Batılı ülkeler Esad’a kimyasal silah desteği veriyor mu?
Filistin’deki hızlı gelişmeler bütün dikkatleri üzerine çekerken Suriye dikkatlerden kaçmamalı!
Nitekim bütün engelleme ve uluslararası yasaklara rağmen Esad rejimi dönem dönem kimyasal kullanarak çocukları katletmekten çekinmiyor. Rusya ve İran’ın himayesinde bu katliamları yapan Esad’a karşı gibi görünen batılı ülkeler gerçekte samimi mi?
Rusya, Suriye’deki kimyasal saldırılara ilişkin uluslararası bir soruşturmanın tamamlanmasını engellemek için tekrar tekrar veto gücünü kullanırken, Batılı ülkeler Suriye’deki kimyasal silah stoklarını imha etmekte ısrarcı bir tutum takındılar. Yapılan araştırmalar batılı devletlerin bu ısrarcı tavrını çok geçmeden ortaya çıkardı. Aslında malumun ilanından başka bir şey değildi.
Yeni kanıtların ortaya çıkardığı bu büyük ironi, Batılı şirketlerin ve şahısların Suriye rejimini kimyasal silah üretiminde kullanılan kimyasallarla sürekli desteklediğini gösteriyor. Yani batılılar en etkili maddelerden sarin gazını zehirli yapan izopropil bileşeni olmak üzere tonlarca aseton, etanol ve metilen klorür gibi rejimin Suriye’deki kimyasal üretim tesislerine sürekli olarak hammadde satışı yapmışlar. Bu şirketler tek başlarına materyallerini rejime ihraç ederken, Batılı resmi kurumların bu şirketlere karşı yaptırım veya engelleme girişimlerini göz ardı ettiği görülüyor.
Suriye savaşı boyunca Birleşmiş Milletlere göre rejim, geçen Nisan›da Duma kentini hedef alan dört kimyasal saldırı gerçekleştirdi. Oysaki AB, Temmuz 2013’ten bu yana rejimin kimyasal üretimine sözde yaptırım uyguluyordu.
Bu yaptırımlara rağmen, Suriye rejiminin Ekim 2013’te Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’ne katılımı ve izopropil kimyasal bileşeni stokunu imha etme anlaşmasına rağmen rejim 2017’de Han Şeyhun’da, 2018 yılında ise Duma katliamında sarin gazı kullanmaya devam etti.
Suriye’de 120 metrik ton izopropanol kimyasalın imha edilmesinden altı ay sonra, İsviçreli bir şirket İsviçreli yetkililerden herhangi bir engel ile karşılaşmadan Suriye’ye beş metrik ton izopropanol ihraç etti.
BM ayrıca, Belçika’nın Suriye rejimine 2014 ve 2016 arasında 96 ton izopropanol ihraç ettiğini, Kuzey Kore’nin ve Çinli şirketlerin onlarca kamyonluk kimyasal silahlar üretmek için kullanılan ekipman gönderdiğini, Arap Devletleri ile ilgili olarak ise en büyük kimyasal madde tedarikçilerinin Lübnan ve Birleşik Arap Emirlikleri olduğunu kanıtladı.
Der Spiegel gazetesi Ocak 2015’te Alman şirketlerinin 30 yıl boyunca kimyasal silah sanayinde kullanılabilecek miktarda Suriye rejimine malzeme sağladıklarını ortaya çıkardı. Der Spiegel, Alman hükümetinin bu şirketlerin adlarından haberdar olduğunu ancak uluslararası alanda kendilerini zor durumda bırakacağı düşüncesiyle listeyi gizli tutarak inceleme yapılmasını engellediğini belirtti.
2013’ten bu yana alınan kararla Suriye’ye bu malzemelerin ihracatının özel izin gerektirdiği ve AB’nin yasaklı maddeler listesine ekli olduğu gerçeğine rağmen söz konusu batılı ülkelerin Gümrük Dairelerinin onayı ve göz ardı etmesi ile gerçekleştirildi.
Geçtiğimiz günlerde 24 ülkenin girişimi kapsamında Fransa’nın başkentinde, Suriye’de kimyasal saldırılardan sorumlu olanları takip etmeyi amaçlayan bir toplantı yapıldı. Toplantı neticesinde Suriye’deki kimyasal silah programına karışma şüphesiyle, 25 şirketin ve şirket yetkililerinin malvarlığının dondurulması da dahil olmak üzere Paris, Suriye, Lübnan, Fransa ve Çin’den 25 kurum ve şirket yetkilisine yaptırım uyguladı.
Suriyeli hukukçular Fransız makamlarının bir dizi şirket ve kişiye uygulanan yaptırımların hesap verebilirlik açısından önemli olduğunu belirterek, bu adımın insan hakları savunucuları ve benzer ihlalleri araştırmak için araştırmacı basın mensuplarına önemli katkı sağlayacağını söyledi.
Ayrıca ciddiyetle olayın takip edilmesi durumunda rejime destek veren şirket ve kişilerin ifşa edilmesi ve uygulanacak yaptırımlar, rejimin finans yeteneğini sınırlamak açısında önemli bir adım olacaktır.