En Güzel Doğum ve Zaferler
En Güzel Doğum ve Zaferler
RECEP ÖNCEL
Rebiülevvel ayına (Hicri; 1447) girdik.
Muştular demektir bu ay.
Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de ‘ve seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik’ buyurur. (Enbiya 107)
Gelin Peygamber Efendimizin babasının hayatına bakalım.
Hz. Abdullah yakışıklıydı, Mekke’nin iyi ailelerden birine mensuptu ve seyahate gitmişti.
Yanına bir kız geldi ve sordu; benimle evlenir misin?
O da; hayır diye cevap verdi.
Daha sonra Mekke’ye döndü. Asil ve güzel bir hanım olan, Hz. Amine ile evlendi.
Düğünden sonra tekrar seyahate gitti ve aynı kızla karşılaştı.
Kız tekrar geldi ve sordu; benle görüştükten sonra geçen zamanda ne yaptın?
Abdullah’ evlendim, neden sordun’ dedi.
Kız ‘daha önce seni gördüğümde alnında bir nur vardı. Bu yüzden evlenmek istedim. Şimdi o nur yok olmuş, demek ki senden hanımına geçmiş’ diye söyledi.
Evet, o nur Hz. Muhammed’in (sav) nuruydu!
Hz. Amine varlık nuruna hamile olunca bir rüya gördü.
Rüyada kendisine; Ey Amine! Sen bu ümmetin efendisine hamilesin. Dünya’yı şereflendirdiği zaman O’nu tek olan Allah’ a havale ediyorum diye dua et. O’na Muhammed ismini ver; denildi.
Ve Sevgili Peygamberimizin doğum zamanı geldi.
Rebiülevvel ayının 12. gecesinde, en sevgili insan doğdu.
En güzel doğum gerçekleşti.
Mevlidi Şerifte şöyle bahsedilir;
‘Dedi gördüm ol Habibin anesi,
Bir aceb nur kim güneş pervanesi.
Bu gelen ilm-i ledün sultanıdır,
Bu gelen tevhidi irfan kanıdır’.
Bu güzel doğumla birlikte putlar kırıldı. Kisraların saraylarındaki sütunlar yıkıldı, Save gölü kurudu. Şeytan hayatında hiç olmadığı kadar büyük bir çığlık attı.
Dedesi Abdulmuttalib’e; Neslinden bir çocuk doğacak, alamet olarak O’nun iki kürek kemiği arasında bir ben bulunacak. Kıyamete kadar imamlık O’nda olacak. O’nun doğumuyla Hak Batıl ayrılacak, adalet gelecek; dediler.
Ve bu kutlu çocuk hem yetim hem öksüz kaldı.
El Emin ve es Sadık oldu.
En iyi ahlaklı insan oldu.
Yüce Allah O’nu hep muhafaza etti.
Efendimiz şöyle anlatıyor;
Çocuklar bir yerde oyun oynuyorduk. Onlar alt elbiselerini kaldırıp omuzlarına koyuyor ve taş taşıyorlardı. Ben de öyle yapmak istedim, ama kendisini göremediğim bir kuvvet bana ‘elbiseni beline bağla’ diye söyledi;
Başka bir seferinde; çocukluğumda arkadaşlar bir eğlenceye gitti. Ben uyuya kaldım, gidemedim. Allah beni korudu;
Allah Teala, ilahi esrarı alıcı hale gelmesi için, Resulullah’ın sadrının açmış içini temizlemiş, huzur sükûnet, merhamet, şefkat, iman, hikmet ile doldurmuştur.
Yine Efendimiz; çocukluğumda iki melek geldi. Beni sırt üstü yatırdılar karnımı yardılar, kalbimi açıp içinden siyah bir kan pıhtısı çıkardılar. Kar suyu ile yıkadılar. Sonra Peygamberlik mührü ile mühürlediler; demiştir.
Efendimizin gençliği çok güzel geçti ve O hep farklı oldu.
40 yaşında Hira dağında Hz. Cebrail geldi; İkra! bismi rabbikellezi halak; Yaratan Rabbinin adıyla oku! diyerek, Rabbimizin emrini tebliğ etti.
İlk emrin; Oku! olması, ne kadar anlamlı değil mi!
Peygamberimiz mağaradan döndü, sonra da Hz. Hatice’ye; beni örtün, dedi. Validemiz O’na hep yardımcı ve destek oldu.
Rabbimiz, Habibini huzuruna çağırdı ve Peygamberimiz Miraç etti.
Hz. Ebubekir, ‘O söylediyse doğrudur diyerek sıddıkiyet, Hz. Ömer adalet, Hz. Osman haya, Hz. Ali ilim ile öne çıktı.
Hz. Fatıma ile olan baba-kız sevgisi ve Peygamberimizin ‘kızım namazını kıl’ diyerek ikaz etmesiyle, bizlere güzel bir mesaj verildi.
Hz. Aişe validemizin O’na bağlılığı ve Hadis nakletmesi bir başka güzel örnek oldu.
Hz. Bilal Ezan okudu, gökteki yıldızlar gibidir dediği Ashabı, hatta vefatından sonra bile milyarlarca Müslüman O’nu çok sevdi.
O bir kahramandı!
O daha 17 yaşındayken, bir vadide azan bir deveyi yularından tutmuştu.
O Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarında en cesur savaşçıydı.
O Kureyş’in kendisine boykot ilan etmesi karşısında, tek başına mücadele etmişti.
Efendimiz, Medine’ye Hicret etti.
Gün geldi, Mekke’yi fethetti.
O, örnek bir insan oldu.
Veda haccında yüz binlere konuşup, ‘Şahit Ol Yarab!’ sözleriyle, son icraatlarını ortaya koydu.
Hasta yatağındayken Azrail (as) geldiği anda bile Ümmetin halini düşündü.
Evet, en güzel doğum en güzel ölümle neticelendi.
İnşallah, Kıyamette en güzel şefaat, Cennette en güzel beraberlikle devam edecek.
Biz de en güzel kelime ile yazıyı sonlandırıyoruz;
‘Eşhedü en la ilahe İllallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resulüh’.
Efendim, Mevlid kandilimiz (Miladi; 3 Eylül 2025) mübarek olsun.
Zaferler
Tarihimiz, özellikle Ağustos ayı zaferlerle doludur.
Bu mutlu ayı idrak ediyoruz.
1-26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferini kutladık. Anadolu’ya gelişimiz böyle başladı.
2-30 Ağustos 1922 Zafer Bayramı’nı kutladık. Yaşam mücadelemiz böyle devam etti.
Günümüzde özellikle TCG Anadolu Gemimiz, İHA, SİHA ve diğer silahlarımızla gurur duyduk.
Cenab-ı Hak’tan, Sevgili Peygamberimizin doğumuyla başlayan müjdelerin devamı niyazıyla, Terörsüz Türkiye ve acilen Mescidi Aksa- Gazze, Doğu Türkistan’ın özgürleşmesini dileriz.