• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İdris Günaydın
İdris Günaydın
TÜM YAZILARI

Laik devlette Müslümanca yaşamak

20 Ocak 2025
A


İdris Günaydın İletişim: [email protected]

Laik devlette Müslümanca yaşamak

İdris Günaydın

Bir dost meclisinde şöyle iki konu gündeme geldi: 1- Fıkhımızda avlanmaya yasak yokken devlet avlanma yasağı koyuyor. Buna uymalı mıyız? Mesela dağ keçilerinin erkeklerini avlamamızı istiyor. Ayrıca eline silah alanın avlanmasına sınır koymuş yakalayınca ceza kesiyor. Balıklara av yasağı koyuyor. Hâlbuki ayet böyle bir sınırlama getirmiyor. Fıkıhta yeri var mı?

Sıra bana gelince şöyle dedim: “Essabitü bil örfi kessabitu binnas.” Yani örf ile sabit olan şey nas ile de sabit gibidir. Eğer aksi ile ilgili içtihat yoksa devletin koyduğu kural örf sayılır. Çünkü devlet burada daha geniş halk kitlelerinin istifadesini istemektedir.

Senenin belli aylarındaki yasak yumurtlama dönemidir.

-Ama devlet Laik. Onun koyduğu kurallara uymamız gerekir mi?

Cevap: Devlet burada bizi günah işlemeye icbar etmiyor aksine daha çok insanın menfaatini gözetiyor.

-Katılım Bankacılığı da aldatmadan başka bir şey değildir. Onlar da faizli uygulama içindedirler.

Cevap: Katılım bankasındaki görevli, vadeli para yatıracağında sana bir ay sonra şunu veriyoruz derse faizlidir. Bir ay vadeliye bir ay sonra, üç ay vadeliye üç ay sonra belli olur derse o faiz olmaz. Bir de zarar da edebilirsin. Zarara da ortaksın demesi gerekir. Kredi çekerken de şayet: O alacağın malı biz alıp sana satacağız. Böylece biz kârımızı oradan elde edeceğiz diyorsa faiz olmaz.

Faiz ile faizsizlik arasında ufak bir ifade değişikliği vardır. O atla deve değildir. Eğer bu sizi tatmin etmiyorsa Allah bu ayeti boşuna mı gönderdi? Haydi, siz getirin faizsiz bir model de insanların tüm ihtiyaçlarına cevap verin. O kadar tarikat var, cemaat var. Uçuyorlar, kaçıyorlar, Kıbrıs’taki savaşa müdahale ediyorlar. Depremleri durduruyorlar.

İnsan vücudunun en zararsız yerine şiş sokmayı keramet sayıyorlar da doktorun kalbe bıçak saplayıp ameliyat etmesini görmezden geliyorlar. Hâlbuki her gün yüzlerce ameliyat ile bilim adamları keramet gösteriyor.

-Zaruret halinde bankadan kredi alıp bununla ev almak araba almak haramdır, dediler.

Cevap: Ne olacak? Senin çocuğun insanca yaşamayacak mı? Hep dolmuşta, erkeklerin arasında tıkış tıkış mı gitsin karın, kızın? Onlar insan değil mi?

Sen bu hususta yardım dilenecek yerde faizli kurum sana kapı açıyor. Eğer ödeyebileceksen sana kredi vereyim de sen de insanca yaşa diyor. Allah kalbini bilmiyor mu? İkinci araba veya ev için izin yok lakin ilk araba ve ev için caizdir denilmiş. Bir ruhsat verilmiş. Yol açılmış.

Dini bu kadar katı ve uzlaşılmaz göstermek doğru mu? Niyetin önemli değil mi? Senin kalbini Allah bilmiyor mu?

Böyle laflar ediliyor sonra da “nasıl olsa fark yokmuş; günümüzün de yaşam şartlarından biri artık bu faiz” diyerek faizin her türlüsüne bulaşıyor millet.

