• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Halit Kanak
Halit Kanak
TÜM YAZILARI

Başbakan Adnan Menderes’in uçağının Londra yakınlarında düşmesi (17 Şubat 1959)

17 Şubat 2024
A


Halit Kanak İletişim:

17 Şubat 1959 Salı günü Başbakan Adnan Menderes’i Londra’ya götürecek THY’nin “TC-SEV” adlı uçağı bütün hazırlıklarını bitirmiş, Yeşilköy Havalimanı apronunda beklerken 08.00 itibâriyle heyette ismi bulunanlar da gelmeye başlamışlardı. Adnan Menderes siyah cadillac ile alana ayak bastığında saatler 09.20’yi gösteriyordu. 

 

Millî Savunma Bakanı ve Başbakan’a vekâlet edecek olan Ethem Menderes ile Emin Kalafat ve Kemâl Zeytinoğlu da aynı arabada gelmişlerdi. Önce tören kıtası selamlandı, ardından sırada bekleyen protokolün elleri sıkılarak vedalaşıldı. Uçağa görevi gereği en son Özel Kalem Müdür Yardımcısı Şefik Fenmen de binince kapılar kapatıldı.

 

Uçak, havalimanından kalktığında bütün Kıbrıs Türk’leri başta olmak üzere Dışişleri Bakanlığımız teyakkuz halinde idi. Çünkü Dışişleri Bakanımız Fatin Rüştü Zorlu’nun ülkemiz adına vermiş olduğu çetin savaş neticesinde yıllardan beri yok sayılan, bütün hakları gaspedilmiş Kıbrıs Türk’ü ile Anavatan Türkiye’yi yakından ilgilendiren Kıbrıs Konferansı görüşmeleri bitmiş, sadece hazırlanan anlaşma metnine İngiltere-Yunanistan-Türkiye Devlet yöneticilerinin atacakları imza kalmıştı. Bunun için Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Adnan Menderes ve beraberindeki heyeti taşıyan Vickers Viscount 794 tipi 1958 yapımı dört motorlu “TC-SEV” adlı uçak Yeşilköy’den 16 yolcu ve 8 mürettebatla birlikte 09.30’da havalanmış, önce Roma’ya uğrayarak yakıt ikmâli yapmıştı. 

 

(THY Filosuna 1958 yılında 5 adet olarak katılan  gökyüzünün Rolls Royce’ları olarak bilinen Vickers Viscount uçakları filoya katılış sırasıyla; TC-SEC, SEV, SEL, SES ve SET tescil isimlerini almışlardı.)

 

THY uçağı ikinci kez 13.02’de 1916’dan beri hizmet veren Roma Ciampino Havalimanından havalandığında rotasını İngiltere’nin başkenti Londra’nın Heathrow Havalanına çevirmişti. Pilot, 15.56’da Londra’daki kuleye Fransa hava sahasından ayrıldığını bildirdi. Uçak, ATC (Air Traffic Control) tarafından saat 16:21’de Heathrow Havalimanı için bekleme sahası olan Epson Radio Range İstasyonuna yönlendirildi. Arkadan da Londra Heathrow Havalimanının ağır sis nedeniyle inişe müsait olmadığı için önce Paris’e yönlendirilmesi planlandı, daha sonra Londra’nın 40 km. güneyindeki Gatwick Havalimanına divert (yönlendirme) talimatı verildi.

Gatwick kule, hava durumunu rüzgar sakin, sisli, görüş 1600 metre olarak bildirdi. Uçak, saat 16:27’de 6.000 feet yükseklikten Gatwick Runway 09’a (pist 09’a) ILS inişine alındı.(Instrument Landing Sistem –Aletli İniş Sistemi) 

 

Sırasıyla saat 16:34’de 4.000 feet’e alçalma, Gatwick’in bekleme sahası olan Mayfield’e erişildiğinde 280 başa dönülmesi, 2.000 feete, daha sonra 1.500 feete alçalma talimatları verildi. Bu talimatları alan uçak seyrine devam etti. Tâ ki yere dokunmaya (Touchdown’a) 5 mil kala uçak 09 pistine inişe devam ettiğinin  teyitini verene kadar. Tam burada THY pilotuna kule frekansına geçmesi bildirildi ve bu talep uçak tarafından kabul edildi. İşte bu konuşma, uçakla yapılan son iletişim oldu ve uçak 16.58’de radardan kayboldu. 

