• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ayhan Demir
Ayhan Demir
TÜM YAZILARI

İzahı olamaz, istifası olur!

19 Şubat 2025
A


Ayhan Demir İletişim: [email protected]

İzahı olamaz, istifası olur!

AYHAN DEMİR

Kosova halkı, ülke parlamentosunun yeni temsilcilerini belirlemek üzere, 9 Şubat’ta sandık başına gitti. Nihayetinde bir seçim daha gelip geçti, yaşandı bitti.

Bu seçim ne ilk idi, ne de son olacaktır. Şu zamana kadar kaç tane seçim oldu. Bundan sonra da sayısız seçim olacak. Her biri, diğerinden önemli…

Lafı uzatmayayım. Nereye varmaya çalıştığımı hemen söyleyeyim: Seçim atmosferinde, Kosova’daki Türk partileri arasında, tam birbirlerini yıpratma yarışı vardı.

Siyasette bazen üslup sertleşebilir, gerginlik olabilir. Bu durumu doğal karşılayabiliriz. Özellikle seçim zamanlarında; partiler ve adaylar arasında rekabet olur, olmalıdır. Ancak seçimler, düşmanla tutuşulan bir meydan muharebesi değildir. 

Seçim dediğimiz şey, nihayetinde, ülkeyi en iyi kim yönetebilir yarışıdır. Kimse bu yarışı kaybetmek istemez. Ne var ki, her yarışın bir kazanını, bir veya birkaç da kaybedeni olur. Kaybetmeyi de bilmek, bunu kabullenmek gerekir.

Genel sıkıntımız: Kim kazanırsa kazansın, kazandıkça kaybedilen bir şeyler var. Seçimleri kazanıyor, fakat kendimizi kaybediyoruz.

Hayata ve gelişmelere; parti kulislerinden değil, hakikat penceresinden bakıyorum. Mümkün mertebe adil olmaya çalışıyorum. Şahıslardan değil, Kosova Türk toplumundan yanayım. Söyleyeceklerimin mutlaka bu eksende okunmasını rica ediyorum.

Perşembenin gelişi, çarşambadan belli idi. Tarafsız olması gerekenler, partilerin seçim kampanyaları devam ederken, sahaya indiler. Partizanlık yapıp, tercihlere tesir etmek için elden geleni yaptılar. 

Milletimiz, terbiye ehlidir. ‘Devletin sözünü’ yere düşürmez. Mamuşa’da, milletimiz tam manasıyla bunu yapmıştır. 

Yeri gelmişken, tarafsızlığını ve samimiyetini yitirmiş kurumlara, bu saatten sonra ne kadar güvenebiliriz?

Bu soru burada dursun ama biz devam edelim.

Biz, birbirimizi seçim sandıklarında bulmadık. Aynı şekilde, seçim sandıklarında, kendimizi kaybedemeyiz. Siyasetin günübirlik diline ve şartlara ayarlanmış üslubuna kendimizi kaptıramayız. Söz uçar, yazı silinir, burukluk kalır. Bunu böyle bellemek ve asla unutmamak lazım gelir.

Seçimin ağırlığını hafifletmeye çalışıyor değilim. Sonuçların neye karşılık geldiğini görebiliyorum. Fakat birliğin altını çizmek ve dirliğin ana unsuru olduğunu hatırlatmak istiyorum. 

Sandıklar açılmış, oylar sayılıyorken; gelen sonuçların muhasebesini yapmak yerine, haydut çetesi gibi, yanına onlarca kişiyi alıp, park basmak da nedir?

Bir insanın varlığına tahammül edememek suçtur. Hele bu insan kadınsa ve yetimse, suçun kat ve kat büyüdüğünü söyleyebiliriz. 

Şiddetin sorumlusu olanlar, bir Türk kadınına el kaldırıp, ardından diğer partinin mensuplarını şiddetle kınıyor. Garip ama gerçek!

Milletin sandıktaki tercihini hor görenler, başka partiyi ve bu partiye oy verenleri “bölücü” olmakla suçlayanlar, anlaşılan o ki, ders almaktan çok uzaklar.

Milletin iradesine saygı duymak, evvela erdemdir. Bunu gösteremeyenler, sadece siyaset değil, şahsiyet bahsinde de kaybetmiş olurlar.

Asıl dikkatimi çeken ise yaşanan şiddet olayı sonrasında, “birlik ve beraberlik” mesajları verenlerin, bölünmeyi körükleyen insanlar olmasıdır. Bunu da bir kenara not edelim.

Sahi: Saldırgan tarafa geçmiş olsun dileklerini iletenler, aynı nezaketi, neden saldırılan kişilerden esirgiyorlar? Saldırgan tarafın parti merkezini ziyaret edenler, saldırılan tarafın parti merkezinin adresini bilmiyor mu? Saldırgan taraf Türk evladıdır da saldırıya uğrayanlar değil midir? Başka bir millettin mensuplarından mı bahsediyoruz?

Unutmayın: Gözlerinizi yumarak, halkın iradesini yok sayarak hiçbir netice alamazsınız, ancak tepki alırsınız!

Şunu da belirtmek zorundayız: Başarılı olmak için her yolu deneyenler, türlü biçimsizliklerde bulunanlar, insanları kırarak ilerleyenler, gerçekten başarılı sayılabilir mi? Yolun sonunda, neyi kazanmış olurlar?

Bir de bu: Kosova Türk toplumunun çıkarlarına hizmet ettiğini söyleyenler, birçok açıdan Türklüğe zarar verdiklerinin farkındalar mı?

Koskoca bir parti genel başkanı hakkında, “tehdit ve saldırı suçlarını işlediğine dair güçlü şüphe bulunduğu” gerekçesiyle, ev hapsi kararı verilmesinin utancı nasıl ortadan kaldırılır?

Bu sıkıntılı tabloyu, Kosova kamuoyuna, nasıl izah edeceğiz? 

Şahit olduğumuz bu saldırganlığın, bu hakaret dilinin, nefret söyleminin hiçbir izahı olamaz. Olsa olsa, derhal istifası olur.

Evet, mevcut şartlar altında, yapılması gereken budur.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Nasıl yani?

Tam anlamadım. Adam kadına mı saldırmış? Bunlar seçimemi yoksa savaşa mı gitmişler?

Agziniza saglik

Cok guzel bir yazi olmus sayin Kosova Buyukelcisi Ayhan bey
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23