• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Sandıkçıoğlu
Ali Sandıkçıoğlu
..
TÜM YAZILARI

Sokağın sesi…

11 Ocak 2025
A


Ali Sandıkçıoğlu İletişim: [email protected]

Sokağın sesi…

ALİ SANDIKÇIOĞLU

Tarih boyunca bakıldığı zaman ne kadar değişik ve çeşitli kanunlar çıkarılmış, fiyat artışlarını önlemek için tedbirler alınmış olsa da zaman zaman gözünü para ve kâr hırsı bürümüş esnaflar vatandaşa fahiş fiyatlarla mallar satmış, karaborsacılık yapmışlar, zam üstüne zamlar yapmaktan çekinmemişlerdir. Görüldüğü gibi şu an ülkemizde de uzun bir zamandan beri maalesef önlenemeyen bir fiyat artışı, aşırı zam istikrarsızlığı hüküm sürmektedir. Marketler ve birçok insafsız esnaf akıl almaz zamlar yapıyorlar. Pazarda, sokakta, kahvede, cami avlusunda özellikle emeklilerin konuştukları her yerde en çok dile getirilenler: Artan, güç yetmeyen fiyatlardır ve yapılan akıl almaz zamlardır. Bu yazıyı yazarken bizim siyası bir maksadımız veya hükümete karşı düşmanlık gibi bir halimiz yoktur. Elbette ki, yağ kuyruklarını, tüp kuyruklarını, benzin mazot kuyruklarını, bankalar önünde maaş kuyruklarını, sabahın üçünde, dördünde hastahane kapısına gidip numara alma kuyruklarını, okullar açıldığında kitap peşinde koşmaları, hastahanele den hastaların çıkarılabilmesi için senet imzalandıklarını unutmadık. Vatani görevimi yapmak için Balıkesir id. Ve loj. Okulunun personel bölüğüne yd. Sb.  Öğrencisi olarak katılmıştım. O zamanlar Balıkesir’deki hizmetlerimizle alakalı olan Şevket Tandoğan Hoca Efendi idi. Plevne yurdunda bizim okulun sivil olarak aşçılığını yapan bizim arkadaşlardan idi. Onunla tanıştık. İstanbul’a izine giderken parası ile okulumuza erzak getiren arabadan aşçı aracılığı ile beş kiloluk bir margarin yağı alıp İstanbul’a evimize götürmüştüm. Rahmetli eşim ne kadar sevinmişti. Bize tereyağı, yumurta ve zeytinyağını yedirmeyenler, bebeklerimize anne sütü emzirmeyenler. Bizleri margarin yağlarına muhtaç etmişlerdi. Meslek liselerinde okuyanlara yapılan zulümlerden, baş örtülü kızlarımıza reva görülen zulüm ve aşağılamalardan bahsetmiyorum. Onları hiç unutmadık. Devletimiz ve hükümetimiz güzel hizmetler yaptılar. Allah yapanlardan razı olsun. Bu yazımızda sadece ve sadece bir emekli vatandaş olarak sokakta, camide, kahvede   duyduklarımızı, dinlediklerimizi sayın ilgililerimize yansıtmaktan ibarettir. Niyetimiz pek tabii samimidir. Esas konuma geçmeden önce; Buradan samimi bir teklifte bulunmak istiyorum. Bir kısım vakıf ve derneklerimiz Kurban  bayramı için güzel çalışmalar yapıyorlar. Afrika’nın çok geri kalmış, fakir ülkelerine de kurbanlar götürüp oralarda keserek fakir insanlara etler dağıtıyorlar. Elbette güzel ve hayırlı bir hizmettir bu. Yapanlardan Allah razı olsun. Ancak ülkemizdeki resmi rakamlara bakılırsa maalesef belli bir oranda ülkemizdeki birçok insanın haftalık olarak evlerine et girmiyor. Geçenlerde kasap bir ahbabımla konuştum bana: “Hocam eskisi gibi kilo, kilo et ve kıyma satamıyoruz. Artık et ve kıymayı gramlarla satar olduk.” Gerçek budur. Bunun yanında normal sayıda et ve kıymayı gramla da olsa normal alamayan çok aileler var. Pastırma, sucuk artık lüks oldu… Onlara erişmek ise dul, yetim ve emekliler için çok daha zor. Öyle ise hizmet ehli vakıflardan, derneklerden, insaflı işadamlarımızdan istirhamımız: Mübarek üç aylara girdik, İnşallah sonunda Ramazanı şerif ve daha sonra da Kurban bayramı vardır. Şimdiden etrafımızdaki fakır aileleri, yoksulları tespit edelim. Onlara kumanyalar, etler, kıymalar dağıtalım. Bazıları kızacak ama ben yine Allah rızası için yazıyorum. Özellikle kurbanda bazı dini cemaatler bağlılarını, kurban toplamak için seferber ederler… Kim çok kurban toplarsa ona daha çok aferin… Toplanan kurbanlar, okuttukları talebelerin tüketecekleri etlerin çok çok üstündedir. Bu defa bu cemiyetler (Tabii hepsini kastetmiyorum) topladıkları kurbanları uyduruk fetvalarla kasaba satarlar. Paraları alıp değişik değişik işlerde kullanırlar. Zekatların nasıl ve kimlere verileceği ayeti kerimeler ile Kur’an-ı Kerim’de, sadakaların kimlere ve nasıl verilecekleri Peygamber Efendimizin hadisi şerifleri açıkça beyan edilmiştir. Zekât, sadaka ve kurban emanetleri gayelerinin dışında elbette ki kullanılamaz. Bunu pek muhterem hoca efendiler bizlerden çok daha iyi bilirler. Lütfen hizmetlerimizi biraz ülkemizdeki fakirlere, yoksullara doğru çevirelim. Gerçekten ülkemizde her türlü yardıma muhtaç çok insan vardır. Sayın Erhan Afyoncu Bey 31 Ocak 2021 tarihli yazısında Osmanlı döneminde haksız yere fiyat artışı yapan esnaflara tatbik edilen cezaları şu şekilde açıklamaktadır: “Osmanlı döneminde hiçbir satıcı, malını devletin belirlediği fiyatın üzerinde satamazdı. Malını devletin belirlediği fiyattan daha pahalı satanlar, sattığı malda sahtekârlık yapanlar, ibret için falaka cezasına çarptırılırdı. Osmanlı döneminde de en önemli meselelerden biri, halkın satın alacağı malların devlet tarafından belirlenen üst fiyatların üzerinde satılmasıydı. Bu yüzden Osmanlı yönetimi, kanunlara ağır para cezalarının yanı sıra dayağı da koymuştu. Müşteriye kalitesiz veya eksik mal veren, devletin belirlediği fiyattan daha pahalı satan esnaf, herkese ibret olması için çarşının ortasında falakaya yatırılırdı. Zeynep Dramalı, ‘Tarihi Tersten Okumak’ isimli ilginç kitabında Osmanlı yönetiminin esnafa karşı aldığı tedbirleri uzun uzun anlatır.” 

