Tokat’a yolu düşecekler için notlar
Tokat’ın yerel tarihçisi Hasan Erdem anlatırken hiç tekrara düşmeden konuşuyor.
Not alabildiğim ve ezberleyebildiğim kadarıyla şehre yolu düşeceklere hatırlatma yaparak şimdilik veda edelim. Daha siyasi intibalarım var da başka bir güne.
•
Drakula namlı Kazıklı Voyvoda III. (Tepeş) Vlad, Tokat Kalesinde tutsak olmuş. Apollon heykellerinden birisi Tokat müzesinde imiş.
Şeyhülislam İbn-i Kemal’in Tokatlı olduğunu belirttikten sonra Yavuz Sultan Selim Han’ın, Çaldıran seferine giderken Reşadiye Selemen yaylasında otağ kurduğunu söylemeli.
Plevne kahramanımız Gazi Osman Paşa Tokatlıdır ve adına düzenlenmiş harika bir müze vardır.
Bu arada günümüzün Dede Korkut’u Mustafa Necati Sepetçioğlu da Tokatlıdır.
Anadolu coğrafyamızda Ahmet Yesevi Hz.lerinin talebelerinin olmadığı yer yok denilse yanlış olmaz. Yesevi Hz.lerinin talebelerinden Hubyar Sultan’ın kabri, Almus Tekeli Yaylası’nda imiş.
Ünlü halk ozanı Kul Himmet Tokatlı olmakla birlikte, Erzurumlu Emrah’ın kabri de Niksar’da bulunmakta.
•
Sulu Sokak şehrin en ünlü sokağıdır. Sebebi şu: Şehrin kuruluşundan itibaren 900 adımda 900 yıllık tarihi bir arada görmek mümkün.
Duymayanlar için:
1730’da başlayan Patrona Halil İsyanından sonra Devlet-i Aliye topraklarındaki bütün hamamların işletilmesi, Padişah fermanıyla Tokatlılar verilmiş.
Tokat ekonomide de söz sahibi. Osmanlı Devletinin en büyük sanayi işletmesi Bakır Kalhaneleri Tokat’ta kurulmuş ve dünyaya bakır ihraç edilmiş.
Ayrıca yine Osmanlı döneminde; Kütahya, Çanakkale ve İznik’ten sonra en verimli seramik üretim merkezi de Tokat’ta imiş. Tabii şimdi değil!
Tokat’tan Milli Saraylar/Topkapı Sarayı’na!
17. ve 18. yüzyılda valide sultanlar da dâhil giyilen elbiseler Tokat’ta dokunup gönderilmiş.
İpek böcekçiliği ve ipekli dokumaların yanı sıra dericilikte de öncü olan Tokat, meyve ve sebzedeki liderliğini yıllarca korumuş ve 36 çeşitli üzümü ile 25’i aşkın armut çeşidi yetişmekteymiş. Şimdi o kadar değilmiş.
Günümüz şehirciliğine örnek olsun diye önemli bir bilgiyi daha nakledelim.
Selçuklular devrinde Anadolu’da ilk kanalizasyon şebekesi -iki koşum at arabası geçecek büyüklükte- Tokat’ta yapılmış ve Cumhuriyet döneminde kullanılmakla birlikte Aksu şebekesi ile 12 km’lik sulama sistemi sayesinde şehrinin su ihtiyacı 600 yıl önce giderilmiş.
•
Gök Medrese denilince akla Sivas gelir. Tokat’ın da Gök Medresesi var. Sivas’takilerden daha görkemli ve muhteşem! Kısaca uğrak vuralım.
Günümüzde halen restore edilen medresenin bütün iç duvarları geçmişte çinilerle kaplıymış, şimdide aslına uygun olarak mavi çinilerle kaplanıyor.
XIII. yüzyılda (1277) Müineddin Pervane Süleyman tarafından yaptırılan medrese, Anadolu Selçuklu mimarisinin zirvesini gösteriyor.
Tarihi geçmişi içerisinde XVIII. yüzyıla kadar “Medrese, Bimarhane, Şifahane” olarak hizmet vermiş ve restorasyonu bittikten sonra sanırım ülkemizden ve dünyadan ziyaretçi akınına uğrayacaktır vesselam.