• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Kıvanç Tığlı Bulut
Kıvanç Tığlı Bulut
TÜM YAZILARI

Ergenlikte doğru iletişim

21 Nisan 2019
A


Kıvanç Tığlı Bulut İletişim: ,

Ergenler bağımsızlık arayışındadır. Kendi seçimlerini yapmak, kendi yaşamını düzenlemek ve bunu da kendi başına yapmak istemektedir. Aileden ayrılıp bağımsızlığı başarabilmek için, gencin gözünde anne baba ideal olma niteliklerini kaybeder. “Annem babam her şeyi bilir” düşüncesinin yerini yavaş yavaş, “annem babam nereden bilecek, onların dönemi geçmişte kalmış, ben onlardan daha iyi bilirim” düşünceleri alır. Bağımsızlığa gereksinim duyan genç için ev, çoğu zaman anlaşmazlığın ve çatışmaların ortaya çıktığı bir yer olarak görülmeye başlayabilir. Ergen, bağımsızlık arayışında davranışları ile şunu söylemektedir, “Ben sizden farklıyım, bunu göstermek istiyorum, sizin olmamı istediğiniz kişi değil, kendi istediğim kişi olmak istiyorum.” Yaşadıklarını anlamak ve kendilerini dinlemek için yalnız kalma gereksinimleri vardır.

Ergenlik döneminde çocuğunuzun artık eskisinden farklı ve kendine özgü bir birey olduğunu kabullenmelisiniz. Onunla iletişim kurma tarzınızda ve tutumlarınızda belirli değişiklikler yapmalısınız. Bu dönemi sakin ve huzurlu bir biçimde çocuğunuzla birlikte ancak bu şekilde atlatabilirsiniz.

Ailelerin çoğu “çocuğumuz bizimle hiçbir şeyi paylaşmıyor, gizliyor” derler. Gençlerin çoğu da “aileme anlattığım zaman beni dinlemiyorlar, ne söylesem hemen tepki veriyor kızıyor ya da nasihat ediyor”, “beni anlamıyorlar ben de hiçbir şeyi anlatmıyorum” diyor.

İyi bir dinleyici olabilmek; iyi bir iletişim için çok önemlidir. Ne kadar kızgın ve endişeli olursak olalım duygularımızı kontrol edip, ani tepki vermeden, nasihat etmeden, etiketlemeden, yorum yapmadan, sözünü kesmeden, hemen öneri getirip çözüm bulmaya çalışmadan dinleyebilmeliyiz. Onunla konuşurken geçirdiğiniz zamanın en az 2 katını onu dinleyerek geçirin. O konuşurken başka bir işle uğraşmadan, onunla göz teması kurarak onu dinleyin. Bunlar çocuğunuzu bir şeyleri paylaşma konusunda cesaretlendirir. Çocuğunuzu dinlemek, “Ben ailem için önemliyim, benim düşüncelerime değer veriyorlar, beni anlamaya çalışıyorlar” diye düşünmesini sağlar. Daha sonra çocuğunuz da sizin konuşmanızı dinleyip, ne düşündüğünüzü anlamaya çalışacaktır. Çocuğunuz bir şey anlatırken onun beden dilini gözlemleyin ne hissettiğini anlamaya çalışın. Onu dinlerken cevaplamaya çalıştığımız soru, “Çocuğum ne hissediyor, ne düşünüyor, benden beklentisi nedir?” olmalıdır. Cevabı bulduğunuzda, “-sanırım, -anladığım kadarıyla, gibi sözlerle başlayan cümleler kurup ve çocuğunuzdan onay alın. Duygusunun anlaşılması, yani onunla empati yapabilmeniz, bunu ona iletmeniz, hem çocuğunuzun kendi duygularını adlandırmasına yardım edecek hem de sakinleşmesini, rahatlamasını sağlayacaktır.

Yansıtıcı sorular sorun. “Anladığım kadarıyla söylediğin şey şu” veya “Şunu mu söylemeye çalışıyorsun” gibi sorularla, çocuğunuzun söylediğini, anladığınız biçimde tekrar edip, doğru anlayıp anlamadığınızı kontrol edin. Bu yanlış anlaşılmayı engelleyecektir.

Çocuğunuzun sizi dinlemesini istiyorsanız onu anladığınızı ifade ettikten sonra en son kendi duygu ve düşüncelerinizi paylaşın.

Ben diliyle konuşabilmek. Ebeveynler çocuklarının beğenmedikleri, onaylamadıkları, kendilerini ya da başkalarını rahatsız eden davranışları karşısında onlara uyarılarda bulunur. “Sözümüzü dinleseydin bunlar başına gelmezdi”, “çocuk gibi davranıyorsun”, “hiç sorumluluk almıyorsun”, “eve geç geliyorsun, beni kızdırıyorsun,” gibi. Tüm bu uyarıların ortak noktası - sen dilini - kullanarak yapılmış olmalarıdır. Bu şekilde iletişimde genç kendi hatalı olsa bile suçlandığını düşünür, öfkelenir, saldırı olarak görür, direkt savunmaya geçer ve bizi dinlemez. “Ben dili” kullanılarak yapılan konuşmalarda ise anne babanın gencin davranışı karşısında ne hissettiğini iletir. (…..yaptığında, ben ….. Hissediyorum, çünkü …..). (davranışın tanımı, ebeveynde oluşturduğu duygu, davranışın ebeveyn üzerinde somut etkisi ifade edilmiş olur). Eve geç kalan gence ‘bu saate kadar nerde kaldın, neden haber vermedin?’ diyerek bağırmamız, onun da direk savunmaya geçmesine “ben çocuk muyum, neden karışıyorsunuz, herkes bu saatte geliyor” şeklinde kendini savunmaya geçmesine neden olur. Hem tartışırız hem de bu davranışın tekrarlamasını engelleyemeyiz. “Eve habersiz geç geldiğinde çok endişeleniyorum, çünkü başına bir şey geldiğini düşünüyorum, bu sorunu çözmek için ne yapabiliriz” diye konuşursak bizi dinlemesini, anlamaya çalışmasını sağlayabiliriz.

Gençlerimizi doğru anlayabilmemiz duasıyla Allah’a(c.c) olunuz.

PSİKOTERAPİST KIVANÇ TIĞLI BULUT DNŞ TEL: 0212 503 79 95-0 506 401 79 91

Not: Bu yazıda Dr. Deniz Tirit Karaca’nın yazısından alıntı yapılmıştır.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23