Tuzak ve Hilelere Karşı Uyanık Olma Zamanı…
Bir arkadaşımdan, sosyal medya vasıtasıyla, şöyle bir yazı geldi:
İsviçre’de mi yaşamak istersiniz? Bir Şeriat devletinde mi?
Sorusuna, birçok Müslüman! Gururla “İsviçre” diyor.
Evvelâ, Şeriat Devleti derken, hangi devleti kasdettikleri belli değil, bir örnek ver desen, ne örnek vereceklerini bilmiyorum.
Ama bu genelleme, aklıma şunu getirdi.
Bu adamlara, Mekke de Bilal, Ammar, Habbab Radıyallahü Anhüm gibi mi yaşamak istersin?
Yoksa güçlü, müreffeh Ebu Leheb, Ebu Cehil gibi mi yaşamak istersin?
Moraracaklar, çünkü önceki cevapları ile çelişen yalanı, söylemek zorunda kalacaklar. Doğru söyleseler, Ebu Leheb gibi demek zorundalar, ama bu biraz sıkar.
Bu işin öncülüğünü, yani Şeriatı küçümsemeyi, maalesef geçmişinde Şeriatı savunduğu için, güven ve itibar kazanan hocalar yapıyor!!...
Burada, biraz düşünelim…
Bu güne kadar Batı
Adaleti…
Eşitliği…
Özgürlüğü…
İnsancıllığı…
Müslüman ve üçüncü dünya halklarına iyi pazarlandı…
Doğrusunu söylemek gerekirse…
Kısmen de haklıydılar…
Çünkü…
Sözüm ona Müslüman Ülkeler…
Denilince:
Türkiye, İran, Suudi Arabistan…
Ve Ortadoğu Şeyhlik ve Krallıkları
İlk akla gelenler oluyordu…
Ve acı gerçeği itiraf edelim…
Suudi Arabistan’da Kadın…
Hâlâ birçok insan haklarından yoksundur…
Seçme ve seçilme hakkına sahip değildirler…
Türkiye’de daha dün diyebileceğimiz…
Ak Parti iktidarına kadar…
Devlet dairelerinde en ufak bir işi bile…
Rüşvetsiz yaptırmak mümkün değildi…
Üstadın deyimiyle…
Karşımızdaki…
‘Çatık kaş… Hükümet dedikleri zat...’
Bize tepeden bakıp…
‘Bu gün git yarın gel…’ demiyor muydu..?
Halkı Müslüman olan ülkeler arasında…
Sosyal hayat içerisinde, en çok kadının yer aldığı İran’da…
Adalet dağıtması gereken Adliyeler…
Adeta yerlerde sürünmekte…
Devlet dairelerine işiniz düştüğünde…
Bir haftada yapılması gereken işleriniz…
Aylarca süründürülerek…
Adeta ‘Canınız çıkarılırcasına’ bezdirilerek…
Yapılırsa…
Bu tür muamelelere maruz kalan Müslüman…
İsviçre veya herhangi bir batı ülkesinde…
Yaşamak isteyecektir, tabii olarak…
Tekrar başa dönecek olursak…
Öncelikle şunu belirtelim; bu soru, tuzak bir soru…
Soruyu şöyle sormalı:
İsviçre gibi kafir bir devletin, adil bir yönetiminde mi yaşamak istersiniz?
Yoksa Hz Muhammed veya O’nun takipçileri Hulefa-i Raşidin Efendilerimiz gibi, İslam kanunlarıyla (Şeriatla) yönetilen, adil bir devletin idaresi altında mı yaşamayı istersiniz?
Bu şekilde sorulan bir soruya, 100 Müslüman’dan 1-2 tane bile İSVİÇRE diyen çıkar mı? Bana göre çıkmaz.
Bu tip tuzak ve desiseli mübahaselerle, Müslümanların özgüvenlerini tahribe yönelik tebligata, dikkat edelim…
Özellikle bu günlerde, Ehli kıble ve Müslümanlar arasında ayrıcalık çıkarmak isteyenlere karşı, uyanık olmalı…
Müslümanları birbirine sevdiren, yaklaştıran mübahaselere ve tebliğe yönelmeliyiz…
Müslüman halkların arasına, fitne salacak söylem ve fiillerden, uzak durmalıyız…
Kardeşler arasında, fitne unsuru olmaktan sakınmalıyız…
“Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin! Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayın ki, size merhamet edilsin!” (Hucurat Suresi -10)