• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İbrahim Karataş
İbrahim Karataş
TÜM YAZILARI

Tekraren; İdam adalettir

08 Ekim 2018
A


İbrahim Karataş İletişim: [email protected]

Geçtiğimiz hafta sekiz askerimiz yola döşenen bir bombanın patlatılması sonucu şehit oldu. Operasyonlara karşı biçare kalan terör örgütü çareyi kahpece planlarda buluyor. Geçmişte de benzer saldırılar oldu ve muhtemelen gelecekte de olacak. Ölü ele geçirilmeyen failler yakalanıp hapse atılacak ve yeraltı deliğindeki konforun ve güvenin bin katını halkın vergisiyle, devletin eliyle ve arkadaşları şehit edilen jandarmaların koruması altında yaşayacak. Batman’daki saldırıyı yapan ve sağ ele geçirilen teröristi böyle bir gelecek bekliyor. Terörün elebaşları bile böyle bir sona gıpta ediyordur. Dahası, her 10 yılda bir çıkan aflardan birinden nasiplenme ihtimali bile var. 

Bir devleti ayakta tutan şey adalettir. Hz. Ömer (r.a.) bu yüzden “Adalet mülkün temelidir” demiş. Adaletin olmadığı yerde kaos, mağduriyet, düzensizlik ve suç vardır. Cezası tam verilmeyen bir suçlu adaletsizlikten cesaret alır ve suç işlemeye devam eder. Oysa cezalar caydırıcıdır. Suça teşebbüs etmek isteyen birisi cezasını bilince cayar. Yine de suç işlerse hem cezasını çeker hem de aldığı ceza başkalarına ibret olur ve onları suç işlemekten alıkoyar. 

Meşru müdafaa hariç bir insanı katletmek en büyük suçtur. Ağır tahrik ve maktulün yanlışları gibi sebeplerle cinayet işlemeye genelde idam cezası verilmez. Çünkü öldürülenin de kabahati vardır. Ancak sebepsiz yere insan öldürmek idamı gerektirir. Allah’ın verdiği cana kastetmek hem yaratana hem de maktulün vatandaşı olduğu devlete meydan okumaktır. Kimseye başkasını katletme hakkı verilmemiştir. Eğer sebepsiz cinayet varsa caninin devlet tarafından katli vacip olur. 

Türkiye’de son 35 yılda hiç idam olmadı. Son 15 yıldır da idam cezası yok. Böyle caydırıcı bir ceza olmayınca terörist asker ve polis öldürebiliyor ve yaptığı yanına kâr kalıyor. Küçücük kız çocukları sapkınların önce tecavüzüne sonra da katline maruz kalıyor. Hayatı daha yeni yeni tanımaya başlayan çiçek misali çocuklar, hayatı yanlış tanımış olan toplumun tümörleri/mikropları tarafından öldürülüyorlar. Ölen mezara, öldüren hapse giriyor ve devletin bakımı altına alınıyor. Çocukları genç yaşta öldürülen anneler aralıksız her hafta mezarlığa gidip sessiz bir avuntuyla teselli bulmaya çalışıyorlar. Oysa katilin hükmünü o anneler verecekti. 

İdamın kaldırılmasının tek sebebi olan “Başkası ne der?” anlayışından kurtulmak lazım. O başkası malum Avrupa Birliği (AB). Amerika bu konuda daha adil. Çünkü orada idam cezası var. AB ekonomi, sosyal politikalar, siyaset, yönetim ve teknoloji gibi konularda takdire değer bir başarı gösterdi. Hakikaten de diğer ülkeler ve muhtemel ülkeler üstü yapılar için model teşkil ediyor. Ancak Avrupalıların manevi manada maddi düzeyin gerisinde olduğu kendilerinin de kabul ettiği bir gerçektir. Bugün tecavüz ve çocuk istismarları en çok Avrupa ülkelerinde olmaktadır. Avrupa manen model olamaz

İdam gibi adaleti tesis edici ve direk insana ve topluma dokunan bir kanunun yokluğu bir artı değil, eksidir. Avrupalılar mevcut konfor devam ettiği sürece idamdan uzak duracaklardır. Eğer bir gün onların da sokaklarında terör eserse veya çocuklarına ve kadınlarına sapıklar musallat olursa yapacakları ilk iş idamı getirmek olacaktır. Bir gün AB üyesi olmak hayaliyle “cinayet” gibi bir gerçeğe gerçek bir ceza vermemek Türkiye’nin eksiğidir. AB’nin idamı yasaklaması doğru bir karar değildir. İdam cezası uygulanan bir ülke (adil yargılamak şartıyla) AB’nin önündedir. Bu konuda Türkiye gibi aday bir ülkenin değil, bilakis AB’nin kendini sorgulaması ve idamı getirmesi gerekir. 

Hem idam kaldıralı beri AB ile ilişkilerimiz daha iyi bir düzeyde olmadığına göre alınan karar işe yaramadı. Daha da önemlisi, ölmüşlerin sesleri çıkmıyor diye kısası görmezden gelinemez. Manevi dünyanın 21. yüzyılı yoktur. Ahlaki gelişmişlik geriye doğru da ilerler. Çağdaş Avrupa her konuda en iyi olacak diye bir kaide yok. Hal böyleyken manen gerimizdeki AB’nin piyangoyu kazanmak kadar düşük ihtimalli üyeliği için toplumu yok eden mikropları besleyemeyiz. Bu, AB ile inatlaşmak değil, doğru olanı yapmadaki ısrardır. Eğer aklederlerse Türkiye’yi idam cezasıyla da kabul ederler. İdam adalettir ve yasalara girmeli. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23