Ateşkes oyunları, açlık ölümleri ve Mescid-i Aksa’daki provokatif eylem
Ateşkes oyunları, açlık ölümleri ve Mescid-i Aksa’daki provokatif eylem
MEHMET KOÇAK
Yakılıp yıkılan ve 60 binden fazla savunmasız sivillerin katledildiği kuşatma altındaki Gazze’de savaşın başlangıcından bu yana açlıktan ölenlerin sayısı 93’ü çocuk olmak üzere 175’e yükseldi.
Dünya kamuoyunda (Arap dünyası hariç) büyük tepkiler ve geniş katılımlı protestolar sonunda Siyonist İsrail yönetimi Gazze’ye çok az miktarda insani yardım girişine ve havadan bazı ülkelerin yardım bırakmasına müsaade etmiş olsa da bunlar açlıktan ölümleri engellemede yeterli olmadığı bir gerçektir.
Kısmi ateşkes müzakerelerinin duraklamasının ardından, şimdi de ABD Başkanı Trump ile İsrail Başbakanı katil Netanyahu arasında, Gazze’de ateşkesin sağlanması ve Hamas’ın silahsızlandırılması ile tüm esirlerin serbest bırakılmasını, ayrıca ABD liderliğinde Gazze için geçici bir uluslararası yönetim kurulmasını içeren yeni plan üzerinde görüşmeler başlatılması ise tamamen bir tiyatro.
Zira, İsrail’in savaşın kesin olarak sona ermesine dair garantiler vermediği gibi Gazze Şeridi’nden de tamamen çekilmeyi kabul etmeyeceği resmen açıklanması üzerine, Hamas’ın da silahsızlanmayı kabul etmeyeceği kesindir.
Kısacası, ateşkes pazarlıkları bir oyun, çünkü İsrail savaşın devam etmesini, işgal ve yıkım sonrası Filistin toprakları ile Lübnan ve Suriye’nin güney bölgelerindeki işgallerini artırmak suretiyle kendine yeni alanlar açmayı hedefliyor.
Siyonist İsrail ile suç ortağı ABD’nin ateşkes oyunlarının yanında; bir yanda Siyonist İsrail’in Gazze Şeridi’nde ve Batı Yaka’daki saldırı, işgal operasyonları ve toplu katliamları devam ederken, diğer yandan ise açlık, Gazze halkını yok etmeye devam ediyor.
Mescid-i Aksa’nın geleceği tehlikededir.
Kudüs’te İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı aşırı ırkçı, katil Itamar Ben-Gvir’in Mescid-i Aksa’ya baskın düzenleyerek, halka açık avlusunda ‘Talmud’ ayinleri gerçekleştirerek, Gazze Şeridi’nin tamamen işgal edilip İsrail egemenliğine girmesi çağrısında bulunması tek kelimeyle küstahça bir davranış ve provokatif bir girişimdir.
Kudüs’te bu olaylar yaşanırken, Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın, ‘Kudüs’ün, Mescid-i Aksa da dahil olmak üzere, kontrolünün güçlendirileceğini taahhüt eden açıklaması faşizan baskıların artırılacağı ve Mescid-i Aksa’nın Müslümanlar açısından güvenliğinin tehlikede olacağı anlamına gelmektedir.
Mescid-i Aksa’ya yapılan baskını Filistin Yönetimi, Suudi Arabistan, Ürdün ve Dünya İslam Birliği (Rabıta) ayrıca Arap Birliği (AL) ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT), Siyonist katiller oldukları Lahey Savaş Suçluları Mahkemesi tarafından tescillenen Itamar Ben-Gvir ve Yisrael Katz’ın Alem-i İslam’a meydan okuma küstahlığını kınamakla yetinmeleri ayrı bir kepazeliktir.
Tüm İslam dünyası bir ortak eylem planı ile “Kudüs ve kutsal mekanlar üzerindeki vesayet hakkını ihlal” eden Siyonist İsrail’in alçak bakanlarına hadlerini bildirmek üzere harekete geçmelidirler.
Aksi halde bu eylemlerin devamında, Mescid-i Aksa’ya yönelik Siyonistlerin ‘yok etme’ planları devreye girecektir.
Nitekim, Mescid-i Aksa’ya yapılan bu ahlaksız eylem ne ilktir ne de son olacaktır.
İsrail’in Filistin işgali sona erinceye kadar Mescid-i Aksa’ya yapılanlar da asla bitmeyecektir.
Unutulmasın ki, bu eylemler, gelecek adına nabız yoklama ve bir ön hazırlıktır.
Bu gerçekten hareketle hem Filistin davası hem de Mescid-i Aksa için Alem-i İslam ayağa kalkmalı ve sesini yükseltmelidir.