 

THY uçağı önemli yolcularıyla birlikte Surrey bölgesindeki Newdigate köyü yakınlarında Jordan’s Wood koruluğuna düşmüştü. Uçak, önce ağaçlara çarpa çarpa kanatları ve motorları parçalanarak gövdeden ayrılmış, sonra tekerlekler yere sert bir şekilde vurunca zıplayarak havalanmış, gövdesi ters dönerek sırt üstü tekrar yere vurarak durmuştu. Bu son vuruşta gövde 2 parçaya ayrılmış, ön parçada ise yangın çıkmıştı. Uçağın enkazı iniş pistinden 5.2 km uzakta bulundu.

 

Kazânın ardından İngiliz Sivil Havacılık Bakanlığı yetkilisinin; "Birçok kaza gördüm ama hiç bu kadar kötüsünü görmedim. Enkaz, buruşturulup atılmış bir kağıt parçası gibiydi" sözleri her şeyi anlatıyordu.

 

Uçakta bulunan 8 mürettebattan 5'i, 16 yolcudan ise 9'u hayatını kaybeder. Sağ kalanlar tam bir can pazarı yaşamaktadır. Hayatta kalanlar arasında, uçağın arka tarafında özel olarak hazırlanan 4 koltuklu bir masada oturan Başbakan Menderes de vardır. Menderes cam kenarında seyahat ediyordu. Yanında Basın Yayın ve Turizm Bakanı Server Somuncuoğlu, karşısında Sakarya Milletvekili Rifat Kadızâde, çaprazında ise Çanakkale Milletvekili Emin Kalafat oturuyordu.

 

Uçak yere çarpmanın şiddetiyle ters dönünce Menderes de enkazın içinde baş aşağı asılı kalır. Menderes’in ayağı, uçağın yarılan tabanına sıkışır, yanında bulunan Sakarya Milletvekili Rifat Kadızâde bütün gücüyle yarığın arasını açar, ayağı sıkıştığı yerden kurtulan Menderes baş aşağı yere düşer. Ancak uçaktan çıkmak için bir metre yüksekten aşağı atlayamaz. Bunu gören Rifat Bey de Başbakanı kucakladığı gibi dışarı çıkarır.

 

Menderes’in ilk sözü, “Rifat nedir bu felaket? Arkadaşlar nerede?” olur. Menderes’in yüzünde hafif bir yara vardır, üstü başı perişan ve yırtık bir vaziyettedir. Kaburgalarının ezik olduğu sonradan anlaşılacaktır.

 

Menderes’in bir koluna Rifat Bey, diğer koluna da Şefik Fenmen girerek kaza mahallinden uzaklaşırken, uçaktan sağ çıkanlardan Melih Esenbel de yanlarına gelir. Menderes o an uçağın baş tarafından yükselerek ortalığı aydınlatan alevlere bakar, “Şu hale bak. Ne kadar acıklı bir durum. Arkadaşlarımız yanıyorlar” der. 

 

Güvenli bir yere geldiklerinde onları o sıra çevredeki çiftlik evinden çıkarak yardım için kaza yerine gelen Tony ve Margareth Bailey çifti karşılar. Bailey’ler kim olduklarını sorduklarında Menderes güzel İngilizcesiyle; “Ben Türkiye’nin Başbakanıyım. Uçakta çok kişi var. Beni bırakın ve onlara yardım edin” der. 

 

Ama ne Bailey ailesi, ne de yanında bulunanlar Başbakanı bırakmazlar. Durumu iyi olan Melih Esenbel bir şey yapabilir miyim ümidiyle uçağa dönerken, Bailey Ailesi Başbakan Adnan Menderes ile özel kalem müdür yardımcısı Şefik Fenmen’i ve Rifat Kadızâde’yi arabalarına bindirip yakındaki evlerine götürür. 

