• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Prof. Dr. İbrahim Bektaş
Prof. Dr. İbrahim Bektaş
TÜM YAZILARI

“Hürriyet” hidayete (!) erebilecek mi?

30 Mart 2018
A


Prof. Dr. İbrahim Bektaş İletişim: [email protected]

Bir “tesadüf” müdür bilinmez ama yayın hayatına, 1948 yılında, İsrail’in devletinin kurulduğu Mayıs’ta başladı.

Gazetenin tanıtım sayfasında siyasi görüşü olarak “Ana akım, merkez sol, sekülerizm” diye yazılıdır. Bunlarla ne kast ediliyor, emin değilim.

Diğer bir ayrıntı da, İsim logosunun hemen altında Türk bayrağının yanında “Türkiye Türklerindir” sloganının yer almasıdır.

Hep merak etmişimdir, bu slogana “Hürriyet ne kadar sadıktır” diye!

“Hürriyet Gazetesi” için finansman arayışına giren Sedat Semavi’ye, aradığı destek Yahudi asıllı “Burla biraderler”den gelir.

“Yahudi desteği” ve “İsrail’in kuruluşu ile aynı tarihlerde kurulması” Hürriyet’in doğuşunda yine bir “tesadüf müdür” bilemedim.

Ama, Hürriyet ile Alman Axel arasında yapılan anlaşmaya göre, “Hürriyet gazetesi İsrail aleyhinde hiçbir haber yayınlayamayacak” olmasının ne manaya geldiğini pek ala bildim.

Sırf bu yüzden midir ki, daima millete karşı cephede yer almak zorunda kaldı.

Darbecilerden yana durdu.

Mantıklı geliyor!

1960 darbesinin yapıldığı günün sabahında sürmanşetten, “Türk ordusu vazife başında! Silahlı kuvvetlerimiz bütün yurtta idareyi fiilen ele aldı” ifadelerini sevinç çığlıkları ile duyurdu.

Mesela, 14 Haziran 1960 tarihinde yayınlanan bir karikatürde, Türkiye Cumhuriyeti’nin meşru Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve meşru Başbakanı Adnan Menderes köpek şeklinde çizildi.

12 Mart (1971) muhtırası öncesinde, “Meçhul eller tarafından süratle kargaşalığa sürüklenen Türkiye’deki olaylar zincirine dün yeni bir halka daha eklenmiştir (16 Şubat 1971)” türü haberlerle ortamı darbecilere uygun hale getirmeye çalıştı.

1980 darbesinde de Hürriyet’in üstlendiği misyon beni şaşırtmadı.

12 Eylül’e ramak kala “Bayramın kanlı bilançosu: 20 ölü… Sağ kalmak zorlaştı… Dün Malatya, bugün Sivas, yarın başka şehir... Kaç kişinin nerede nasıl can vereceğini bilemez olduk… Ölen ölene vuran vurana… Anarşi kol gezmiyor heyula olup karşımıza dikiliyor” gibi manşetlerle ortam belli ki birilerine uygun duruma getirilmek isteniyordu.

Ve darbe olduğu sabah tam sayfadan darbeci Evren’in fotoğrafı ile birlikte “Ordu yönetime el koydu, bütün yurtta sıkıyönetim ilan edildi” naraları ile darbeyi meşru göstermeye gayret ediyordu. 

28 Şubat post modern rezaletinde de Hürriyet boş geçmedi.

İşte o günlerde muhtelif tarihlerdeki manşetlerinden birkaç örnek;

70 Yıllık imajımız güme gidiyor (14 Ağustos 1996)”.

Bu defa işi Silahsız kuvvetler halletsin(20 Aralık 1996)”.

 “Gerekirse silah bile kullanırız (12 Haziran 1997)”.

28 Şubat’tan da millet güçlenerek çıktı.

“Bin yıl” sürmesi hedeflenen karanlık odakların şer planlarını millet 2003’te Ak Parti’yi iktidara taşıyarak akim kıldı.

Bu tarihten itibaren de “Milletin ve Ak Parti’nin başına örülmek istenen çoraplar”, sahiplerinin başlarına geçirildi.

2004’te başlayan “ETÖ” eksenli darbe girişimleri, Sayın Erdoğan’ın dik durması sayesinde atlatıldı. 

Milletin Hakk’a yolculuğunda, Hak ve Millet düşmanlarının son çırpınışları fayda vermedi ve şer üçgenleri birer birer kırılarak ilerleme devam etti.

Ancak Hürriyet’in bu “öze dönüş” hareketlerine tahammülü yoktu.

Ak Parti ve MHP’nin birlikte TBMM’de yapılan “başörtüsü yasağının Üniversitelerde kaldırılması oylaması”, Hürriyeti “zıvanadan çıkardı” ve; 

10 Şubat 2008’de “411 el kaosa kalktı” manşetiyle millete düşmanlıkta pik yaptı.

Çabalar boşaydı ve su mecrasına doğru akmaya başlamıştı.

15 Temmuz darbe girişiminde -beni şaşırttı- ve milletten yana bir görüntü verdi (Gaybı ancak Allah bilir).

Her şey yolunda giderken, Hürriyet son bir kalkışmaya daha imza atı.

25 Şubat 2017’de “Karargâh rahatsız” sür manşeti ile millete karşı kürek çekme cüretini gösterdi.

Ve 22 Mart 2018. 

“Hürriyet’i de bünyesinde barındıran, Doğan Medya, Demirören grubuna satıldı”.

Kendi payıma hayatım boyunca “satılmışlığa” karşı durdum, satılmışları kınadım.

Ama bu defa “Hürriyet’in satılmasına” sevindim.

İnşallah “bu satılma onun hidayetine(!) vesile” olur.

Ve umarım, Sayın Demirören’ler “Milliyet’in internet sitesine dokunmayarak geçemediği sınavı”, bu defa Hürriyet’le geçerler.

Hayırlı Cumalar…

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23