• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İlhan Oral
İlhan Oral
TÜM YAZILARI

O olmaz, bu da olmaz ya? (4)

21 Eylül 2025
A


İlhan Oral İletişim: [email protected]

O olmaz, bu da olmaz ya? (4)

İlhan Oral

Bazen hamasi yazı yazarız.
Bazen hakikatlere ağırlık veririz.

Genelde ciddi meseleleri dile getirmekten çekiniriz. “Kimse incinmesin derdine” kapılırız.

Çok önemli, sorumluluk gerektiren esas meselelerin anlatımı bize taşınmaz yük gibi gelince, ciddi meselelerden sıvışıp kaytarırız.

Artık bütün himmetimizi, bize elzem olmayan işlerde kullanmaya özen gösteririz. “Vur abalıya” diyerek “şehâmet arz ederiz.” Ya aşırı bayatlamış eski hikâyeleri anlatırız. Ya da daha neler yazarız?!!! 

Yazacak bir konu bulamazsak kopyala yapıştır ile görevimizi yaptık sayarız.


Hele eskilerden beğendiklerimiz büyüklerin kahramanlıklarını anlatmaktan keyif alırız.

Onları öve öve bitiremeyiz. Daha olmadı, “hayırlı cumalarla” keyifleniriz! Allah aşkına bir düşünün. Cuma hayırsız mı ki, hayırlı olmasını diliyorsun? HAYRET!

Kimileri yıkmak istediği bir hedef tahtası arar bulur. Yerden yere vurur.

Amma kendi hırsızlarını ustaca korur. Kendini ve taraftarını “sütten çıkmış ak kaşık” gösterir, savundukça savunur.


Kimi zaman kadının özgürlüğünü ve kutsallığını anlatmakla bitiremez. Fırsatı buldukça da istismardan taviz vermez. Yaptıklarından da utanmaz.


 

Kimi zaman siyasette ikbal görür, bukalemun olur, her renge bürünür ve kılıktan kılığa girer. Hele o çıkar marazı yüzünden maskara olduğunun farkına bile varamaz. Çığırtkanlığını karşı tarafa “hak arama” kahramanlığı olarak yutturur.

Hele bunca becerileri yetmezmiş gibi çıkarı uğruna “mefkûresini” bile çiğner saf değiştirir!

Yeri gelir vatan ve millet hizmeti uğruna eğitim, ekonomi, alt yapı, savunma sanayii konusu gündeme gelir. İşte o zaman onda “O OLMAAZ” virüsü depreşir.

Yine “bin yıllık şanlı ve şerefli geçmişimizin değerler eğitimini vereceğiz, yeniden aslî kimliğimizi kazanacağız, denildiğinde de avazı çıkabildiği kadar bağırır. OLMAAAZ” diyerek gıcırtılı çığlıklar çıkarır. “laiklik” teraneleri döktürür. Kızıl kıyameti koparır. “Bizim rızamız, bizim olurumuz olmadıkça siz hiçbir şey yapamazsınız, der dayatır.” 


Bu “laiklik” kavramı ilginç bir çağrışım sinyali verir. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran irade, “cumhuru” esas alarak cumhuriyetin temel ögesi olduğunu deklare eder. Toplumun tümünün sistemi olur! Birileri sisteme çomak sokar.


 

Buna bir de demokrasi ayağı eklenir.

Toplumun tümünün sistemi “cumhuriyet” topallamaya başlar. Çoğulcu sistem demokrasi, “cumhurun” etkinliğini minimize eder.

Burada illâki sacayağı, sistemi ayakta tutacaktı. Üçüncüsü, laiklik olur. Demokrasi etkinliğini rafa kaldırır. Şimdi bakın cumhur en kapsamlı, herkesi temsil eden bir sistem, demokrasi, yüzde bir değil, milyonlarda bir ile çoğunluğun sistemidir, denir. 