 

Eski bir hemşire olan Margareth Bailey, Menderes’e ilk pansumanı yapar. Özel Kalem Müdür Yardımcısı Şefik Bey ise hemen telefona sarılarak Londra Elçiliği’ne haber verir. Fatin Rüştü Zorlu ise onları havaalanında beklemektedir.

 

Rifat Kadızâde’nin kolunda kanama olduğu görülünce, pansuman yaparlar. Bayan Bailey bir yandan ambulans çağırmış, bir yandan da tanıdığı bir doktora haber vermişti. Önce doktor geldi, iki saat sonra da ambulans ulaştı. Belliki birileri ambulansın gelişini geciktirmişti. 

 

Menderes sedyeyle evden çıkarılırken, hâlâ şokta olmasına rağmen Bailey Ailesine, “İyiliğinizi ve bu güzel evinizde geçirdiğim müstesna zamanı emin olun ki hayatımın sonuna kadar unutmayacağım” diyerek teşekkür etmeyi unutmaz. Başbakan, London The Clinic’e götürülerek sıkışan ayağı ile ezilen kaburgaları için tedaviye başlanır.

 

Bu arada kurtarma çalışmaları gece boyunca devam eder. Kaza yerine gelen Surrey itfaiyesi gövde ön bölümde başlayan yangını kontrol altına almıştır. Ancak ilginçtir ki, Menderes’in uçağının düşmesinden 15 dakika sonra Yunan Başbakanı Karamanlis’in uçağı aynı havalimanına sıkıntısız bir şekilde inebilmiştir.  

 

Sağ kalanlardan; Menderes’le birlikte Sakarya Milletvekili Rifat Kadızâde ve özel kalem müdür yardımcısı Şefik Fenmen London The Clinic’te, makinist Ahmet Kemâl İtik ile eski ulaştırma bakanı ve Afyon Milletvekili Arif Demirer Dorking General Hospital’de, koruma polisi Kâzım Nefes ile Çanakkale Milletvekili Emin Kalafat Redhill Hospital’de, kabin memuru Ali Türkay Erkay ile hostes Nuran Yelkovan East Grinstead Hospital’de tedâvi altına alınırlar. Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Melih Esenbel’in ise ayakta tedavisi yapılır.

 

Hayatını kaybedenler: Menderes’in yanında oturan Basın-Yayın ve Turizm Bakanı Ali Server Somuncuoğlu, Demokrat Parti Eskişehir Milletvekili Kemal Zeytinoğlu, Başbakanlık Özel Kalem Müdürü Muzaffer Ersü, Dışişleri Bakanlığı 2. Daire Başkanı İlhan Savut, Basın-Yayın ve Turizm Bakanlığı Özel Kalem Müdürü Mehmet Ali Görmüş, Dışişleri Bakanlığı Kâtibi Güner Türkmen, Anadolu Ajansı Genel Müdürü Şerif Arzık, Türk Hava Yolları Genel Müdürü Abdullah Parla, Akşam Gazetesi foto muhabiri Burhan Tan, Kaptan pilot Münir Özbek, Yardımcı Pilot Sabri Kazmaoğlu, Yardımcı Pilot Lütfü Biberoğlu, Hostes Gönül Uygur ve Telsiz Operatörü Gündüz Tezel’dir.

 

Kaza olayını Türkiye, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun haber vermesiyle saatler sonra duyar ve şoka girer. Radyolar sabaha kadar konuyla ilgili yayın yapar. Bütün Türkiye uyumaz.

 

Başbakan’ı taşıyan uçağın Londra yakınlarında parçalandığı haberinin ilk ulaştığı Ankara’da yaşanan panik, yerini korku dolu saatlere bırakır. Uçaktakilerin sağlık durumu belirsizliğini korumaktadır. Kim kaldı? Kim vefât etti? Kurtulanların durumu nedir? gibi sorulara sürekli cevap aranır. Bakanlar, bâzı vekillerle Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a koşmuş, Londra ile irtibatta olan Meclis Başkanı Refik Koraltan’dan haber almanın telaşındaydılar.

