• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Nusret Reşber
Nusret Reşber
TÜM YAZILARI

Nemrut’a karşı İbrahim olmak gerek

26 Eylül 2024
A


Nusret Reşber İletişim:

 

Onlara “Yeryüzünde düzeni bozmayın” denildiğinde, “Hayır, biz yalnızca ıslah edenleriz” derler.” (Bakara, 11)

Ayette açıkça beyan edilen tutum, tarihten bugüne tüm müstekbirlerin ortak özelliğidir!

Ve Nemrut, isyan ve inkârın sembolüdür.

Varlığını bahşedeni tanımamak, kendini her şeyin üstesinde hatta ilâh yerine koymanın adıdır! Hakkı olmayana güç ve zor kullanarak sahip çıkmaktır.

Bir taraftan her şeyin fevkinde, sonsuz güce sahip olduğunu iddia edecek kadar korkusuz, umursamaz olmak, diğer taraftan bir karıncayı bile tehdit algılayacak kadar korkak, pısırık olmanın adıdır Nemrut!

Zorbalar, ne kadar korkusuz görünseler de en korkak insan tipidirler.

Firavunla eş değerdir, özdeştir…

Firavun ve Nemrutlar için karınca örneğini verdim… Evet, karıncalar hışırtı bile çıkartmazlar. Buna rağmen onu bile tehdit görür Nemrut ve Firavun veya figürleri.

İnsanlık neslini, topluca ve daha doğmadan ortadan kaldırma yoluna giderler.

İşte o kadar korkaktırlar bu kendilerini ilâh görecek kadar ileri gidenler!

Aslında bu korkaklıkları, hakkı olmayana sahip olma isteğinden kaynaklıdır.

Başkasının hakkına tecavüz edendeki bu içten bitiren korku, son nefeslerinde bile yok olmaz!

Diğer tarafta bir güvercin, bir tavuk da olsa, daha tehlikeli olan yılanın, tilkinin düşmanca yaklaşımına meydan okuyacak kadar cesur durur!

Zira haklı olanın, kendi benliğini yitirmemişse korkacağı hiçbir şey yoktur. 

Zalimin, zorbacının üzerine üzerine gider.

Unutmayın! Nemrutların olduğu her yerde onları içten yiyip bitiren bir İbrahim mutlaka vardır!? Tıpkı Mûsâ’ların Firavuna korku verdiği gibi… Ebûcehil ve Ebûlehep’lerin karşısında Muhammed’lerin durduğu gibi.

Ebûcehil ve Ebûlehep’ler, Firavun ve Nemrutlar, var olan düzenin ifsadını üstlenen şahsiyetlerdir. Yeryüzünü haraba çevirmeyi görev addetmişlerdir. Bu sebeple tabiatta ekili ne varsa, canlı cansız her şeyi yok etmekten çekinmezler.

Tarih buna şahittir. Tarihi bugüne aktaran ilâhî mesaj Kur’an, bunu kıyamete kadar da gelen nesillere aktaracaktır. Yeryüzünde bozgunculuğu tercih edenler, tüm varlığı, canlı nesli yok etmeyi de şiar edinen müfsit karakterlidirler!

Buna rağmen utanmadan yeryüzünü ıslah ettiklerini iddia ederler. Tehlike gördükleri Mûsâ ve İbrahimleri, “yeryüzünde fesat çıkartmak isteyenler” diye lanse etmekten utanmazlar!

Kendilerini yeryüzünün ilâhları kabul eden bu karakterlerin hepsi bu korkularına yenik düşmüş, kahırlarından helak olmuştur.

Bunu Kur’an bize haber verir. Kıyamete kadar canlılığını ve her çağda geçerliliğini yitirmeyen tek hakikat Kitabımız Kur’an, Nemrut ve Firavunların yok olacağının bugün de mümkün olduğunu haber veriyor!

Tek şartla. Nemrut ve Firavunların karşısında dimdik duracak İbrahim ve Mûsâ’lar çıkarsa ancak bu mümkün olur.

Kimse kusura bakmasın!

Bugünün İbrahim ve Mûsâ’ları Gazzeli kahramanlardır… Şehit olurken dahi zafer işareti yapmaktan korkmayan yarının İbrahim ve Mûsâ’ları olacak küçük, yaralı serçe Filistinli çocuklardır.

Yok, yok hakkını yemeyelim!

Onlara sahip çıkmaktan çekinmeyen, Nemrut ve Firavunların evinde aynen Mûsâ ve İbrahim gibi zalimliklerini, yalancılıklarını, katilliklerini suratlarına vurmaktan çekinmeyen, (birileri çatlasa da patlasa da) bugünün Dünya lideri, gururumuz Tayyip Erdoğan’dır ve onun yanında aynı yüreklilikle duran samimi arkadaşlarıdır!

“Ülke ekonomik çöküntü yaşıyor!” desinler… “Battık, batıyoruz!” diye yaygara yapsınlar.

Çok sevdikleri Nemrut, Firavun tipli ülkelere gidip yaranmak için güzelim ve hamleleriyle büyüleyen Türkiye’yi kötülemekten çekinmesinler!

Bir umut diye heveslendikleri güzelim ülkenin başına iktidar olmak için, bırakın yüzsüz batıyla aynı karede ve safta dursunlar!

“Bak yine yağcılık yapıyorsun, ülkenin durumunu görmüyor musun?”  “Asgari ücretlilerin, emeklilerin halini bilmiyor musun?” 

Bir türlü yukarıda fiyatını durduramadıkları “patatesin fiyatı…” Yerinde sayan “doların seviyesi…” diye dem vursunlar. 

Ve bu yazımdan dolayı beni de eleştirsinler.

Umurumda değil.

Dün tekrar Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulunda, hakkı savunmaktan, hakkı haykırmaktan ve hakka, mazluma sahip çıkmaktan ödün vermeyen, tek örnek, 35 dakikalık korkusuz konuşmasından dolayı yüreklerimize su serpti.

Bizim yerli batılılar, anlamasa da, tıpkı o İsrailli temsilci gibi Tayyip Erdoğan’ın konuşması karşısında içini de kemirseler oradaki tüm dünya liderleri ve temsilcileri, sevseler de sevmeseler de Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı çok iyi anladılar.

Ve çıtları çıkmadan dinlemeyi de bildiler!

Dünya mazlumlarının yüreğine su serpti o korkusuz hakkı haykırışı…

Asgari ücret, ekonominin bazen iyi bazen kötü olması, emeklilerin durumu ayrı şeyler.

Hakkı, her zaman her yerde, taviz vermeden haksıza, zalim ve katillere karşı haykırmak ve “bu tutumundan sebep ben senin karşındayım, mazlumun yanındayım…” diyebilmek farklı şeyler!

Hâlâ bunu anlamayana, anlamak istemeyene de bir şey anlatılamaz.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Çıtları çıkamaz dı

Çünkü salon neredeyse boştu

"Çalmak" haramdır ey müminler

Trafik sıkışmış, arkadaki araba ısrarla korna çalıyor, inmiş arabadan arkadaki şoföre " çalma şu kornayı be mübarek" demiş.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23