Mevlâna, Esin Çelebi, Ahmet Özhan
Mevlâna, Esin Çelebi, Ahmet Özhan
Recep Öncel
Hz. Mevlâna; Men bende-i Kur’anem eğer can darem, Men hak-i reh-i Muhammed muhtarem.
Eğer nakl kuned cüz in kes es güftarem, Bizarem ez u vez an suhen bizarem.
(Ben yaşadığım müddetçe Kur’an’ın bendesiyim. Ben Muhammed Mustafa’nın(sav) yolunun toprağıyım. Biri benden bundan başkasını naklederse Ondan da şikâyetçiyim, o sözden de şikâyetçiyim.) diyor.
Mevlâna bir İslam Mutasavvıfıdır.
Sözü güzel söylemiş ve Cenab-ı Hak sözlerine bereket vermiştir.
Eserleri; Mesnevi, Divan-ı Kebir, Fihi Ma-Fih, Mektubat, Mecalis-i Seba’dır.
Bugün Dünyanın birçok bölgesinde insanlar O’ndan etkilenmekte ve her yıl aralık ayında Şebi Arus vesilesiyle Konya’ya gelmektedirler.
Şimdi, Allah’a(cc) vuslatının 751. yılında O’nu anıyor ve mesajlarından hepimizin istifade etmemiz gerektiğini ifade ediyoruz.
Bir televizyon programında, sunucu ‘Hz. Mevlana’yı tek kelime ne ile ifade edersiniz’ diye sordu. Bendeniz cevap verdim; Tek kelime, Aşk!
Evet Hz. Mevlâna Allah ve Peygamber aşkı ile dopdolu olan, Kur’an yolunda giden bir insandır.
Son olarak, Mevlâna Moğol casusudur diyenlere aşağıdaki hadiseyi hatırlatmak istiyorum.
‘Moğol ordusu 1256 yılında Baycu Noyan Komutasında Konya’yı kuşatır. Malum o dönemde Anadolu’nun her tarafını istila etmektedirler. Hatta haritadan silmektedirler.
Moğollar gelince Selçuklu idarecileri şehri terk ederler. Şehirde sadece halk kalır.
Hz. Mevlâna seccadesini ordunun olduğu alanın karşısına serer ve namaz kılmaya başlar. Komutanlar askerlere emir verir, okçular Hz. Mevlana’ya ok atar. Ancak, oklar hedefine ulaşamaz. Halbuki Moğollar iyi ok atarlar. Komutan Noyan da uğraşır, ama başarılı olamaz. Bunun üzerine korkarlar ve şehri terk ederler. Daha sonra, onların soyundan birçok kişi Müslüman olur.
Bu da Hz. Mevlâna’nın bir kerametidir.’
Biz torunu Esin Çelebi Hanım ve sanatçı Ahmet Özhan Bey’le ‘Hz. Mevlâna ve Aşk’ hakkında hasbıhal ettik, konuşmalarımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
1-Esin Çelebi Bayru Hanım; 14 Aralık 2024 tarihinde Konya Uluslararası Mevlâna Vakfında bizi misafir etti. Kendisi, Hz. Mevlana’nın 22. kuşak torunu olup Vakfın Başkanvekilidir.
Esin Hanım şöyle anlattı; Hz. Mevlâna’nın Kur’an-ı Kerim ve Hadislerden aldığı bilgi ile kurmuş olduğu Mevlevi yolu, Tekke Kanunu hazırlanırken Mevlevihaneler kapandı. Ama, Hz. Mevlana’nın ruhaniyeti hâlâ devam ediyor. Konya’ya, Dünyanın her yerinden misafirler geliyor.
O zaman yolu sürdürmek için büyük babam Bakır Çelebiyle Halep’e gitmiş. Daha sonra babam kandan gelen biri, makam çelebisi olduğu için babam sürdürdü.1996 yılında Uluslararası Mevlâna Vakfı kuruldu. Faruk Çelebi Başkanımızdır. Bizler de bu hizmeti yapmaya çalışıyoruz.