 

Londra’da ise Büyükelçiliğimiz personeli seferber olmuş, canla başla çalışıyordu. Önce hayatını kaybedenler için Londra’da büyük bir cenaze töreni düzenlendi. Türkiye’ye gönderilen cenazeler binlerce kişinin katıldığı törenlerle 7’si Ankara’da, 6’sı İstanbul’da, Kemal Zeytinoğlu ise Eskişehir’de toprağa verildi. 

 

Bu arada Menderes’in sesinden de bir radyo mesajı yayınlanmasına karar verilir. Devreye Londra radyosunun Türkçe yayın spikerlerinden Yaşar Özbeksoy sokulur. Onun, hastane odasında kaydettiği mesaj Türkiye’de radyoda yayınlanarak halk teskin edilir. 

 

Bu arada Londra’da diplomasi trafiği hiç durmadan çalışmaktadır. Daha ilk akşam İngiltere Başbakanı Harold Macmillan ile Kıbrıs Konferansı için Londra’ya gelen Yunanistan Başbakanı Konstantin Karamanlis hastaneye gelir fakat Menderes’le görüşemezler. Menderes ilaçların etkisiyle uyumaktadır. Ziyâret defterini imzalamakla yetinirler.

 

Ertesi gün ise İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth Türkiye'nin Londra Büyükelçiliği'ni bizzat arayarak, Menderes'in sağlık durumu hakkında bilgi alır ve geçmiş olsun dileklerini iletir. Başbakan Adnan Menderes de boş durmaz. Devlet işleri beklemez anlayışıyla, kazâ esnasında kırılan yakın gözlüğünün yenisini getirtir ve dışişleri bakanlığımızın Kıbrıs Anlaşması ile ilgili hazırlayarak getirdiği teferruat yüklü dosyaları tek tek inceler.

 

Nihayet bir gün sonra da takvimler 19 Şubat 1959’u gösterirken hastane odasına gelen İngiltere ve Yunanistan Başbakanlarının yanında anlaşmayı imzalar. Başucu anlaşması olarak tarihe geçen bu anlaşma ile Türkiye Kıbrıs’ta garantör devlet statüsü kazandığı gibi, kurulacak olan Kıbrıs Devletinin yönetimine Kıbrıs Türk’ü ortak olmuştur. 

 

Türkiye’nin zaferiyle sonuçlanan bu anlaşma Menderes’e ağrılarını unutturur. 23 Şubat’ta ilk kez hastaneden çıkarak Londra’da otomobil gezintisi yaparak Regent Park’a uğrar.

 

(Sûltân Abdülaziz İngiltere’yi ziyâret ederek Buckingham Sarayı'nda 11 gün kaldığı dönemde, Müslümanların Halife’si sıfatıyla oradaki Müslümanlar için Kraliçe Victoria’dan aldığı çok büyük cami arsası bu parktadır. 1977’de açılan London Central Mosque ya da Regent’s Park Mosque adıyla bilinen cami ve külliye Sûltân Abdülaziz’in aldığı bu arsa üzerine yapılmıştır. Yoksa Londra’nın en kıymetli yerinde dönümler üzerine cami yaptırmazlardı. Bunu kimse hatırlamıyor. Caminin girişine hatırlatıcı yazı asılmalıdır. Ecdâdı bir kez daha rahmetle anıyorum.)

 

Menderes’in uğraması gereken bir yer daha vardır. Kazâ günü kendisine yardım eden Bailey Ailesini 24 Şubat’ta ziyâret eder. O gece ikram edilen kahveyi unutmamıştır. Bir kez daha kahveler içilir. Margaret ve Anthony Bailey çiftine ayrı ayrı teşekkür eden Menderes, Bailey çiftini Türkiye'ye tatile dâvet eder. (Çift, o yıl ağustos ayında Türkiye’ye gelerek Menderes’le görüşürler ve İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa’da ağırlanırlar.)

 

Dönüş vakti gelmiştir. Türkiye büyük bir hasretle kendisini beklemektedir. Bu arada Berat Kandili idrak edilmiş, Bir gün sonra da dönüş hazırlıkları tamamlanmıştır. Başbakan’ın uçağı 26 Şubat günü Yeşilköy Havaalanına indiğinde yer yerinden oynar. Onlarca devenin yanısıra sayısız koç kurban edilir. Menderes, Taksim Gümüşsuyu’ndaki ikinci evim dediği Park Otel’de kendisine ait 205 nolu odada kalır. Ertesi gün cumadır namazını Eyüpsultân’da kılar, ayrıca bir de kurban kestirir. 

