• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Latif Erdoğan
Latif Erdoğan
TÜM YAZILARI

Şahlanış…

07 Aralık 2024
A


Latif Erdoğan İletişim: [email protected]

Şahlanış…

LATİF ERDOĞAN

“Ayet-i kerimede: Muhakkak ki Allah kendi yolunda duvarları kurşunla birbirine tutturulmuş sağlam bir bina gibi duruş sergileyerek savaşanları sever” (Saff, 4) buyrulur.

 Öncelikle savaşçı Allah için ve Allah yolunda savaşmalıdır. Malını, canını, namusunu, dinini, vatanını korumak adına yapılan savaşlar Allah içindir, Allah yolunda yapılmıştır.

İkincisi, savaşçılar kendi aralarında birlik ve beraberlikte kurşunla tutturulmuş duvarlar gibi sağlam duruşlu olmalıdır. Düşmanın hiçbir taarruzu onları sarsamamalı, düşmanın hiçbir oyun ve tuzağı onları bozamamalıdır. Saflarını öylesine sık tutmalılar ki, aralarına fitne ve fesat girmesin; öylesine irtibatları güçlü olmalı ki, düşman onlardan hiçbirini devşirmeye cesaret edemesin, kendi safına çekmeye güç yetiremesin. Ve yine birbirleriyle öylesine kenetlenmelidirler ki, yakın temasın verdiği sinerji ile her bir nefer kendini bir ordu kadar güçlü hissetsin; bir ordu kadar güçlü hale gelsin…  

Hadis-i Şerifte: “Cihat, kıyamet gününe kadar devam edecektir” buyrulur. Cihat yeryüzü istikrarının denge unsurudur. Cihat durduğunda dünya istikrarını kaybeder. Zalimler durdurulamaz olur. Cihat, ilahi bir kanundur. Bütün varlık gibi insanlık da bu kanuna tabidir. Cihat terkedildiğinde adetullah denen ve kimse için değişmesi mümkün olmayan bu ilahi kanuna muhalefet edilmiştir. Adetullaha muhalefetin cezası daha dünyada iken verilir. Bu ceza cihadı terk eden milletlerin kıyameti demektir.

Cihadımız fetret devrini yaşıyor. Allah ve resulünün cihat çağrısına icabet edenlerin sayısı azlardan daha az. Ölüm korkusu, dünya sevgisi, yaşama tutkusu bize ömrün en rezilini yaşatıyor: Çok yönlü tutsaklığın serbest oyunlarını oynuyoruz. Oynuyor ve oyalanıyoruz. Hakikatler karşısında deve kuşu refleksiyle karşılık vermemizin sebebi de bu olsa gerek. Oynamak ve oyalanmak… Çocuksuyuz. Fakat masum değiliz. Olamayız. Gırtlağa kadar battığımız gafletin kefaretini ödemek zorundayız. Bu kefaretin küffar eliyle olması zorumuza gitmiyorsa, gafletimizin üzerinde bile kalın bir örtü var demektir. Yazık ki çok yazık.  

7 Ekim 2023, cihada yeniden uyanışımızın miladı. İzzeddin el- Kassam Tugayları tarafından gerçekleştirilen Aksa Tufanı İsrail’in yüzünde şaklayan ilk sarsıcı tokat. HAMAS yiğitleri direnişlerini çok zor şartlar altında sürdürüyor. Açlığı, susuzluğu, ölümü sıradanlaştıran cesaret ve korkusuzluk, korkak zalimlerin kâbusu oldu. Kurtuluş Savaşının yedi düvele dünyayı dar eden kahramanlarının şahlanışını tekrar görür gibiyiz. Her kıyam, her diriliş bu kıyamdan cesaret emeceğe benziyor.

Suriye’de son günlerde yaşanan şahlanışı da böylesi bir cesaret besliyor. Muhalif Gruplar tek vücut olarak müşterek düşmanları olan emperyalist güçlere karşı yeni bir kıyamın destanını yazdılar. Halep istirdad edildi, geri alındı. Şam, yeni bir fethe kapılarını aralamış, bekliyor. Bilad-ı Şam’ın feth-i mübini muhteşem olacak…  

Bilad-ı Şam; Suriye, Lübnan, Filistin’i içine alan bölgenin ismidir. Kuzeyinde Toros dağları, güneyinde Sina yarımadası, doğuda Irak, batıda Lazkiye ve Akdeniz sahiline kadar olan kısma Bilad-ı Şam denirdi, Osmanlı buradan elini eteğini çekinceye kadar...

Peygamberler tarihine ait coğrafya ise kısaca şöyledir; bizim Harran›dan başlayıp, hemen Şam bölgesine inen, oradan güneye Golan Tepeleri üzerinden Malule kentine ve oradan Ürdün ve Filistin›e uzanan, Filistin›den Sina çölü üzerinden Mısır›a ulaşan ve Mısır›dan yine geriye Sina çölüne ve oradan da Kudüs›e gelerek burada göllenen, Hz. Hacer ve evladı İsmail ile birlikte Mekke›ye aks yapıp ve Miraç gecesi de Sevgili Peygamber Efendimizle (s) birlikte yeniden Mescid-i Aksa›da göklere tırmanan, oradan yeniden Mekke-Medine›ye inerek, Ravza-i Mutahhara›da hitama eren tarihi bir coğrafyadır.” (Sibel Eraslan)

 Bilad-ı Şam denilince oraları Osmanlı coğrafyası yapan Yavuz Sultan Selim Hanı hatırlamamak mümkün değil. Şanlı bir geçmişe sahip olan ulusların tarihlerini hasretle çağırma hakları vardır. Biz de bu hakkımızı kullanalım:

Neredesin Ey Yavuz! Bütün Bilad-ı Şam, senin keskin kılıcının gölgesinde yaşayacakları cennet kadar asude günleri bekliyor. Düşmana korku, dostlara güven ve huzur veren kükreyişinin aksi sedasına muhtaç Müslümanları daha fazla bekletme! İttihad-ı Ümmete rehberlik et. Kabrinde dahi seni dağidar edecek ihtilaf ve tefrikadan şu perişan nesli kurtar. Hilafetin bütün emanetlerini belde-i tayyibeye taşıyarak birlik, beraberlik neşidelerinin söylenmesine öncü ol. Gücün ve kuvvetin yaratılış hikmetini cihana öğret. Adaleti yay, zulmü yeryüzünden kaldır. Himayenin enginliğini ve merhametinin evrenselliğini bütün dünyaya, bütün insanlığa göster. 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Hacı baba

Onbinlerce gazzeli öldürüldü, bir o kadarı enkazlar altında kayıp, şehirler yok edildi, hayatta kalanlarda mısır sınırına doğru itiliyor gönderilecek ülke aranıyor, bu mu şahlanış.?

Ahmet

Sayın yazar , 1 TL 1 dolar a ve 1 Euro ya eşit olursa bu şahlanış olur .
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23