• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Latif Erdoğan
Latif Erdoğan
TÜM YAZILARI

Onurlu direniş

18 Ocak 2025
A


Latif Erdoğan İletişim: [email protected]

Onurlu direniş

Latif Erdoğan

Ölümden korkmayanların mağlup edemeyecekleri düşman yoktur. Ölümden korkanların ise akıbetleri hep mağlubiyettir.

HAMAS’ın onurlu direnişi, bunca can, mal kaybına, bunca çile ve ıstıraba rağmen zaferle sonuçlanmış; İsrail bütün zulmüne, bütün barbarlığına rağmen yaptığı tahribat dışında istediği hiçbir şeyi elde edememiştir. 

Bundan sonra İsrail’i bekleyen dünyadan tecrit edilmek, geçmişte kendilerine vurulan zillet ve meskenet damgasının zorlu/zorunlu neticelerini tarihte olduğu şekliyle ve gazab-ı ilahi vadilerinde şaşkın şaşkın dolaşarak yaşamaktır.

19 Ocak 2025 tarihinde yürürlüğe gireceği söylenen ateşkesin sonuçları ne olursa olsun; İsrail ister sözünde durup yapılan antlaşmaya sadık kalsın isterse tıyneti gereği oyunbozanlık yapsın (nitekim öyle yaptı, ateşkes anlaşmasına ilişkin kabine oylamasını erteledi) kendisini söz konusu sonuçtan kurtaramayacaktır.

Filistinli kardeşlerimizin nasıl hüzün, keder ve çilelerine ortak olmaya gayret ettiysek elbette sevinçlerine de ortak olduk. Ekranlara yansıyan bütün sevinçlerine iştirak ettik, şükür secdelerine dualarımızı gönderdik, onlardan biri olarak kendimizi sürur ve neşe ikliminin hazzına bıraktık. Rabbim sevinç ve sürurumuzu daim etsin. Aynı çile ve ıstırapları bir daha yaşatmasın.

Savaş musibettir ve musibet zamanı uzundur. Yaşanan on beş aylık süre on beş seneden daha fazla yaşanmış, savaşın bütün ağırlığı, teknolojik tahribatın gücü de eklenerek kat be kat fazla hissedilmiştir.

Bebekler, çocuklar, kadınlar, yaşlılar, siviller hiçbir ayrıma tabi tutulmadan öldürülmüş; enkaz altında kalanlar en az onlar kadar yaralı, hasta, çaresizler tarafından kurtarılmaya çalışılmıştır. Hastane, okul, barınak gibi mekânlar dahi hiç acımadan yok edilmiş; İsrail’in ateş kusan silahlarına bir de açlık, susuzluk, sâri hastalıklar eklenmiştir.

İsrail bütün savaş suçlarını işlemenin yarışına girmiş; her türlü insani yardımı da engellemiştir. Zulümlerinin şiddeti adeta zamanı durdurmuş; zaman, Gazzeliler ve onların derdine duyarlı olan bütün dünya insanları için adeta hareket etmez, geçip gitmez olmuştur.

Küfür devam eder; fakat zulüm devam etmez. Her zulmün olduğu gibi İsrail zulmünün de bir bitme, bir tükenme vakti vardır. İki taraflı ateşkes anlaşması bunun hem işareti hem de beşaretidir.

İsrail bu son zulmüyle kendi adına hiç beklemediği, defacto bir kötü sonucun oluşmasına da sebebiyet vermiştir. İnsanlık denen ve şimdiye kadar uyuttuğu aslanı uyandırmış; dünya ölçekli protestoların birinci elden muhatabı haline gelmiştir. Kendisine göbek bağıyla bağladığı devlet yetkililerinin onca baskısına rağmen dünyanın yüzlerce ülkesinde, binlerce yerde halk sokağa dökülmüş, İsrail’in zulmünü lanetleyerek Filistin davasına sahip çıkmıştır.  

Türkiye, pek çok defa yüz binlerin katıldığı protestolarla Filistinli kardeşlerinin yanında yer almış; 1 Ocak 2025’te gerçekleşen muhteşem Galata Mitingiyle de İsrail ve müttefiklerinin ödünü koparmıştır.

Türkiye, Suriye davasında olduğu gibi Filistin davasında da tarihin doğru yerinde durmuş; görünen açık desteğinin yanında örtülü desteği ile de her iki kardeş ülkeye can simidi olmuştur. Elbette bunları yaparken dünyevi hiçbir beklentisi de olmamıştır. İstediği tek şey kardeşlerinin huzur ve güven ortamına kavuşmaları ve öylece hayatlarını devam ettirmeleridir.

Türkiye’nin anlaşma masasında yer almaması kendi diplomatik tercihi değilse, elbette bir eksikliktir. Fakat bu zoraki eksiklik, Türkiye’nin sürece başından beri aktif müdahil olduğu, zaferde büyük payı bulunduğu gerçeğini değiştirmeyecektir. Kim engellemek isterse istesin bundan böyle hem Suriyelilerin hem de Filistinlilerin gönülleri Türkiye’nin ebedi mahbesidir.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Okur

İsrail, Suriye davasında olduğu gibi Kürdistan davasında da tarihin doğru yerinde durmuş; görünen açık desteğinin yanında örtülü desteği ile de Kürt halkına can simidi olmuştur. Elbette bunları yaparken dünyevi hiçbir beklentisi de olmamıştır. İstediği tek şey Kürtlerin huzur ve güven ortamına kavuşmaları ve öylece hayatlarını devam ettirmeleridir.

DOST

Yandaş müteahhitten Suriye isyanı: 'Anlaşılır gibi değil' Suriye'de iktidara gelen HTŞ yönetimi, Türkiye'nin de dahil olduğu bazı ülkelere yönelik gümrük vergisini yüzde 300 ila yüzde 500 oranında artırdı. Limak Holding'in kurucusu Nihat Özdemir, yaşananlara "Suriye’deki yeni yönetim Türkiye’den giden ürünlere yüzde 300’e varan gümrük vergisi uygulama kararı almış. Bu karar beni çok şaşırttı. Yeni yönetimle aramız çok iyi görünüyor çünkü. Suriye’nin habere konu olan gümrük vergisi artışlarını uygulaması, 50 dolara ihraç ettiğimiz çimentodan 27 dolar vergi alınacağı anlamına geliyor. Bu, çok yüksek bir vergi. Öte yandan söz konusu vergi kararının Körfez ülkeleri için geçerli olmadığı ve bu ülkelerden yapılacak alımlarda gümrük vergisinin yüzde 0 olarak uygulanacağı belirtildi.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23