• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Atilla Özdür
Atilla Özdür
TÜM YAZILARI

Hürriyet-i Ebediye Parkı…

15 Şubat 2018
A


Atilla Özdür İletişim: [email protected]

Bu mahal İstanbul’un Şişli İlçesinde bulunuyor. Hemen Çağlayan Adliyesinin karşısında yer alırken, yaşadığımız sosyal ve politik atmosferik şartlara göre de pek itibarlı bir yer değil…

Milli Eğitim Bakanlığının Endüstri Meslek Lisesi de parka yakın bir noktada. Lisenin bulunduğu arazi eskiden Bulgar Vafının mülkiyetindeymiş. Şişli Belediye Reisliğinin binası, iki özel hastane, Maliye Bakanlığına ait seri lojmanlar ile Bahçeşehir Üniversitesinin birtakım eğitim ve araştırma birimleri bu lisenin yer aldığı arazi üzerinde. Bunların bir kısmı ihtimal, Vakfın mülkiyetinden çıkarılıp her nasılsa üçüncü şahıslar üzerine tescil edilmiş olabilir…

Sözkonusu tesislere ait binaların etrafını çevrelediği alanın orta yeri de onlarca dönümlük boş arazi idi…

Şimdi üniversitenin yıkılan tesisleriyle birlikte bu boş araziye sıra sıra kulelerin dikileceği temeller açılıyor. Yakında Eğitim Bakanlığının endüstri meslek lisesi de yıkılacak ve rezidanslarla şereflendirilecek…

Adnan Menderes döneminin başlarındayken İstanbul’un yol ve meydan genişletme uygulamalarında görevlendirilen birkaç istihkam taburu Hürriyet-i Ebediye Anıtının bulunduğu bu parkta konuşlandırılmıştı…

Bugün, geçim gailesinden pek zaman ve imkan bulamadığından bu park, halkın pek de itibar etmediği boş bir alan haline gelmiş. 31 Mart’ın ilham verdiği Ebediyen Hürriyet’in de bir anlamı kalmamış zahir… 

 

Feriköy Mezarlığı da diğerleri gibi tamamiyle ağzına kadar lebalep dolu. Elde mevcut satılabilir boş mezar kalmamış. Mülk, her yerde tanrılaşmış. Mezarlığın belediyeye gelir getirmesi sadece ölüm sayısına bağlı. Ölümler çoğalırsa, defin hizmetleri itibarıyle kamunun geliri artacak. Hepsi bu kadar…

Mezarlığın hemen yanıbaşı altında ve sınır sınırına bitişik, Piyalepaşa var…

Burada da kentsel değişimin devam eden yıkımlarıyla birlikte yerlerine dikilen yüksek binaların inşası sürüyor…

İnşaatın ili ilçesi önemli değil, yeni yapım inşaat ürünleri, tek tek sayıları itibarıyle faydalı. Ne ka inşaat, o ka fert başına düşen milli gelir payı, yani ekonomik kalkışma ve gelişme hızı. Bunlarla ilgili değer hesapları da, dikilen kulelerle bitirilen rezidans sayısına bağlı…

Feriköy Mezarlığının getireceği toplam para değeri bakımından kamu yararını, burası için yapılacak defin hizmeti sayısına oranlamanın dışında Demirel usulü gibi, başka formüller düşünülemez mi?..

Hatırlayalım. Demirel Süleyman devlet, millet ve bütçe menfaati bakımından fayda – zarar kıstasını patates tarımıyla otomotiv ürünlerine bağlamıştı. “Dönüm başına toprak, patateste ne kazandırır otomobil üretiminde ne?” gibi…

Kore’nin Hyundai’ı Adapazarı’nın patatesini alt edince, İstanbul’da da trafik, içinden çıkılmaz bir cehenneme dönüştü…

Bunun gibi mezarlıkların da ölüm başına defin hizmet gelirleriyle mezar başına düşecek emlak vergilerinin oranlanması, niye yapılamasındı?    

“Yahu Atilla bey birader, biraz çiğ kaçmıyor mu?” derseniz eğer, mutluluk verecek başka formüller düşünmeli…

Gelelim Şişi Endüstri Meslek Lisesi’ne…

Şişli Belediye Reisliği ile hastaneler, devlet ve özel kesime ait eğitim kurumlarının çevrelediği alanın  yüksek kulelerle doldurulması, GSMH’da artış sağlayacak. Bu kesin. Fert başına düşen milli gelir artışı bir hedef ise ki, hedeftir, milleti zenginleşmeye götürecek bu hedefi, bin bir gaile arasında günümüz halkının pek de itibar etmediği Hakimiyet-i Milliye anıtının bulunduğu boş parka doğrultmanın bir mahzuru bulunabilir mi?..

Hem böylece 31 Mart’ın da kalıntıları temizlenmiş olur; fena mı?..

Sonra mezarlık operasyonu sadece Feriköy’ün ufak bir parçasıyla da sınırlı tutulmamalı. Hazine ile belediyeleri asıl dolduracak kaynak, Zincirlikuyu Mezarlığında…

Diğer mezarlıklarla birlikte onu da kaldırıp, her an insanlara ölümü hatırlatmayacak şehir dışının uzak noktalarına taşıyacaksınız. 

Zincirlikuyu’yu da inşaatçılara vereceksiniz. İki seneye kalmaz, Hazine’nin ne kadar YİD borcu kalmışsa müteahhitlere, emlak vergisi tahsilatlarıyla dertsiz tasasız sıfırlanıp bitirilir…    

Bu bizimkisi, selle müsellam ortaya atılmış bir fikirdir…

Münasebetsiz bir fikirmiş gibi algılanabilir. Ecdada saygısızlıktır denilebilir. “Ben kanunum” diyenlerce Atatürk’e hakaret de sayılabilir, hatta laiklik ve cumhuriyet düşmanlığı olarak görülmesi de mümkündür, bu fikrimizin…

Amma, kaba saba bir fikirdir, o başka… 

Memleket ve milletin fukaralıktan kurtulmasında küçük de olsa bir fayda sağlaması için ortaya atılan bir fikirdir. Kalem kağıt ele alınır ve hesabına bakılır…

Ben de isterim ki, Zincirlikuyulular gibi donumu tumanımı bir giyeyim ve akşamına da çıkarıp atayım…

Olmuyor, kabahat benim değil. Bir giydiğim donumu yırtılıncaya kadar giyerim. Kabahat benim değil, suç, Hazine’nin yoksulluğundan ve idarenin israfçılığından. Benim elimden de ancak bu gelir…

Ne diyordu otuzbeş yaş şiirinin şairi?..

Bir elinde tarak, bir elinde ayna,

Umurunda mı dünya!..

Sahi, kimin umurunda?..

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23