Sacayağı ayakta tutmak için laiklik te eklenince gerek cumhur ve gerekse demokrasi otomatik devre dışı edilir. Bu üç kavaram birbirine zıtlıkları  sırıtır.


 

İşte burada beşerî sistemlerin kırıntıları, ağır kokulu “laiklik” kavramına takılır. O da ilginç bir çağrışım sinyali verir.

İnsanlığa huzur getiren Peygamberler silsilesinin son müjdecisi Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e peygamberlik verildi.  Müşrikler de Ona engel olamadılar. Kalleşçe engellemeye kalkıştılar. 

Bu yöntem etkili olmayınca Onu şair, kâhin ve mecnûn olarak tanıtmaya yeltendiler.

Şair o gün etkin şahsiyettir.

Kâhin de insanları büyüleyecek her hangi bir haber veren kişidir. Mecnûn ise cinlenmiş, delirmiş demektir.

İşte, kelimelerde ki zıddiyet ve kavram kargaşası, cumhuriyet, demokrasi ve laiklik kelimelerinde aşırıdır. Rabbimiz şöyle buyurur; “Bunu onlara “hulüm akılları” mı emrediyor? Yoksa onlar azgın kavim midirler?” (Tûr:52/32) Bunlar nasıl da Mekke müşriklerine benziyorlar!

Cumhuriyeti laiklik ile ayni yamalıyorlar!  Esselamualeykum

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Yorum

Laiklikte şeriatı savunabilirsiniz buna hakkınız vardır fakat şeriatda bırakın laikliği savunmayı adını bile anlamazsınız kelleni gider işte bu yüzden yaşasın demokrasi yaşasın cumhuriyet yaşasın laiklik

Kavramlar ve Sancılarımız Yada Hedef Neresi

Cumhuriyet çeşit çeşittir. Çin Halk Cumhuriyeti İran Cumhuriyesi Kuzey Kore, Güney Kore Cumhuriyeti Türkiye Cumhuriyeti vb Yani seçim. Her seçim demokrasi değildir. Batı ve Doğu'da farklı yapıda cumhuriyetler yok mudur? Demokrasi ile taçlandırılmayan cumhuriyetler ya otoriter ve ya totoliterdir. Laikliğe gelince. Bir devlette bütün insanlar aynı inançdan ,meşrepten,mezbepten olmazlar. Hele çok dinli, dilli imparayorkuklarınn bakiyesi toplumlarda- devamı olan devleterde- bu mümkün değildir. Laiklik reform ve rönesans sonrası batıda dogmuştur. Temel anlamı devletin inançlar karşıdında tarafsızlıgının ifadesidir. Devlet Laik olur kişiler değil. Laiklik bir devletin ,dini kurallara göre yönetilmemesinin adıdır. Vatandaşına eşit tutum takınmasıdır. Eşit hukukluluktur. Gelişmiş ülkeler göstermiştir ki laik, demokratik ve sosyal nitelikli devletler de refa ulaşmak ve kalkınmak, insan hak ve özgürlüklerine gereken önem verme ile barış içinde daha güçlü olmak mümkündür. Bizde, hukukun ve demokrasinin çarpık olduğu gibi laiklikde tam anlamıyla yerinine getirilmemiştir. Elinde Kuran yada İncil ile seçim mitinginde dünyanın hangi ülkesinde oy istenmiştir? Demokrasinin tacı laiklik cumhuriyet ise en alt basamagıdır. Laik ve demokratik yönetim sistemlerinde kuvvetler ayrılıgı, hukukun üstünlügü,yönetimi denetleme (çek - balans sistemleri- )olmaz ise olmazdır. Tam anlamıyla ;laik ,demokratik ,hukuk devleti güçlü devlettir. Bizim batıdan farkımız,skıntıların temelinde sistemin tam oturtulamaması yatmaktadır. Coğrafi olarak ortada olmamızın da etkisi ile batı dogu gelgitleri yaşanmakta. Doğu henüz otoriterlik ve totoliterlik sarkacında. Sorun kavramlarda değil uygulamalardadır.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23