• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Sandıkçıoğlu
Ali Sandıkçıoğlu
..
TÜM YAZILARI

Neden başarılı olamıyoruz?..

10 Mayıs 2025
A


Ali Sandıkçıoğlu İletişim: [email protected]

Neden başarılı olamıyoruz?.. 

ALİ SANDIKÇIOĞLU

Ülkemizde birçok dini gurup cemaat ve tasavvuf grupları tarafından dinini celili İslam Ve peygamber efendimiz (sas) sünnetlerini ihya için çalışmalar yapılmaktadır.

Bu çalışmalarda hiç başarı elde edilmedi dersek vebale girmiş oluruz. Elbette ki, her cemaat ve her grup dine hizmet etmek için ellerinden gelen gayretleri göstermişlerdir. Nice insanların manen kurtulmalarına veya fakir çocuklar okumalarına imkan sağlamışlardır.

Ne var ki, son zamanlarda bir kısım dini cemaatlerde, hiç de olmaması gereken bölünmeler, parçalanmalar, kavgalar, tarafların birbirlerine çok ağır ve galiz hakaretler etmeleri, şeriat ve sünneti resulden uzaklaşmalar göze çarpmaktadır.

Dini ve tasavvufi eserleri incelediğimizde özellikle tasavvuf ehlinin dünya sevgisinden, mal ve mülk yığma hastalıklarından uzakta kaldıklarını, yeterince helal ile iktifa ettiklerini görürüz.

Hiçbir zaman ahireti unutup dünyaya aşırı derecede kıymet vermemişlerdir.

Bütün gayretlerini insanları kurtarmak ve ebedi alem üzerine olduğunu görürüz.

Günümüzde birçok cemaat ve tasavvuf ekollerinin sayısız, şirketler, holdingler idare ettikleri, büyük çapta paralara hüküm ettikleri gözlenmektedir.

Böyle olunca da bittabi kıskançlık, haset, mala mülke erişme hastalığı ortaya çıkıyor ve içten bölünmeler çekişmeler, kavgalar... “Onlar yapamıyor ben daha iyisini yaparım. Bu işleri yapma ya en ehil benim gibi”… Nefsani ve şeytanı düşünceler en ağır şekilde tarafların birbirlerini itham etmelerine sebep olduğuna şahit oluyoruz.

İşin en üzücü tarafı ise; yıllarca İslam’ın, peygamber efendimizin (sas) sünnetlerinin gelişmesi, yayılması için en zor şartlar altında hizmet edene, hapishanelerde yatan, sürgünlerde yaşayan nice hizmet ehlinin veya daha doğru bir ifade ile Allah dostlarının varisleri, o değerli insanların kurdukları düzenlerden çizdikleri, yol gösterdikleri şeriata; Bi tamamiha uygun sistemlerden ayrılmışlardır. O değerli insanların varisleri olduklarını ve İslam’a hizmet ettiklerini, iddia eden birçok cemaat günümüz de daha çok dünyalık elde etmek veya maddi imkanlar sahibi olmak için yurt içinde ve yurt dışında Dine, kitabullah’a, Ezana, Kur’an’a düşmanlık edenlerle beraber yan yana geliyor, kol kola giriyor, bağlılarına biz falanca (….) partiyi destekliyoruz diye talimatlar verebiliyorlar. Hiç de Cenab-ı Hak’tan korkamadan, mukaddes davalara ihanet ediyorlar.

Dün ezanı Muhammediyi, Kur’an-ı Kerimi yasaklayanlarla beraber olmakta bir sakınca görmüyor bunu da İslam dinine hizmet (!) olarak Müslümanlara takdim ediyorlar.

Bunca hizmetlerin yapılmasına, Müslümanlardan yurt içinde ve yurt dışında her türlü yardımlar toplanmasına rağmen arzu ettiğimiz başarıya maalesef ulaşamıyoruz…

Gerek diyanete bağlı, gerekse dini cemaatlerde bulunan hizmet ehlinin birçoğu ilk olarak planlarına parayı, makamı ve mevkii almışlar. Hizmet görüntüsü altında niyetleri kasaları, keseleri doldurmak, maddi imkanlara erişip lüküs bir hayat yaşamaktır.

     Hiç kimse bir öz eleştiri yapamıyor. Neden ve niçin günümüzde birçok dini cemaat boş kalan yurtlarına talebe bulamıyorlar. (Az gelişmiş Müslüman ülkelerden talebe getirme yollarına gidiyorlar.) Elbette ki bu da güzel bir hizmet. Ancak kendi evlatlarımız veya veliler neden soğudu? Neden bu hizmetlere eskiden gösterilen rağbet şimdi gösterilmiyor? 

Oysa dün gündüzlü veya yatılı olmak üzere bazı yurtlara Müslüman veliler çocuklarını verebilmek için sıraya yazılıyor, sıra bekliyorlardı. Aşırı talep ve istek vardı da ondan. Ya şimdi?.. 

Neden ilerleyemediğimizin sebeplerini bakınız Merhum Mehmed Şevket Eygi nasıl anlatıyor:

“İslami kesimde uzun yıllar boyunca yalanlar, hayaller, kuruntular, fanteziler hakim olmuştur. Ucuz reçeteler fayda etmemiştir. Olmayacak dualara Amin denilip durulmuştur. 

