• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İbrahim Karataş
İbrahim Karataş
TÜM YAZILARI

Dolarla Erdoğanizm’den de kurtulabilecekler mi?

28 Mayıs 2018
A


İbrahim Karataş İletişim: [email protected]

Erken seçime gidileceğinin ilan edildiği günden bu yana liranın kıymeti düşmeye devam ediyor. O günlerde, iki ay içinde yapacak pek bir şeyi olmayan dış güçlerin dolar silahıyla ekonomiyi vuracağını yazmıştık ve aynen de öyle oldu. Geçen zaman içinde taktiklerini de öğrenmiş olduk. Buna göre yabancı medya grupları Türkiye ekonomisinin krize girebileceğine dair yazılar yazarak yatırımcıları korkutma amaçlı yayınlar yapıyor. Daha sonra kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye ile ilgili notlarını daha erken vermeye başlıyorlar –ki notları düşürüyorlar- ve piyasada paniğe neden oluyorlar. Sonuçta dedikodulardan korkan yatırımcılar doları yükseltiyorlar. Liraya değer kaybettiren aynı medya, sanki sorumlular kendileri değilmiş gibi bu sefer de doların yükselişini krizin nedeni olarak yaymaya başlıyorlar. Özetle, önce doları yükseltiyorlar, sonra da dolar yükseldiği için ekonominin batacağını iddia ediyorlar. Böylelikle başarırlarsa iyi giden bir ekonomiyi spekülasyonlarla çökertmiş olacaklar. 

Buna destek veren yerli ekonomistlerin zırvaları da cabası. Onlara sorsanız ekonominin yapısal sorunları olduğu için döviz bu kadar dalgalanıyor. Bir iftira ve suçlu bulma amacı taşıyan bu tür söylemlerde iyi niyet olmadığı kesin. Türkiye’nin ihracatı yükseliyor, turizm iyi gidiyor, sanayi üretimi artıyor, yüzde 7 büyüme var ama bundan rahatsız olanlara göre ekonomi kötüymüş de dolar ondan yükseliyormuş. Tüm değerler iyiyken paranın değerinin düşmesini normal görüyorlar. Lira tabii ki dolar karşısında değer kaybeder ama bir gecede (gündüz de değil) yüzde 4’lük kayıp ancak manipülasyonla olabilir. Bunu çok iyi biliyorlar ama doğruları söylemek ağırlarına gidiyor. 

Halbuki yabancı medya dolardaki dalgalanmanın sebebini söylemekten çekinmiyor. Bir tanesi (Financial Times) seçimler olmazsa dolar düşer diye yazdı. Diğerleri Erdoğan’ın seçimleri kazanmasını istemediklerini yazmaktan çekinmedi. Sebep dönüp dolaşıp Erdoğan nefretine geliyor. Batı dünyası kendisine “diktatör” ve “otoriter” gibi hakaretler ettiği Erdoğan’ı istemiyor. Malumunuz, geçtiğimiz günlerde Fransız Le Point dergisi Erdoğan için “Diktatör; Daha nereye kadar?” şeklinde başlık atmıştı. Aynı dergi geçmişte Suudi veliaht prensi Salman için “her şeyi değiştiren prens” şeklinde övücü bir başlık atmışlardı. Çünkü Erdoğan seçimle işbaşına gelen bir lider. Suudi Arabistan’da ise seçim yok. Erdoğan biat etmiyor. Salman ise Batının yardımıyla ülkesindeki herkesi kendisine kul yapabilirse gönüllü köleliğe bile razı.

İşbu Batı dünyası, demokrasi kendilerinin istemediği bir lideri iktidar yapıyorsa demokrasiye de lira muamelesi yapar. Diğer yandan bir diktatör kendilerine itaat ediyorsa baştacı yapar. Onlara değerleriyle fikirlerinin çeliştiğini yüzlerine vurunca demokrasinin İslami grupları iktidara taşıdığını söyleyip kıvırıyorlar. Oysa destek verdikleri Suudi Arabistan’ı İslami gruplar yönetmiyor. Ya da mesela devirmeye çalıştıkları Maduro Müslüman değil. Ama Maduro da otoritermiş. Aldığı yüzde 68 oy umurlarında değil. Eğer iktidarı halk seçiyorsa ve halk hükümeti her haliyle kabul ediyorsa bundan Batıya ne? Halk bir liderden memnunsa ülkeyi o lider yönetecek. Batı memnun değilse kime ne? Liderden halk değil de sadece Batı memnunsa o lider haindir. Bu durumda hain birinin devletin başında işi ne?

Neyse ki Türk halkı başkalarının hem ekonomiyi çökertmeye çalışıp hem de suçu Erdoğan’a atmalarının farkında ve algılara gelmiyor. 24 Haziran’a kadar belki biraz daha uğraşacaklar ama muhalefetle birlikte seçimleri kaybederlerse ellerine yeni bir koz geçinceye kadar pusuya yatacaklar. O güne kadar Erdoğan’ın şahsında Türkiye ile amansız bir savaşa girişecekler. Savaş tabiri, silahların kullanılmaması hariç abartılı bir benzetme değildir. Her türlü hakaret, ekonomik ambargolar, terör örgütlerine sahip çıkmalar ve onlar üzerinden Türkiye’ye saldırmak silahsız savaştır. Ve bu savaşı Erdoğan’ı devirmekle kazanamayacaklarını hâlâ anlayamadılar. Fikirlerin ömrü şahısların ömründen uzundur. Erdoğan elbette ki bir gün koltuğundan iner. Ama topluma aşıladığı mücadele ruhu giderek daha da güçleniyor. Artık Batı için Erdoğan’ın iktidarı kaybetmesi de yeterli olmayacak. Bu noktadan sonra asıl Erdoğanizm’i ortadan kaldırmaları gerekecek. Tabii on milyonların kalbini söküp atabilirlerse. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23