Özel için Lütfü Savaş niye bu kadar önemli?
Özel için Lütfü Savaş niye bu kadar önemli?
Halil Kışlacık
Özgür Özel çok sinirlenmiş.
CHP’nin şaibeli kurultayı hakkında yapılan suç duyurusunu değerlendirirken, “Bugünkü iktidarın, CHP’nin birinci parti olmasından ve Türkiye’de bu iktidara itiraz edenlerin çok büyük bir çoğunlukla bu iktidarı savunan Cumhur İttifakı’nın çok ilerisinde olmasından duyulan rahatsızlık ve panikle CHP’yi karıştırmaya, tartıştırmaya, bu tartışmadan medet ummaya çalışanların yaptığı bir planlamadır. Orada da Lütfü Savaş, sadece bu kirli oyunun kullandığı bir piyonudur” demiş.
CHP kurultayı ile ilgili iddiaları, rezaletin nasıl ayyuka çıktığını, şaibe iddialarını dile getirenlerin tamamının CHP’li olmasını falan yeterince okudunuz zaten. Ben başka bir noktaya takıldım.
Lütfü Savaş kimdir?..
•
Daha önce AK Parti’den seçilmişti, tekrar aday gösterilmeyince istifa etti ve CHP’ye geçti.
Savaş, özellikle 6 Şubat depremlerinden sonra ismini sıkça duymaya başladığımız bir siyasetçi.
İsmini nasıl mı duyduk?
Daha insanlar enkaz altındayken itfaiye araçlarını “kardeşinin çantasını kurtarmaya” göndermesiyle duyduk...
Türkiye’nin dört bir yanından yerel idareciler çalışmaları koordine etmek için bölgeye koşarken, depremin yıktığı Hatay’da hiçbir iş kalmamış gibi yandaş gazetecilere saatler süren röportajlar vermesiyle duyduk...
Eşinin “Hatay’da askerler yardım ediyormuş gibi görünsün diye asker kıyafetli insanlar geziyor” demesiyle duyduk...
Pavyon solcusu siyasi ortaklarıyla birlikte, Hatay’ın yerle bir olan mahallelerinde kentsel dönüşüme nasıl engel olduklarının ortaya çıkmasıyla duyduk...
Daha yeni yapılan ama depreme dayanamayan binaların birkaç yıl önceki açılışlarında, binaların müteahhitleriyle çekilmiş boy boy fotoğraflarının meydana serilmesiyle duyduk...
269 kişinin öldüğü, 60’a yakın kişinin cenazesinin bulunamadığı rezidansın müteahhidi için “Kendisi idealist bir insan. Belediye, bu işi yapanlar, çok sorgulanırsa onlara yazık etmiş oluruz” ifadelerini kullanmasıyla duyduk...
Bütün bu skandalların üstüne, “Eğer sayın genel başkanımız aday olmazsa ben tıp doçentiyim, üniversite yönetmiş adamım. Geçmişim hem sahada hem de bürokraside çok parlak. Ben de diğer arkadaşlarım gibi yarışta olmak istiyorum. Ben de değerlendirilmek isterim. Aday adaylardan biri olmak isterim” sözleriyle 2023’te cumhurbaşkanı adayı olmaya niyetlenmesiyle...
Ve hızını alamayıp, “Cumhurbaşkanı adayı, sadece bilgi ve başarıyla olmuyor. Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı, uluslararası karar vericilerin işaret edeceği bir isim olacak” şeklindeki rezilce ifadeleriyle duyduk...
•
Biz onun ismini böyle duyarken, aklımıza hayalimize gelmeyecek bir şey oldu.
Geçtiğimiz yıl yapılan yerel seçimde CHP, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Lütfü Savaş’ı aday gösterdi.
Biz “Kaybetmek istiyorlar herhalde” derken, CHP’nin çiçeği burnunda genel başkanı Özgür Özel, önce aday tanıtım toplantısına çağırmadı Savaş’ı, sonra “Yerel seçimlerde Hatay’la ilgili karar vermek için ince eleyip sık dokuduk, en çok üzerine titizlendiğimiz il oldu. Yüzde 80’inde araştırma yaptık. Hatay için toplam beş büyük araştırma yaptık. 10 Ocak geldiğinde emsal kentlerimizin belediye başkanları açıklanırken, anketlerde en üst seviyede yer alan belediye başkanımızı Sayın Lütfü Savaş’ı yeniden adaylaştırdık” diyerek aldığı kararı savundu.
•
Hayır, bilemediniz, “CHP’deki şaibeleri yargıya taşımak, bu adama mı kaldı” diye de sormayacağım...
•
Devam edelim...
Özgür Özel, bu kadar cürmünü yok sayıp yeniden aday yapacak kadar kıymet verdiği Lütfü Savaş’ı, önce “İmamoğlu kazansın diye DEM’le yapılan ittifaka dil uzatması”nı bahane edip partiden attırdı...
Şimdi de “Kirli oyunun kullandığı bir piyon” diye hakaret ediyor.
İşte benim merak ettiğim nokta burası...
Hepimiz Özgür Özel’i az çok tanıdık.
İmamoğlu’nun güdümünde, etliye sütlüye karışmadan, çıkarı ne gerektiriyorsa o yönde, ne şiş yansın ne kebap takılıyor...
İyi de, aynı Özgür Özel, Lütfü Savaş söz konusu olduğunda, niye köşelerini bu kadar keskinleştiriyor?
Ya bütün CHP’yi karşısına alıp, Hatay gibi yüzde 60 civarında oy potansiyeli olan bir ilde seçimi kaybetmek pahasına arkasında duruyor...
Ya da partiden kovup, hiç kimseye etmediği hakaretleri ediyor...
Size de garip gelmiyor mu bu durum?
Sizce de “Klasik CHP Makyavelistliği” tanımına girmek için fazla çetrefilli değil mi?