Yegâne eğitim sistemin temel değerleri (2)
Allah, hükümranlığını kesintisiz sürdürmektedir. Onun hükmü değişmiyor, değişmez. Herkesi öldürdüğü gibi Kendine inanmayan kâfirleri de öldürmektedir.
Fakat Kur’an’dan koptuktan sonra her şeylerini kaybeden Müslümanlar da bunun farkına varamıyorlar. Israrla mahkûmu oldukları prangalardan kurtulmak işlerine gelmiyor. Kur’an’dan çok gafil kalıyorlar. Bütün bunlara rağmen büyük davanın fedâisi olacak mangal gibi yürek taşıyanlara ilâhî ilkeler tafsil edilmektedir.
Ey insanlar! Size Rabbinizden kesin delil geldi. Sizlere aydınlatıcı nûr indirdik.
İşte Allah’a iman edip de ona yürekten bağlananları, Allah, kendi katından rahmet ve lütuf içine koyacak ve onları, hidayet sistemine kavuşturacaktır. (Nisa:4/174,175)
Müslümanlar bu mukaddes yolculuğun temel ilkelerini gerçekleştirmelidirler. Aksi takdirde ümmet olma şerefine ebediyen nail olamayacak ve nâdim olacaklar. Ebedî nedamete mahkûm olmadan önce İslam’ın temel değerlerine sarılmalıdırlar.
Ey örtüsüne bürünüp yatan Peygamber! Gece kalk. Yalnız gecenin birazında uyu. Gecenin yarısında kalk, ya onu azalt, ya da artır. Kur’an’ı tertîl ile itina, güzel, düzenli ve gereği üzere oku. Biz senin üzerine sorumluluğu olan ağır bir söz yükleyeceğiz. Gerçekten gece kalkıp ibadet etmek, Kur’an okumak daha verimli ve daha etkilidir. Hem gündüzün senin uzun süre uğraşacağın hizmetlerin vardır. Rabbinin ismini zikret, her şeyden soyutlanarak yalnızca benliğinle Allah’a bağlan. O doğunun da batının da Rabbidir. Onların iddia ederek söylediklerine sabret. Güzelce onlardan ayrılarak uzaklaş. (Müzzemmil:73/1-10)
Cenab-ı Hakk, en başta Peygamberine, müthiş bir uyarıda bulunuyor ve şöyle hitap ediyor; “Ey örtüsüne bürünüp yatan Peygamber!” Elbette bu hitap tarzında önemine uygun hikmet vardır. “Kum” emrini veriyor. Bu mukaddes davayı üstlenen görevlinin “örtüsüne bürünme, davayı ihmal etme ya da herhangi bir bahane üretme hakkına ve lüksüne sahip değildir. Böyle bir bahaneye sığınma gerekçesi de yoktur.
Çünkü “Gerçekten Allah’ı, ahiret gününü arzulayanlar ve Allah’ı çok zikredenler için, Rasûlullahta pek güzel örnek vardır.” (Ahzap: 33/21) İşte öncelikle Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ve kıyamete kadar gelecek bütün Müslümanları muhatap alan bu uyarı mutlak manada bağlayıcıdır. Peşinden gelen “gece kalk” emri de bir o kadar bağlayıcıdır. Kur’an’ı tertîl ile okumak ve Kur’an’ı açıklayıp insanlığa beyan etmek de savsaklanamayacak kadar çok önemli, çok ciddi ve çok zorunludur.
Allah ve Rasûlü bir işe hüküm verdiği zaman, hiçbir mümin erkeğe ve hiçbir inanmış kadına kendi işlerinden herhangi bir şeyi seçme hakkı yoktur. Kim Allah’a ve Resûlüne isyan ederse, muhakkak açıkça sapıklık etmiş olur. (Ahzab:33/36) Gördüğünüz gibi yukarıda okuduğumuz ayet mealleri ve benzerleri tüm Müslümanları Kur’an hizmetine çağırmaktadırlar. “Gerçekten gece kalkıp ibadet etmek, Kur’an okumak daha verimli ve daha etkili” olduğu için Allah Teâlâ ısrar etmektedir.
Rabbimiz öncelikle Resûlullah sallallahu ve selleme ve O’ndan sonra da bütün inanan kullarına; “Biz senin üzerine sorumluluğu olan ağır bir söz yükleyeceğiz” buyurması bu büyük davanın ne denli sorumluluk yüklediğinin delilidir. Bu ulvi ve mukaddes görev başlangıcından kıyamete kadar gelecek Müslümanların görevidir.
Bu sistemin en temel değerlerinden biri elbette Rabbin ismini zikretmektir. Zikir konusunda bile Müslümanların henüz netleşmedikleri görülmekte ve bilinmektedir. Burada en önemli değerlerden biri “sabır”. Sabır; küfre direnmek, imanı korumak ve azmi sürdürme hususunda hiç yılmamaktır. Esselamualeykum.