• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Atilla Özdür
Atilla Özdür
TÜM YAZILARI

Devletçilik…

30 Kasım 2020
A


Atilla Özdür İletişim: [email protected]

Anamın bebekliğimde bana söylediği ninnisini hatırlamıyorum. Çocukluk çağında benim için isteği, harita subayı olmamdı. Zamanla çevremdeki işittiğim ninnilerin hemen hepsi, bebeklerinin paşa olma arzularıyla hitam bulurdu. Sonraki yıllarda okuduğumuzda öğrendik ki; Türklerin içtimai DNA’ları, doğuştan kapı kulluğuna aşılanmış..

Liberalizme karşıtlığım da muhtemelen bu aşının derinliğinden..

Sıradan vasat halkı birbirlerinin karşıtlığına sürükleyen siyaset, memleketin son zamanlardaki değişen yüzüdür. Bu değişmenin yol açtığı problemlerin başlarında işsizlik, giderek yoğunluğu artan yoksulluk, ailelerin asgari temel ihtiyaçlarını karşılayamama gibi korkuları yer alır..

Gerçi bu eko-politik değişim krizinde dünyayı kasıp kavuran corona etkisinin tesiri de büyük. Siyasi partilerin değerler üzerinden karşılıklı atışmaları, ülkemizin içerdeki krizlerin çözümünü bırakınız bir yana, adım adım daha da ağırlaştırıyor. Siyaset, Atatürk ile haşa Allah arasında halkı uyutma yarışında at koşturuyor. Seyirciler de dahil, kimse takmıyor.

Yenilerde üretilen “Evine ekmek götürememe” sahneleri, ister ısmarlama olsun ister ekonominin tabiatından neşet etsin, yıllardır devam edegelen kırmızı et tüketimindeki yetersizliğin sesli tezahürüdür, bu sahneler..

Devlet Başkanları Tayyip Erdoğan, günümüzdeki pozisyonunu 28 Şubat iktidarlarına karşı açtığı asgari ücret ile simit oranlamasının seçmen üzerindeki etkisine borçludur. Bu borcunu ödeme babında, İstanbul – İzmir arasını üç dört saate indiren oto yollarına müşteri garantisi verirken, ülkemizin hayvan eksiğini gidermeye de çare ve para aramaktan geri kalmadı..

Bu amaçla yüz milyonlarca Euro ödenerek yurtdışından damızlık hayvan ithal ediliyor. Türkiye’nin Trakya gibi en Batı yakasında bir mahalle indirilen iki bine yakın damızlık hayvanlar, bir süre sonra Orta Anadolu’nun Yozgat iline sevk ediliyor. İşiteni ve duyup okuyanı pek bulunmayan söylentiler, bu havada..

Basında bununla ilgili haberlere pek yer verilmediğinden mi, verdirilmediğinden mi bilinmez. Okuduğumuza göre bu sürüden Burucella lafları da işitiliyor. Merdiven altı söylentileri, bu havada. Bu damızlık hayvanlar tekrar Trakya’ya ve bilahare bir daha Anadolu içlerine derken, acıklı sonlarına doğru bir Türkiye turu daha yaptırılıyor..

Neticede, aralarına yerli hayvanların katılmasıyla iki bine yakın hayvan zorunlu olarak kesimhaneye sevk edilmiş. Etleri ne olmuş?..

Yenilmiş, yedirilmiş mi, atılıp yakılmış mı?. Bilen varsa söylesin..

Demokrasinin başlangıcında meydan bulan İsmet İnönü - Adnan Menderes ayrışması, daha Jön Türkler döneminde mayalanmaya başlar ve Osmanlı Devletini savaşa sokup batıran İttihat ve Terakki, muhafazakarlık yolundan Cumhuriyete erişir. Atatürk, muhafazakar görünümlü liberaldir. Büyük buhran yıllarında İnönü’yle birlikte muhafazakar devletçiliğe geçerler. Atatürk ölür. İnönü, iktidarı Menderes liberalizmine teslim edinceye kadar ekonomideki muhafazakarlığını korur.

Menderes ve sonrası, devleti üretimden ve ticaretten çekerler, iktisadiyat özel sermayeye devredilir. İstenilir ki, “Devletin devletliği, asker ve polis yetiştirmek ve suçlular için hapishane hazırlamaktır. Pijama dikip satmak değil!”

Anneler, demokrasi havasını koklayınca, ninnilerini de değiştirir.

Rol modelleri, dokunulamaz dizilerde. Benim kızım büyüsün, dizilerde düz..!

CHP devletçiliğini batıran, bürokrasideki ahlaki zafiyettir. Laik rejim, bunun mayası. Demirel dönemi, ekonomiyle birlikte kültür ve ahlakiyatta muhafazakar görünümlü liberalizm..

Hani siyasetin oy pazarında “dava dava” diye stand kuruyorlar ya, alıp sattıkları Trendyol’un efsanesi. Aslı olmayan, hikaye masal… 

Neticede efendim, liberal kapı kullarının kolektif ihtirasları hazineleri boşalttı. Recep Tayyip Erdoğan; inançta, felsefede muhafazakar olsa da, liberal ekonomi politikasıyla tüketimde sınır tanımadı..

Parası olan yesin, ne isterse nasıl isterse, öyle yesin..

Eve ekmek götürmeyi de zora soktu..

Hamiş: 

Büyüklerimin hoşgörülerine sığınarak, Toprağı Allah’ın mülkiyetinden çıkartan (haşa) 1858 Arazi Kanunnamesi çıkarıldığında, Fransız J.H.A. Ubucini’nin, Osmanlı’nın başta gelen bir devlet yöneticisini ölüm korkusuna sevk eden ders notundan bahsedeceğiz.

Allah nasip ederse..    

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Devletçilik:

Devlete yapış; gerisini korkma, devlet sana bakar, velev ki ot da olsan (devletçi beleşçileri inönücülük temsil eder)

Doğrusu: "Devleti yaşat ki insan yaşasın"

"İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" diye afişler görüyorum, kim asıyor bunları bilinmez!
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23