• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Nusret Reşber
Nusret Reşber
TÜM YAZILARI

Kur’an’dan ne kadar haberdarız?

06 Kasım 2025
A


Nusret Reşber İletişim:

Kur’an’dan ne kadar haberdarız?

NUSRET REŞBER 

Yüce Allah “Andolsun biz, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?” (Kamer 54/32) buyurur.

İnsan, ilgili ilgisiz her bilgiye sahip olmak ister. Faydalı faydasız her şeye merak salar; araştırır, ona ulaşmak için bazen güçlüklere, maddi imkânları seferber etmeye kadar çaba sarf eder lakin kendisini yaratan rabbinin yaratılış amacını anlatan ilâhi kitaba bir göz atmayı ihmal eder. Ona gerekli hassasiyeti göstermez; okuyup üzerinde tefekkür etmez, ders çıkarmaz.

Oysa örnek verdiğimiz ayette belirtildiği üzere Allah, onun anlaşılmasını “öğüt almak için kolaylaştırdık” diye özellikle belirtir.


Yine Yüce Allah “Bu Kur’an, Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, yüce ve övgüye layık olanın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır.” (İbrahim 14/1) buyurarak ta Kur’an’ın indiriliş hikmetini haber verir.

Kıyamete kadar bu Kur’an hidayet kaynağı olmaya devam edecektir. Kıyamete kadar her insanın her Müslümanın sürekli okuması gereken bir kitap olarak tazeliğini ve canlılığını koruyacaktır.


Bu kitap aynı zamanda bir zikirdir; hatırlama ve hatırlatmadır. Onu okuyarak insan hata ve kusurlarını, iyiyi kötüyü, rabbini ve rabbinin emir ve yasaklarını hatırlayacaktır.

Bu ve benzeri bir çok sebeple Kitabımız Kur’an’ı mümkün olduğunca çok okumalı, elden düşürmemeli. Zira Kur’an okundukça ne kadar büyük bir hazine olduğu daha iyi anlaşılacaktır.


Hz. Peygamberimizin ifadesiyle “O’nda sizden öncekilerin kıssaları var, sizden sonrakilerin haberleri var, aranızdakinin (de) hükmü bulunur…” (Tirmizi)

Kur’an’da sıkça veli/dost kavramı geçer. Kimlerin dost ve sırdaş edinileceği, edinilmeyeceği bilgileri sunulur.


“Allah iman edenlerin velîsidir; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlerin velileri ise Tağut’tur (sahte tanrı ve önderlerdir); onları aydınlıktan çıkarıp karanlıklara sokarlar…” (Bakara 2/257)

Allah Teâlâ başka bir ayetle bu açıyı daha genişletiyor: “Sizin dostunuz ancak Allah’tır, Resûlüdür ve Allah’ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren mü’minlerdir.” (Mâide 5/55) buyurur.


Veli deyip geçmemek lazım. Ve rabbimizin de belirttiği üzere herkes veli-sırdaş edinilmemeli. Veli edindiğin kimse tatlı günde de acı günde yanından asla ayrılmayandır. Elini değil, bütün varlığını senin uğruna ortaya koyandır veli dediğin!

Mesela bir hadîs-i kudsîde yüce Allah: 

 “Her kim bir dostuma düşmanlık ederse, ben de ona karşı harb ilân ederim… Kulum bana (farzlara ilâveten) nâfile ibadetlerle durmadan yaklaşır, nihayet ben onu severim. Kulumu sevince de ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden her ne isterse, onu mutlaka veririm; bana sığınırsa, onu korurum.” buyurmuş. (Buhârî)


Yine şöyle buyurur:


“Kul(um) bana bir karış yaklaştığı zaman, ben ona bir arşın yaklaşırım; o bana bir arşın yaklaşınca ben ona bir kulaç yaklaşırım; o bana yürüyerek geldiği zaman, ben ona koşarak varırım.” (Buhârî, Müslim, Tirmizî, İbni Mâce)

İşte tefekkürle Kur’an okunduğunda bunları müşahede ediyor insan.

