• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Nusret Reşber
Nusret Reşber
TÜM YAZILARI

“Onlar bilmiyorlar; bilselerdi yapmazlardı, keşke bilselerdi” (2)

11 Eylül 2025
A


Nusret Reşber İletişim:

“Onlar bilmiyorlar; bilselerdi yapmazlardı, keşke bilselerdi” (2)

NUSRET REŞBER

Bir önceki makalemizi şöyle bitirmiştik: İşte dün gece dünyaya teşriflerini kutladığımız Rahmet elçisi Resûlullah ise hâlâ şu niyazdaydı: “Allah’ım kavmimi bağışla! Çünkü onlar doğruyu bilmiyorlar, bilselerdi yapmazlardı”.  Ve bizler bugün, bin beş yüz yıl sonra hâlâ bilmiyoruz, bilmemekteyiz. Keşke bilebilsek!

Evet, rahmet elçisi Hz. Muhammed (s.a.s.)’e oldukça ihtiyaç vardı. O gün herkes, her şey, kâinat Onu bekliyordu.

O’na düşman kesilecek Ehl-i kitap dahi, kitaplarında Onu okuyor, O’nu bekliyorlar.

Selman’ı Farisi, Üveys el-Karanî gibi Hakk âşıkları Ona kavuşmak için uzaklardan yola döşüyorlar.

Ebûzer El Gıfarî, eşkıyalıktan arınmak için Onu bekliyor.


Mazlumlar; Yâsir- Sümeyye, çocukları Ammâr ve Abdullah ailecek, Habeşli Köle Bilal, Köle Zeyd ve niceleri Onu bekliyor özgürlüklerine kavuşmak için. Hatice goncasına kavuşmak için gün sayıyordu.

Varaka bin Nevfel ise O’na Peygamberliğini müjdelemek için bekliyor, O gelmeden Onun mümini ve: “Kavminin seni bu şehirden çıkaracakları zaman keşke hayatta olsam! … elimden gelen yardımı yapardım” diyordu.

Ama Onu dört gözle bekleyen, Peygamberliğine inanıp izinde yürümek için can atanlar olduğu gibi Onun nurunu söndürmeye çalışanlar da vardı.

Ona düşman kesilip, yoluna dikenler serenler, her fırsatta Onu izleyip yalanlayanlar, öz yurdundan çıkaracak olanlar da vardı. Amcası Ebû Leheb gibi.


Mekke’de, Taif’te Onu taşa tutarak kanlar içinde kalmasına, eziyet çekmesine sebep olanlar, Hicret yolunda Onu öldürmeye teşebbüs edenler ve sonra hicret yurdunda dahi Onu rahat bırakmayıp savaşta dişlerini kıranlar da vardı ve bunlar öz hemşehrileri/akrabalarıydı.

Keza Onun gelecek son peygamber olduğunu okuyup bildikleri hâlde suikastta bulunan Yahudiler de olacaktı.

Hâsılı bunların, azılı münkir/müşrikler hariç sonradan iman edenlerin çoğu “(Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik” denildiğini bilemedi. 


 

O gün kendisine karşı koyanların hakikati bilemediklerini Hz. Peygamber (s.a.s.) de biliyordu. Onlara rahmet olarak gönderildiği için onlara ve nesillerine acıyor: “Allah’ım kavmimi bağışla! Onlar doğruyu bilmiyorlar, bilselerdi yapmazlardı” diyor.

Ve gün gelecekti Allah’ın lütfuyla insanlar gruplar hâlinde İslam’a girecekti. Çıkarıldığı Mekke ile beraber birçok beldelerin fethi gerçekleşecekti.


Ona yanlış yapanlar sonra anlayacaktı Onun bütün insanlığa hidayet kaynağı olmaya geldiğini. Onların dünya ve ahiretlerini mamur etmek, haksızlığın yerine adaleti tesis etmek, ahlaksızlığın yerine güzel ahlakı kaim kılmak, cehaletin yerine ilim ve hikmeti öğretmek ve dahası onları fani şeylere, kula kulluktan kurtarıp Allah’a kul kılarak gerçek özgürlüklerine kavuşturmak için geldiğini anlayacaklardı ve cehaletle, düşmanlıkla geçen günlerine acıyacaklardı.


 

Tabii küfür ve şirkin karanlığında kalmayı yeğleyenlerden kimileri bildiklerinden vazgeçmeyeceklerdi.

Bugün, herkesin her şeyden haberinin olduğu, ilim ve bilimde insanların gezegenler arası seyahat etiği çağda hâlâ Onu ve Onun getirdiği Kur’an-ı, İslam Dinini anlamakta zorluk çekenlerin olduğu gibi.

Bugün gerçek özgürlüğü başka yerlerde arayanlar var. Medeniyeti Batının barbarlığında arayanlar var.

Kur’an-ı, İslam’ın emirlerini bugün dahi orta çağ karanlığı diye lanse edenler mevcut.

İnsan haklarını, kadın haklarını, adaleti Batı ve insan ürünü başka izimlerde arayanlar var.

Çağı yakalamayı, dünya ahiret kurtuluşu ve meziyetini çakma önder ve rehberlerde arayanlar, İslam’ın yerine Batı uşaklığını taklit edenleri, dayatanları başöğretmen görenler var.


 

Hayır! Dün de, bugün de yarın da Tek Örnek/Önder ve En İdeal Başöğretmen Hz. Muhammed (s.a.s.)’dir! Her çağda, her zeminde bir kul olarak Allah’ın da övgüye layık kıldığı, yerde ve göklerde övülmeye, mesajlarına sahip çıkılmaya layık tek kişi hiç şüphesiz SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (s.a.s.)’dir.

Allahu Teala buyuruyor: “Ey inananlar! And olsun ki, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için Resûlullah en güzel örnektir.” (Ahzâb 33/21).

Keşke İnsanlık ve de Müslüman olduğunu bugün söyleyenler: 

 “Şeriata aykırı davranan kızım Fatıma da olsa ellerini keserim”

“Ben ancak bir Muallim olarak gönderildim” 

Veda hutbesinde: “Kimin yanında bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır… İlk kaldırdığım faiz de… (amcam) Abbas’ın faizidir.”


 

“Cahiliyeden kalma bütün adetler kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Cahiliye devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib’in torunu Iyas bin Rabia’nın kan davasıdır.” 

“Kadınların haklarını korumanızı ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim.” 

“Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmayacaksınız: Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin sünneti.” diyen Onu (s.a.s.) ve bıraktığı son mesajları hakkıyla bilseydi!

Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Eğer onlar iman edip Allah’ın emirlerine karşı gelmekten sakınmış olsalardı, Allah katında kazanacakları sevap kendileri için daha hayırlı olacaktı. Keşke bilselerdi!” (Bakara 2/103)

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

okur

 menzil seyhleri bibirine girmis miras icin seriat mahkemesi cözememis ingiliz mahkemelerine basvurmuslar

Hikmet Yılmaz

Allah'ın emirlerine başta Suud'lar olmak üzere diğer maket Arap'lar uyuyor mu? Din kardeşi can pazarı yaşarken bu ahlaksızlar ABD'YE TRİLYON DOLAR SAKAL PARASI VERİYOR. Faso fiso konularla okuyucuyu yoruyorsunuz. Dertlerimizle dertlenelim,varsa fikrin çare yaz.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23