• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Atilla Özdür
Atilla Özdür
TÜM YAZILARI

Beğenilmeyebilir…

21 Ekim 2019
A


Atilla Özdür İletişim: [email protected]

Cumhuriyet ilk kurulduğunda mezhepsiz imiş. Sonra çevreye bakmışlar, hemen her bir memlekette birkaç mezhep. Mezheplenmek için bir tane bulup adına da CHF denilmiş. Lakin ahali, tek millet idiyse de, kökenleri ve kaynakları farklı olduğundan, tek kundağın içinde rahat edilememiş…

Bakmışlar ki, gidişatın padişahlıktan farkı yok, memleketi tek kişi yönetiyor, o zaman cumhuriyete ne gerek...?

İtirazların üzerine adına parti denilen bir sürü mezhep mantar gibi yerden bitivermiş… Seçimlerde mezheplerarası çatışma ve yarışma sonunda en beğenilen mezhebin hükümeti işin başına geçer olmaya başlamış… 

Yirmi yıl kadar oluyor, yine böyle bir yarışma sonucu AKP ile Tayyip Erdoğan, memleketin başına geçmişler. Bölüşüm dağıtım işlerini düzenlerken, işin tabiatından, bir taraftan alıp bir başka tarafa aktarmak gerekiyordu. Öyle de yapmıştır mutlaka, lakin insan işte bu. Yapılanlardan hoşnut olmayanlar da çıkacaktı ve çıkmıştır da, şüphesiz…

Böyle olunca, bunlarla birlikte umduğunu bulamayanlar, başladılar rahatsızlanmaya. Çünkü. Eski camlar hızlı bir tempoyla bardak olmaya başlamıştı… 

Neticede, üzümler, üzümlere bakarak çoğalmışlar.. 

Gayrimemnunlar birkaç guruba ayrılır. İttihat ve Terakki artıkları, kendilerine yabancılaşarak sömürgecilerle bütünleşerek içeride hâkimiyet kuran acenteler, mezhep sahibi bürokratlar. Bunlar kendi mezheplerine ölümüne vaftizlendiklerinden, haricilere asla sempati göstermezler. Geriye kalan işçi memur, amele ve köylülerden oluşan geleceği umutla bekleyen ana gövde… 

Elbet bunların arasında dünya ve memleket ahvalinden etkilenerek gayrimuayyen zaman dilimlerinde rahatsızlananlar da olacaktı ve oluyor da…

Devlet Başkanları Tayyip Erdoğan ile Amerikalı Trump adına onun birinci vekiliyle şarta bağlı yapılan sınır harekâtına ara verme mutabakatından da rahatsızlananlar olacaktı. Herkesin parmak izi kendine mahsus özel ve hususi değil mi?. Nitekim oldular da…

Vaftizlenmişlerin rahatsızlanması normaldir. Ayıplamaya, küfretmeye ve lanetlemeye gerek yok. Lakin işçi memur, amele ve köylü grubunun bütünüyle pek hoşnut olmaması da, eşyanın tabiatına uygun düşer, mümkündür…

Hani askerlik hakkında söylenir ya. Bu kesim de şöyle düşünmüş olabilir...

Asker boş kaldıkça kumandanları onlara çukur kazdırtıp yeni baştan doldurturmuş. Hareketten alındığında tembelleşir, iş başa düşünce de eli ayağı çalışmazmış. Laf ola beri gele de olsa, çalışmalara ara vermek insanı tembelleştiriyor, işte…

Bizim zavallı ve samimi orta direk şöyle düşünüyor olabilirdi…

Hazır başlamışken, işimizi niye bitirmiyor muşuz”…

 Trump, geriye çekeceği itlerini anasının neresine misafir edecek ki?... 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

özal' ın tabiriyle fifty fifty

cumhuriyeti kuranın mezhebi bilinmiyor gerçi doğru bu elbette ama, çok da fazlaca seçenek yok aslında: aşkanazi veya safarat.

mhmt

"BÖL PARÇALA YUT-UYUT" oyunu çok tutuyor. O yüzden birbirimize giriyoruz ya. Bunu herkes oynuyor. Hatipliğiniz iyiyse sayın hocam siz bile yapabilirsiniz. DAİŞ, FETÖ, PKK, ve ne idiğü belli olmayan tüm oluşumlar dış güçlerin kurduğu teşkilatlardır. İçlerinde de ajanları vardır. Bizdekilerde öyle. Cemaatleri kast ediyorum. Mezhepler de ayrışmaya yol açıyorsa neden dış güçlerin parmağı olmasın. Asr-ı Saadette mezhepcilik mi vardı? o zamanlar din çok kolay anlaşılıyor da bu zamanda tercümana mı ihtiyaç duyuluyor. Toplum haşa çok okuyan muallim bir toplum oldu da çok ince kusuratlarla mı dini çok çok mükemmel yaşama anlayışına girdik. Demokrasi zaten demogojiden gelmiyor mu? İşte bölmenin parçalamanın en güzel yolu. At çamuru yapışmazsa izi kalır. Kuyuya at taşı gelsin bin akıllı çıkarmaya çalışsın. Onlarda geçsinler karşına seyretsinler. Şeytan bu, karnı ağrıyıncaya kadar gülüyor ve üstelik vaybe ben ne akıllıymışım diyor. Gurur duyuyor.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23