OSMANLI DÖNEMİNDE SIKI DENETİM YAPILIRDI…

Osmanlı yönetimi, halkın mağdur olmaması için esnaf teşkilatını devamlı denetim altında tutardı. Hiçbir satıcı, malını devletin belirlediği narhın, yani üst sınır fiyatın üzerinde satamazdı. Piyasada satılan malların devletin belirlediği fiyatın üzerinde satılıp satılmadığının denetlenmesi, padişahın vekili olan veziriazamların en önemli göreviydi. Veziriazamın bırakın görevini aksatmasını, fiyat denetimini ihmal ettiği yönünde bir dedikodu çıkması bile azline sebep olurdu. Bu yüzden veziriazamlar, çarşamba günleri yanlarına İstanbul kadısı ile muhtesibi, yani dönemin zabıta müdürünü alarak esnafı denetler, karaborsacılık yapan, pahalı mal satan ve kalitesiz mal üreten esnafı cezalandırırdı. İlgili sayın bakanlarımız zaman zaman TV’lere çıkarak zam yapan falan marketlere şu kadar ceza verdik diyorlar. Gerçekten bu açıklamalar hiç inandırıcı olmuyor… Çünkü verilen cezayı market zincirleri veya esnaflar bütün şubelerinde yaptıkları yeni zamlarla bir günde geri topluyorlar… Olan yine vatandaşa oluyor. Sayın yetkililerimizden ciddi mücadele bekliyoruz. Gün be gün etiket değişen bütün marketler ve esnaflar teşhir edilmeli ve belli bir süre dükkanları kesinlikle kapatılmalıdır. Bu yazıyı asgari ücret açıklandıktan sonra  yazdım. Yazmadan önce İstinye’deki marketleri gezdim, fiyatlara baktım. İçlerinde devletin de desteklediği (…) marketi de vardı. Rakamları yazmıyorum. Fiyatlar gerçekten uçmuş. Hemen hemen her kalem mallara fakirin, fukaranın, emeklinin işçinin, memurun daha doğrusu tüm vatandaşların belini bükecek, bütçelerini aşırı derecede zorlayacak insafsızca zamlar yapılmış. Sıkı durun!.. Halk pazarından birkaç rakam vereyim: yeşil biber 80 TL, kıvırcık 60 TL, karnabahar 100 TL, domates 65 TL, bir bağ yeşil soğan içinde 7 tane var 65 TL, bir bağ maydanoz 30 TL. Zannederim bu kadarı yeter. Diğer zaruri ihtiyaç maddelerinin fiyatlarını yazmaya kalksak sayfalar alır. Marketlere, pazara, esnafın dükkanlarına zam ateşi düştü. Her yer zamlarla yanıyor… Sayın yetkililerimiz bir an önce sokağın sesine kulak vermeliler. Bu fiyat artışları ve zamlar mutlaka önlenmelidir. Dünyada serbest piyasa ekonomisi denen şey sadece Türkiye de değil, dünyanın birçok ülkesinde de var… Bizdeki gibi fakirin, fukaranın, dul ve yetimlerin ceplerine ve cüzdanlarına uzanan marketçiler, zamcılar, insafsızlar ve vicdansız helal ve haramı, kul hakkını ve yerin altını düşünmeyen esnaflar yoktur. Cümleniz Mevla’ya emanet olunuz.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Şeref

Yahu usta, fiat artışlarını sadece niye esnafa yıkıyorsun.Bu işin bir "hükümet politikası" tarafı yokmu..? İşin bu bölümünü yazmaya pek elin gitmiyor gibi..Şimdi ne yapalım benzine zam geldi diye pompacı mi dövelim.. !!!!.?

Ordulu

Burdan çok uyardık hükümeti. Sürekli uyduruk cezalarla kulağının üzerine yatıp duymuyor. Olan Reise ve millete olacak. Yine son kez uyarıyoruz. Bu zam ateşini şimdiden sondurmezsseniz kapanmaz yara açılacak ve son dakika çırpın mallarınız işe yaramayacak ve hiç hak etmeyenler yanan halk kendiyle birlikte sizide yakıp yıkacak ve seçimi kaybedeceksiniz neyi bekliyorsunuz. Ticaret bakanlığı var mı orda kimse
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23