Ben atmış yedi yaşındayım. On beş yaşından beri bu faiz tartışmaları var. Hâlâ bir çözüm yoksa bu bizim havanda su döğdüğümüzün ispatıdır.

Bugün artık bankaya öyülmedik yanımız kalmadı.

Hâsılı bir dost meclisinde konuştuk bunları. Daha konuşulacak çok işimiz var ama Din İşleri Yüksek Kurulu gibi bir kurumumuz var. Allah’tan ki var. Onlar tartışıyorlar ve karara bağlıyorlar.

SURİYELİ BAĞIRDI: MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİ GELDİ!

Türkmen Ordusu ve Türkiye’nin cillop gibi silahları hain Esed’i devirmek için Suriye’de operasyon yaparken Suriyeli kardeşlerimiz “Mustafa Kemal’in askerleri geldi. Şükürler olsuun!” diye nara atıyorlardı. Vay be! Türkiye’deki Kemalist eğitimin tesirleri Suriye’yi bile etkilemiş. Meğer dünden hepsi Mustafa Kemal hayranı imiş de haberimiz yokmuş.

Tabi bu latife. Suriyeli kardeşlerimiz askerleri görünce Hz. Muhammed’in ordusu geldi diyorlardı. Çünkü fetihleri ancak Hz. Muhammed’in ordusu olanlar yapar.

“İmtisali cahidü fillah oluptur niyyetüm; Dini İslam’ın mücerret gayretidür gayretüm” diyen Fatihler yapar.

Bir Cuma günü atının kuyruğunu kendi elleriyle bağlayıp, askerlerine: “İşte şehitlik kefenimi giydim. Savaşta ölürsem beni bu elbiseyle gömünüz” diyen Alpaslanlar yapar.

Savaş cesaret, hazırlık ve iman ister. Asla soytarıların işi değildir. Soytarı olanlar sadece öldürür. Fırsat buldukça öldürür. Çünkü yaşayanlardan korkmaktadırlar. Onun için onlar işgal ederler fetih yapamazlar.

Fetih sadece ülkenin fethi değil aynı zamanda gönüllerin fethidir.

Allah, soytarı ruhlu kimselerin hikâyelerinden bizi kurtarsın. Allah, “fethi mübini zamin” aşkına yeniden avdetimizi nasip etsin. Vesselam.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Yaman

Faizin hükmünü, haram olduğunu biliyoruz ama tarifini yapamamış, anlatmamışsınız. Müslümanlar; mevcut yasaların faiz diye tanıttığı envai çeşit faizi sanki İslam dini tarif etmiş zannediyor ve hep yanlış yapıyorlar. İslam'a göre faiz haksız kazançtır, verdiğinden fazlasını geri almaktır ve ölçüsü de altındır. Kredi veya borç alıp verirken altın değeri ile hesap şarttır. Mesela geçen yıl bankadan veya birinden 10.000 lira borç aldınız. Bu yıl 12.000 lira ödediniz. Görünüşe göre ve şu anki yasalara göre 2.000 lira faiz vermiş görünüyorsunuz. Sonra altın hesabı ile borç ve ödemeyi karşılaştırdınız ve geçen yıl 10.000 lira ile alabildiğiniz altını (kaç gram ediyorsa) bu yıl 13.000 lira ile alabiliyorsunuz. Bu durumda aslında siz 2.000 lira faiz ödemediniz, üstelik 1.000 lira faiz aldınız. Borcu 13.000 lira olarak ödemeliydiniz. Bilmem anlatabildim mi? Bu konuda okurlarınızı bilgilendirin, aydınlatın, yanlışlarını düzeltin. Müslümanların yanlış bilgilerle hareket etmesine üzülüyorum. Sizi samimi bir müslüman olarak görüyor, onun için talepte bulunuyorum. "Bana ne, ne halleri varsa görsünler, bildikleri yanlış yolda gitsinler dursunlar" diyemiyorum.

Dursun

İdris Bey, bunlar dış güçlerin oyunu. 
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23