Hz. Pir; Manevi yolda İlahi aşkı ele almış. İnsanı insana anlatmıştır.
İnsanlar Mevlâna’da huzur buluyor. Bir söz, bir sema, bir musiki parçasından etkileniyorlar. Rüyalarında Hz. Piri görüyorlar. Konya’ya geliyorlar. Dinlerini değiştiriyorlar. Bu aşk onları yakıyor.
Hz. Mevlâna söyle söylüyor; Anamız aşk babamız aşk aşktan doğduk biz. Bütün aşklar ilahi aşka köprüdür.
Arapça aşk kelimesi sarmaşıktan gelir. Türkçede sevi kelimesi bir şeye aşırı bağlılık sevgi istek demektir.
Aşkı mecazi; Dünya aşkı, Aşkı İlahi; Allah aşkına verilen isimdir.
Asıl olan Allah aşkıdır. Aşk; kimseye ihtiyacı olmayan, Allah’ın sıfatlarındandır. Allah’tan başka her şey yok olacaktır. Yok olan şeylere bağlanmak boştur.
Berrak sudan daha temiz bir aşkım var. Bu aşk oyunu şehvetle ilgili olmadığı için, bana haram değildir.
Aşk başkalarını şekilden şekle sokar, halden hale kor. Hâlbuki benim aşkım geçici olmadığı gibi, sevgilimde sıkıntı yoktur. Çünkü; Allah ölümsüzdür!
Bizim her nefesimiz, aşka doğru gider. Bu ilahi aşk, adeta göklerden yeryüzüne sarkıtılan bir zincir gibidir.
Aşk, göklere uçmak her an yüzlerce perdeyi yırtmaktır.
Kalem bu aşkı yazmaya çalışsa, ortadan yarılır.
Allah aşıkları, manen Hakka ulaşınca dertlerinden kurtulur. Âdeta ölmeden önce ölürler.
Aşk abı hayattır, dal bu suya dal kaçma!
Aşk başını verince akıl kalmaz. Yalnız O’nun hakikati kalır.
Aşk kimseye ihtiyacı olmayan, Allah’ın vasıflarındandır.
Hz. Pir; aşksız geçen bir ömrü ömürden saymaz der.
2-Ahmet Özhan Bey; Sanatçı, Türk Tasavvuf Musikisi ve Folklorunu Araştırma Yaşatma Vakfı Başkanıdır. Kendisi 15 Aralık 2024 tarihinde bizi Konya Bera Otel’de misafir etti.
Ahmet Bey; Memuriyet dolayısıyla Anadolu’da dolaşan bir ailenin çocuğuyum. Urfa’da doğdum. Aslen Konya Karaman’dan gitme, Rumeli göçmeniyim.
Küçükten itibaren musikiye istidadım vardı. Konservatuara gittim. Daha sonra tasavvuf müziğine ilgi duydum. Çok şükür, bu kulvarda hizmet ediyoruz.
Hz. Mevlana’yı anlamak için, İslam’ın ne olduğunu anlamak lazımdır.
Cenab-ı Hak; Benim rahmetimden ümit kesmeyin buyuruyor. Hz. Mevlâna, Allah’ın bilinmek ve sevilmek arzusunu en üst seviyede yaşamıştır. Cenab-ı Hakk’ın nuru, muhatabı tarafından algılandığı zaman aşk ortaya çıkar.
Şems ile Meracel Bahreyn denilen kavuşmaları çok anlamlıdır. Yüce Allah öyle bir potansiyelin ortaya çıkması için Şemsin bir kibrit çakmasını murat etmiştir.
Hz. Mevlâna; ben Anadolu’ya geldiğimde halkı şiire, musikiye, raksa meraklı gördüm, ondan dolayı şiir söyledim. Yoksa, şiir nerde ben neredeyim der.
Hz. Mevlâna müderris olup Mollayı Rum’dur. Zülcenaheyn çift kanatlıdır. Muhammedî, İslam velisidir.
