinin yarısı kadar kira bedeli ile kiralanacak.
İşçi, memur, asgari ücretli, genç çiftler için kontenjan ayrılıp, bu sosyal mesele için çözüm bulmaya gayret ediliyor.
Bütün bunlar muhalefetin çok istismar ettiği konular olup; fakir fukara, dar gelirliler için çareler olarak ortaya konuluyor.
Artı son yıllarda milli güvenlik alanında savunma sanayiinde, çok büyük hamleler gerçekleşti.
Daha önce toplu iğne yapamayan ülkemiz, şimdi AKINCI, ALTAY, BAYRAKTAR, İHA, KAAN, KIZILELMA, SİHA, T.C. ANADOLU, TOGG projeleriyle uğraşıyor. Kaan uçağımızın, 2028 yılında TSK envanterine girmesi planlanıyor.
Bu arada Kıbrıs, Yunanistan, İsrail gibi Türkiye’yi çevreleyen sorunlar dolayısıyla, hava savunmasında zafiyet meydana gelmemesi için yeni arayışlar yapıldı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İngiltere Başbakanı Keir Starmer arasında görüşme gerçekleşti. İki ülke arası ticaret hacminin 40 milyar dolara çıkarılması konusunda mutabık kalındı. Eurofighter uçak alımı anlaşması imzalandı. Bu aşamada Katar ve Umman’dan 12’şer, İngiltere’den 20 adet toplam 44 adet uçak alınacak. Türk Ordusunun ihtiyaçları karşılanacak.
Ayrıca, Cumhurbaşkanımız Ankara’ya gelen Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’i Külliye’de kabul etti. Basın toplantısında Merz; İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu söyleyerek Hamas’ı suçladı. Bunun üzerine Erdoğan; Hamas’ın elinde nükleer silah yok, ama İsrail’de var. İsrail Gazze’yi vuruyor. Almanya olarak bunları görmüyor musunuz? diye cevap vererek, bu adama gereken cevabı verdi.
Ve TRT World Forum 2025’te yaptığı konuşmada; Türkiye, Gazze’nin ayağa kaldırılması için sadece elini değil tüm gövdesini taşın altına koymaya hazırdır’ diyerek bu işin edebiyatını yapanlara mazlumların yanında olduğumuzu gösterdi.
Yine çok sevindirici bir gelişme; 28 Ekim 2025 tarihinde Altay Tankı envantere girerek, Ankara’da tören oldu.
Şimdi Türkiye’nin imal ettiği, ama muhalefet partilerinin hayal diyerek alaya aldıkları Altay Tankı, Dünya’nın en iyi tanklarından birisidir.
Altay Tankı; maksimum hızı 65 kilometre, su altı geçiş 4 metre, motor maksimum güç 1500BG, yüksek mayın koruması, tüm anti tank roket ve güdümlü füzelere karşı 360 derece koruma, lazer güdümlü füze atabilme yeteneği, eş zamanlı makineli tüfek, 1,5 milyon mühendislik saatiyle, 35 bin test süreciyle, 3700 fiili atışla tüm aşamaları geçmiş. Tank fabrikasında; her ay 8 adet Altay Tankı ve 10 adet Altuğ imal edilecektir.
Sayın Cumhurbaşkanımız, BMC Ankara Tank ve Yeni Nesil Zırhlı Araçlar Üretim Tesisi Açılış ve İlk Yeni Altay Tankı Teslimat Töreninde yaptığı konuşmada;
“Son teknolojiye sahip hava, kara, deniz araçlarımızla, destan yazmaya devam ediyoruz. Artık takip eden değil, takip edilen bir devletiz.
Haklı olmak yetmez, hakkın korunması için güçlü olmak gerekir. Bosna’da, Suriye’de, Gazze’de ne uluslararası hukuk ne de dev bütçeli kurumlar zulümlerin ve katliamların önüne geçemedi. Onurlu bir şekilde yaşamak isterseniz, her alanda güçlü olmak caydırıcı olmak zorundasınız. Yani kendi göbeğinizi kesmek zorundasınız. Aksi takdirde üzülerek ifade ediyorum, kurtlar sofrasına dönüşen bu yeni düzende, kimse kimseye acımaz gözünün yaşına bakmaz” dedi.
Yapılan işler;
Recep Tayyip Erdoğan’ın eseridir ve Türkiye sevdasının göstergesidir.
Daha ötede; Türk Milletinin vakarıdır, gurudur, sevincidir.
Şimdi soruyoruz!
Bu projeler neden 80 yıl boyunca yapılamadı?
Peki AK Parti ne şekilde bir irade gösterdi ki, 23 yılda nasıl başarıldı?
Ama, CHP de Türkiye’yi sevdiğini iddia ediyor.
Fakat niye hiç proje üretmiyor?
Niye her yapılan işe karşı çıkıyor?
Niye hiç memnun olmuyor, yapılanları takdir etmiyor?
Niye sadece slogan atıp, kavga ederek siyaset yapıyor?
Bakınız!
Türkiye’yi sevmek demek; kafasını kuma sokmak değildir.
Türkiye’yi sevmek demek; Kur’an’a, Ezana, Başörtüsüne, kısaca Milletin değerlerine hakaret etmek değildir.
Türkiye’yi sevmek demek; Bağdat caddesinde dans etmek, Beyoğlu’nda içki içmek değildir.
Bilakis, Türkiye’yi sevmek demek; Türk Milletiyle ve inançlarıyla barışmak demektir.
Türkiye’yi sevmek demek; ülkenin imarında, savunma sanayinde, diplomaside, başarılı olmak bu ülkeyi Dünya ligine taşımak demektir.
Türkiye’yi sevmek demek; Güçlü bir Türkiye meydana getirmek demektir.
Türkiye sadece kendisi için değil, tüm Dünya’da ‘adaletin, iyiliğin, güzelliğin, barışın’ sağlanması için, güçlü olmak zorundadır.