 

Mahşerî kalabalık 28 Şubat’ta Ankara Tren Garında da aynıdır. Türk Halkı başbakanlarını sevgiyle bağırlarına basar. Menderes’i karşılayanlar arasında Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın yanısıra CHP Genel Başkanı İsmet İnönü de vardır. Son kez el sıkışırlar. İnönü, 15 ay sonra yapılan darbe ile daracağına gönderilen Menderes’le bir daha bir araya gelemeyecektir.

 

Zâten kazâ raporu da darbeden 39 gün sonra 5 Temmuz 1960’ta resmî olarak açıklanmış, halk arasında yaygın olarak konuşulan sabotaj izine rastlanmadığı bildirilerek, dosya kapanmıştır. İngiltere Nasyonal Arşivinde uçak kazasına ilişkin hacimli 4 klasör hâlen saklanmaktadır.

 

Türk Halkı Londra görev şehitlerini unutmaz. Kazânın yıldönümünde 17 Şubat 1960’ta Hacı Bayram-ı Velî Camii’nde mevlüt okutulur. Bir gün sonra da saat 12.00’de Menderes’in de bizzat katıldığı anma toplantısına Cebeci Şehitliğinde yatan 7 kazazedenin kabirlerine 500’ün üzerinde çelenk gönderilir. Ayrıca Londra’da Brookwood’daki Türk Şehitliğine isimleri yazılır. Kıbrıs Türk’ü de vefâ örneği göstererek şehit olan mürettebatın isimlerini Lefkoşa’da Köşklüçiftlik bölgesinde sokaklara verilir. 

 

Kıbrıs’ta; Lütfü Biberoğlu, Münir Özbek ve Kemâl Zeytinoğlu Sokaklar birbirine paraleldir ve üçü de İlhan Savut Sokakla kesişir. Şerif Arzık Sokak ile Server Somuncuoğlu sokaklar da birbirine sırt sırtadır. Sabri Kazmaoğlu Sokak ise Osmanpaşa Caddesiyle kesişmektedir. Muzaffer Ersü Sokağın devamı olan Server Somuncuoğlu Sokak ise Ledra Palas sınır kapısının yanındadır. Gündüz Tezel ile M.Ali Görmüş Sokaklar yine sırt sırtadır.

 

Büyük bedeller karşılığı Londra’da yapılan anlaşma, imza atan ülkelerin meclislerinde oylanıp kabûl edildikten sonra yürürlüğe girecektir. Konu TBMM’nin gündemine gelir. İsmet İnönü’nün CHP’si anlaşmaya ret oyu verdiği gibi, ret oyu verenlerden birisi de 27 Ekim 1957'de CHP Ankara Milletvekili olarak TBMM'ye seçilen ve aynı zamanda 12 Ocak 1959'da İsmet İnönü'nün listesinden CHP Parti Meclisi'ne giren Bülent Ecevit’tir.

 

Ecevit hem ret oyu vermiş, hem de anlaşma aleyhinde ateşli bir konuşma yapmıştır. Ne hazindir ki; Bülent Ecevit, 15 yıl sonra Menderes ve Zorlu’nun alın teriyle ülkemize kazandırdığı (Bugünki KKTC’yi onlara borçluyuz) bu garantörlük anlaşmasının hukûki yapısına sığınarak 1974’te yaptığı harekâtla “Kıbrıs Fâtihi Karaoğlan” pâyesini alırken, suçladığı Adnan Menderes ve Fatin Rüştü Zorlu ise Kıbrıs Barış Harekâtından 13 yıl evvel idam sehpasında canını vererek bedel ödemiştir. Ruhları şâd, mekânları cennet olsun inşaallah…

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Süer

Amin.. Amin.. Amin.. Aradan bunca zaman geçmiş hala aynı ihanet. Oyun içinde oyun..

MtAn

Heykelci çirkefler hiç değişmemiş...bugünde aynı....
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23