Cenab-ı Hak, Kur’an-ı Azimüşşan’da nereye dönerseniz dönün benim vecihlerimi görürsünüz; diyor.
Allah, sıfatlarını şerefli olarak yarattığı insanla paylaşır. İnsan aynısındaki Cenab-ı Hakk’ın nurunu algıladığı zaman aşk olur. Tecelli ve müşahedededir.
Cenabı Pir Efendimiz; meseleye estetik bir şekilde yaklaşır.
Hz. Pir; Acele etme gel. Sen gel, hele gel; diyor.
Hüdavendigar’ımız, varlığın yaratılmasından murat olan sevgiyi ortaya koyar. Buna; aşk, denir.
Mevlâna; aşkı ben ol da bil, diyor.
Bu muradın yegâne muhatabı Peygamber Efendimizdir. Malum, ‘muhabbetten Muhammed oldu hasıl, Muhammet’siz muhabbetten ne hasıl’ denmiştir.
Mesnevi, Hüsamettin’e göre yazıldı. Şemse göre yazılsaydı, insanlar anlayamazdı. İnsanlar okuyup, yaşam halene getirsinler diye yazılmıştır. Hz. Mevlâna Farsça kullanıyor. O zaman, edebiyat dili Farsçadır.
O günkü şartlar da bu coğrafya da Moğol istilası gerçeğine göre stratejist tavır sergiledi.
Mesela, bugün Türkiye Güneysınırlarımızda ile politik davranıyor. Biz istihbarat, genelkurmay, siyasal ilişkilerde ona göre duruş sergiliyoruz. Türkiye hem Rusya Ukrayna savaşı, hem İsrail Suriye ilişkilerinde vakarla olgunlukla durdu.
Hz. Mevlâna Kur’an ve Sünneti ölçü almıştır, bizim de bunu yapmamız gerekiyor.
Buradan Resulü Kibriya Efendimize gitmek lazım. Hz. Ömer, ‘kalkın Kâbe’ye gidiyoruz, dediğinde Efendimiz, ‘Ya Ömer daha zamanı gelmedi’ diye buyurdu.
Peygamber Efendimizden, edepli bir şekilde bahsetmek gerekir. Sıradan bir insandan bahseder gibi bahsedilmez.
Peygamberimiz, her işi en iyi şekilde yapardı. Yapılacak işler, en mükemmel şekilde yapılmalıdır. Batı bu Muhammedi gerçeği kavrayamadı. Bu kemali, algılayamadılar.
Kaç yıl evvel, ABD seyahatimiz olmuştu. Bir katedralde ayin yapıldı.
Toplantıda; diğer kitaplar tahrifata uğradı, insana faydası olamaz. Bütün cevher Kur’an’dadır. Son din olarak herkese faydalıdır. Yegâne kemal İslam’dır; denildi.
Ecnebilerden birisi söz aldı; kültürel, ekonomik duruma bakın. Ne ararsan Batıda var. İlim teknoloji, üretim var. Siz onların yaptıklarını kullanıyorsunuz; dedi.
Cevaben; ‘Siz tahrif edileni arkaya attınız, aklı öne koydunuz, çalıştınız. Biz hak olanı arkaya attık, aklı öne koyamadık, çalışmadık.
Ancak, akıl bu dünyayı halleder, ahireti halledemez.
Akla konu olan bütün varlığın bulunduğunu, ahiret hayatının olduğunu ve bir üst şuur tarafından yönetildiğini, düşünmeliydiniz.
Cenab-ı Hak’ta eksiklik yoktur. İnsanlığın idrak etmesi, aklı cüzinin, aklı külle müracaat etmesi lazımdır’ şeklinde cevap verildi’ diyerek, sohbetini tamamladı.
Netice olarak; Hz. Mevlâna Allah aşkını referans alarak , hem dünya ve hem ahiret meselesini çözmeye çalıştı.
Biz, Hazreti Pirin hareket tarzının hepimiz için yol gösterici olduğunu düşünüyoruz.