Din, dini hizmet ve faaliyetler bazılarınca zenginleşme, ün, şan, makam mevki vasıtası kılınmıştır. 

Emanetler ehillerine verilmemiştir. Dini hizmet ve faaliyetler esnasında yalan söylenmiş, vaatler yerine getirilmemiş, gerçekleşmesi mümkün olmayan işler için “Yapacağız, edeceğiz” denilmiş, halk kütleleri aldatılmış; büyük bir enerji ,para, vakit ,ümit israf edilmiştir.

Bozuk düzen ve Müslümanların içindeki sahtekarlar, çoban kepeneğine bürünmüş kurtlar dinden yığınları lükse, israfa, aşırı tüketime, hedonizme, yalana, “Bozuk düzende bozuk işler yapılabilir.” Felsefesine alıştırmışlardır.

Para din iman haline gelmiştir. “Siz birbirinizi sevmedikçe hakkıyla, gerçek mümin olamazsınız” buyuran peygambere sanki inat edercesine Müslümanlar arasına meşrep ve görüş ayrılıkları yüzünden fitne, fesat, nifak, şikak, ihtilaf, çekişme tohumları ekilmiş;

     Allah’ın Kur’an’da “Hiç şüphe yok ki, bütün müminler kardeştir” dediği müminler birbirlerine düşman ve rakip edilmiştir.

Birtakım beyinsizler yüzünden yanlış, sapık, zındıkça bozuk görüşler yayılmış; Allah’ın, Resülünün, Salih seleflerin bildirmiş olduğu hakiki İslam’dan uzaklaşılmıştır. Böylece ortaya namaz kılmayan İslamcılar çıkmıştır.

Müslümanlar kendilerini bekleyen büyük fırtınaya hazır mıdır? Vazifelerini biliyorlar mı?

Bugünkü halleriyle Müslümanlar, dinin ve aklın şart koştuğu birlik, beraberlik, ittifak, ittihat vifakı sağlayabilecekler midir?

Allah’tan ümid kesilmez. Ancak bu ümid içine gayret, teşebbüs, ihlas, istikamet kültür, himmet, firaset de ilave edilmelidir.” (11 Ocak 2001 Milli gazete)

 Cenab-ı Hak’tan niyazımız şirazeden kayan günümüzdeki bazı cemaat ve tarikatların yeniden Mevlamızın lütfu ve yardımı ile eski ihlaslı günlerine dönerek. Ahireti, ebedi hayatı birinci plana alıp ihlaslı çalışmalar yapmalarıdır. 

Aradaki kavgaları, bir an önce bitirip “yasakladı, kovuldu, o bizden değildir” gibi şeytanı karalamalardan kurtulup , ihlas ve samimiyetle kalplerini, gönüllerini birbirlerine açarak birlik ve samimiyet iç inde o eski feyizli ,bereketli günlere dönülerek hizmetlere devam edilmesidir. Cenabı Hak en yakın zamanda hayırlı kapılar açsın inşallah.

Cümleniz Mevla’ya emanet olunuz.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Nahit sazoglu

Hocam siyon protokolleri devam ediyor İncirlik ve kürecik üslerini acilen kapatilmaliyiz tam bağımsız Türkiye güçlü Türkiye siyon protokolleri ilgili olarak köşenizde yazı yazarmisiniz savunma sanayimizi devlet politikası yapmaliyiz ASELSAN havelsan roketsani TUSAŞi çok uluslu şirket yapmaliyiz İncirlik ve kürecik üslerini acilen kapatilmaliyiz tam bağımsız Türkiye güçlü Türkiye ülkemizde ekonomik gelişmeler ancak demiryollarıyla olacaktır petrol şirketleri otomotiv şirketleri otobüs şirketleri lastik şirketleri cumhuriyet kurulduğundan bugüne kadar demiryollarini engellemişlerdir her ilimize hızli tren yapmaliyiz yük ve yolcu taşımacılığında acilen demiryollarına geçmeliyiz demiryolları toptan tüfekten daha mühim bir emniyet silahıdır tulomsas tudemsas TÜVASAŞ demiryolu şirketlerini çok uluslu şirket yapmaliyiz

Okur

Kusura bakma, ama dini cemaat yöneticilerini yakinen tanısanız bazılarının dalavere gerçekte dini değil şeytani dalaverelerle (menfaat, çıkar, yağma, aşırma, çalma vs) ile haşır neşir olduklarını görürsünüz. Buna değişik vesilelerle bizzat haşır neşir olduğum birçok cemaat yöneticilerinde tanık olup, onların kafirlerden dahi daha şerli olduklarına kanaat getirip, tamamından nefret ederek uzaklaştım. Hepsinin gerçek rehberi iblisti, din bahane, kasa, kese doldurma şahane idi, bu durumdan cemaat üyeleri bihaberdi. Lanet böyle zalimlerin üzerine olsun, onlara cehennem ebedi dayalı kalsın, leşleri tez koksun, malları mülkleri heba olsun, ocakları kapansın, envaiçesit katiller musallat olsun, bedenleri zehir zakkumla dolsun, evleri ve saltanatları başlarına çöksün, nesilleri kesilip cehenneme tez gark olsunlar, amin!
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23