Kosova’da FETÖ propagandası
Türkiye ile Kosova arasında, dün başlamış, diplomatik kurallar çerçevesinde ilerleyen bir ilişki yoktur. Her iki ülke ve halklar arasında, köklü tarihi geçmişe dayanan ve kardeşlik zemininde ilerleyen bir ilişki vardır.
Türkiye, Kosova’nın yol arkadaşıdır. Türkler ile Arnavutlar, tarih boyunca, kader birliği yapmışlardır. Osmanlı’dan Kosova’nın özerkliğe kavuşmasına, bağımsızlık ilanından bugünlere. Bu hep böyledir.
Her fırsatta dile getiriyoruz: “Kosova Türkiye’dir, Türkiye Kosova’dır.” Tek başına bu cümle bile, et ve tırnak gibi olduğumuzun bir kanıtıdır.
Bununla birlikte…
Türkiye’nin Kosova üzerinde çok büyük bir emeği vardır. Kosova davasına dair birçok ilkin altında, Türkiye imzası bulunmaktadır. Mesela, dünya kamuoyu Kosova davasını tanımaz, bilmezken; Türkiye, eski Yugoslavya ile ilişkileri bozma pahasına, İstanbul’da bir ofis açılmasını sağladı. Dönemin Türkiye Cumhurbaşkanı Turgut Özal, İbrahim Rugova’yı “Kosova Cumhurbaşkanı” sıfatıyla kabul etti.
Bitmedi.
Türkiye, Kosova Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını ilk tanıyan ülkelerdendir. Ülkemiz, Kosova’nın tanınması için elinden gelen desteği de vermektedir. Mesela, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Kosova’nın tanınması adına, BM kürsüsünden tüm dünyaya çağrı yapmıştır.
Türk Dışişleri, tüm muhataplarına, Kosova’nın tanınması talebini iletmektedir. Kosova’nın UEFA, Interpol ve UNESCO gibi uluslararası kurumlara üyeliğine yönelik, Türkiye’nin çok önemli gayretleri bulunmaktadır.
Dahası var.
Birçok ülkenin satın almak için sırada beklediği Bayraktar TB2 SİHA’lardan, Kosova’ya verdik. Mehmetçik, NATO Barış Gücü KFOR bünyesinde, Kosovalı kardeşlerimizin can, mal ve namus güvenliğini sağlamak için elinden geleni yapıyor.
Türkiye, Kosova’da en çok yatırım yapan üç ülkeden bir tanesidir. Çeşitli ticari şirketlerin yanı sıra TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler Başkanlığı ve Maarif Vakfı gibi güzide kurumlarımızın, Kosova’da yüzlerce projesi ve yüz milyonlarca avro değerinde yatırımı bulunmaktadır.
Bütün bunları, elbette, bir karşılık bekleyerek yapmıyoruz. Kardeşliğin gereğini yerine getiriyor, yol arkadaşlığının hakkını vermeye çalışıyoruz. Ancak şuna da inanıyoruz: “İyiliğin karşılığı ancak iyilik değil midir?” (Rahmân, 60)
Bunu şunun için anlattım, yazdım: İki ülke halkları arasında, hiçbir sorun yok. Tek sorun: ABD ve Avrupa’nın dümen suyuna giden Kosovalı bazı siyasiler, gazeteciler ve sanatçılar, Türkiye mevzubahis olduğunda, omurgalı, dik bir duruş sergileyemiyor. 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren Fetullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması konusundaki duruş bozukluğu bu durumun açık bir yansımasıdır.
İşte, güncel bir örnek…
16 Ekim’de Kosova’nın başkenti Priştina’daki ODA Tiyatrosu’nda “Türkiye’ye Karşı Altı (Të Gjashtët Kundër Turqisë)” isimli ‘sipariş’ bir oyun sahnelenecek. Oyun, 2018 yılında Kosova’dan getirilen altı FETÖ/PDY militanından hareketle, ülkemizi ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alıyor.
15 Temmuz’daki FETÖ/PDY darbe girişimine karşı direnen 251 şehidi ve 2 bin 734 gaziyi görmezden gelip, terörist başına “sürgündeki din adamı” derken; halkın seçtiği cumhurbaşkanına “tek adamlık” yaftası vurmaya çalışmak tam bir akıl tutulmasıdır.
Qendra Multimedia isimli organizasyon, bu oyunun, ‘Gerçek Tiyatrosu’ ve ‘My Balkans’ işbirliğiyle; “Kosovalı, Türk ve AB ülkelerinden tiyatro sanatçıları” tarafından sahneleneceğini söylüyor. Fakat oyuncu listesinde ‘Türk’ ismi yok. Muhtemelen Gerçek Tiyatrosu da FETÖ/PDY militanlarının kurduğu bir tiyatro. My Balkans ise New York’taki Sırplar tarafından, güya “Balkanlar’da daha iyi, adil ve açık bir demokratik toplum inşa etmek için” kurulmuş. Anlayacağınız, buram buram Soros kokuyor.
Qendra Multimedia ve bu oyunun destekçilerine gelince…
Kimler yok ki? Kosova Kültür Bakanlığı, Amerikalı Ulusal Demokrasi Vakfı (National Endowmen For Democracy), İngiliz The Sigrid Rausing Trust Vakfı, Amerikalı Rockefeller Kardeşler Fonu (Rockfeller Brothers Fund), AB Fonları (Funded by the European Union), Alman Gothe Enstitüsü (Geothe Institut).
Kosova Kültür Bakanlığı, bu oyuna değil, Qendra Multimedia’ya destek verildiğini söyleyerek kendisini soyutlayamaz. Kosova Kültür Bakanlığı’ndan beklentimiz, iki ülke ilişkilerini yaralayacak olan bu oyun sahnelenirse, Qendra Multimedia’ya verilen desteğin çekileceğini açıklamalarıdır.
Eğer Kosova makamları, ‘demokrasi’ veya ‘fikir hürriyeti’ perdesinin arkasına saklanmaya kalkarsa, bizim de şunu sorma hakkımız doğar: Türkiye sınırları dâhilinde, Sırbistan veya Kosovalı Sırpların adam kaçırma ve diğer terör eylemlerine güzelleme yapan bir oyun sahnelenirse, ne tepki verirsiniz?
Hayır, elbette, Türkiye’de böyle bir şey söz konusu bile olmaz, olamaz. Türkiye’de, Kosova Cumhuriyeti ve Kosovalılar hakkında, yapılabilecek tek program bağımsızlık kutlamasıdır. Takdir edersiniz ki aynı hassasiyeti beklemek bizim de hakkımızdır.
Kosova Cumhuriyeti makamlarına, dostane bir şekilde, tekrar hatırlatıyoruz: FETÖ/PDY, bir terör örgütüdür. Terörün ve teröristin iyisi olmaz. Türkiye’de paralel devlet yapılanması kuran FETÖ Kosova’da da boş durmaz, durmuyor. Neticede terör döner dolaşır, bir akrep gibi, kendisini besleyeni de sokar.
Son olarak: Kosova Büyükelçiliğimiz, bu konuyla yakından ilgileniyor. Gerekli bilgilendirme ve ikazları, titizlikle yapıyor. Umarız Kosova makamları bu nasihatleri tutar, kadim dostluğumuzun yara almasına müsaade etmezler.
Aksi halde, atalar sözüdür: “Nasihat tutmayanı, musibet tutar.”
Bizden hatırlatması.