Bazen ebedi ve sonsuz cennetlerde, tarifli-tarifsiz nimetlere teşvik; arı-saf su, sütten, baldan sarhoş etmeyen lezzetli içeceklerden nehirleri ve daha fazlası bazen de dikenli zakkum bitkileriyle açlıklarını, irinle susuzluklarını gidermekle baş başa kalanların akıbetleriyle inzârla karşılaşıyorsun. Ona göre tercihte bulunuyorsun.


Kimi zaman dünyada debdebeli hayatla sarhoş olanların (Firavun, Nemrut, Kârûn, Ebu Leheb gibilerin) haktan yüz çevirmeleri neticesinde sergiledikleri çirkefliği ve daha dünyadayken düçar oldukları ibretlik sonu görüyor insan. Kimi zaman da Allah’ın, yardım ve inayetiyle yardımına koştuğu (Hz. İbrahim, Musa, Nuh, Lut a.s’lar, Hz. Muhammed s.a.s. ve onlara tabi olanları) çeşitli hayal ötesi nimetlerle, zaferlerle taçlandıklarını okuyor insan.

Hz. Musa ve kavmine zulmeden soykırımcı Firavun Kızıl Deniz’de ordusuyla helak olurken, Musa ve mazlum durumdaki kavmi denizden açılan yoldan kurtuluyor...

İlahlığını taslayan aynı karakterdeki Nemrud, İbrahim’i, yanına yaklaşılması mümkün olmayan ateşe ancak mancınıkla attığında ateş gül bahçesine dönüşüyor.


Dünyayı tamamen su kapladığında Gemiyle Kurtulan Nuh (a.s.) ve diğer peygamberlerin, kavimlerinin şerrinden kurtuluşu da öyle.

Bunun yanında Allah’ın dinini yüceltmeye, O’nu tesbih ve hamd ile tazim ettikleri için ikrama mazhar olan Davûd ve oğlu Süleyman’ın (a.s.) hayat kıssaları daha farklı anlatılır. 

“Davud ile beraber tesbih etmeleri üzere dağlara ve kuşlara boyun eğdirdik...”  “Süleyman’ın hizmetine de güçlü esen rüzgârı verdik... Bir de şeytanlardan, Süleyman için dalgıçlık eden ve daha bundan başka işler yapanları da onun emrine verdik....” (Enbiyâ 21/79-82)


Peygamberimizin yedi kat semanın ötesine çıkması Mîrac olayı, peygamberlerin dışında benzer nimetlerle müşerref olan salih kulların kıssaları da bu minvalde... Süleyman’ın yanındaki salih kulun Belkıs’ın tahtını getirme olayı... Hz. Meryem’in Hz. İsa’yı doğurması gibi bunların hepsi Allahı’ın sevdiği kullarına sadece dünyadaki nimet ve ikramlarıdır.

Bu ve benzeri bir çok bilgilerle Kur’an’da hayal ötesine yolculuk yapmak için Kur’an’ı daha çok okumalı, kitabımızdan habersiz kalmamalıyız.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Şizofren

Şimdi bu topraklarda ALLAH A PEYGAMBERE hakaret eden var mı var şarkilarda bile var haaa sosyal medya denen yerde oooooo haddi hesabı yok ...sokaklarda dolu....şimdi gelelim esas meseleye sen bana veya ben cumhurbaşkanına veya bir amir memura birşey desem pat içerdeyim ...şimdi soru şu bu topraklarda ALLAHİN PEYGAMBERİN HALİÇMİ HAKKİ YOK VARSA HAKARETE NEDEN CEZA YOK ..kullarının hakkı itibarı ALLAHIN İTİBARINI HAKKINI GEÇMİŞ Mİ???eee bunları soracak birileride olmalı...tvlerde bunu diyecek erkek aranıyor.....ben göremiyon ya sen görebiliyor mu nusret abi..valla et yemeyelide baya oldu ....neyse...

Şizofren

Okudukça yaşadıkça daha başka başka anlamları yaşıyorsun aklına getiriyor sorduruyor cevabinida veriyor ha bazen yaşatarak bazen direk beyne..neyse....ALLAH siz bilemezsiniz diyor bunun tefsirini nasıl yapıyorlar...apaçik göndeedim diyor halen bir yorum pesindeler millet kafayı sıyırmış..haaa derinlik incelik Eeee onuda okudukça değişik değişik anlamları büyük derin anlamlarıni senle buluşturuyorda ben adam olmayınca neyse...
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23