• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Sandıkçıoğlu
Ali Sandıkçıoğlu
..
TÜM YAZILARI

Gözlerimizi kıyamet sabahında mı açacağız?

30 Ekim 2021
A


Ali Sandıkçıoğlu İletişim: [email protected]

Yazılarımızı takip eden arkadaşlarımız biliyorlar ki, siyasi konulara pek girmiyorum. Ancak öyle zamanlar oluyor ki, dağ başındaki yaşlı Mehmet dayı ile Yaşlı Fatma teyze de radyo ve televizyon haberlerini dinledikten sonra onlar da o yaşlı halleriyle “Ya Rabbi ne günlere kaldık? Bizleri idare etmeye kimler talip oluyor?” diyerekten siyasetin içine giriyorlar. Binlerce yıldan beri bu topraklarda, bu bayrağın altında Alevi, Sünni demeden, Kürt, Türk, Laz, Müslim, gayri Müslim demeden huzur içinde yaşadık. Savaşta beraber olduk. Barışta beraber olduk. Beraber güldük, beraber hüzünlendik. Ancak vatan, bayrak ve din düşmanları hiçbir zaman boş durmadılar. Devamlı bir fitne ateşi yakıp kardeşi kardeşe, komşuyu komşuya düşman etmeye çalıştılar. Kırk seneden beri dışarıdaki hainler, içerdeki uzantıları ile ülkemizde terör hareketi yürütüyorlar. On binlerce yaşlı, genç sivil, asker, polis, çeşitli meslek erbabı insanlar, bebekler ve korucu vatandaşımız şehit edildiler. Ülkemizdeki terörist faaliyetlerini kimlerin yürüttüklerini bilmeyen var mıdır? Türkiye’yi kana bulayan ve şu anda Türk mahkemelerinde hesap veren bir iki suçluya bu kadar sevicilik neden? Neden sözde İslamcı, sözde milliyetçi ve sözde Türkiye’nin en eski partisi bu katillere sahip çıkıyor? Bunların salıverilmeleri için nutuk üstüne nutuk atıyorlar? Neden bunlar ülkemize tabir caizse ültimatom veren, Türk yargısına emir vermeye çalışan o fütursuz Avrupa ülkelerinin elçileri geri adım atınca bizimkiler sevinemediler? Adeta üzüldüler. Bunların niyetleri nedir? Vatandaşımızın bunların bebek katillerinin yanlarında yer alıp, ona göre parmak kaldırdıklarını anlayamadıklarını mı zannediyorlar? Avrupalılar Türkiye’yi hâlâ elli, altmış sene önceki Türkiye sanıyorlar. Oysa köprülerin altından çok sular akmış, Türkiye eski Türkiye değil, Türkiye çok değişmiş ve ülkenin başında da ülkesini seven imanlı ve cesur bir lider vardır. Sizler tarih kitaplarında yer alan Çanakkale, Sakarya, İstiklal savaşlarını okumadınız mı? Bu vatanın yüz binlerce şehit kanı pahasına ecdadımızdan bizlere emanet edildiğini bilmiyor musunuz? Nasıl olurda Türkiye büyük millet meclisinde bulunan birkaç siyasi parti bu milletin fakirin, fukaranın, garibin, verdiği vergilerden maaşlarını alan siyasetçiler dağdaki eşkıyalar ile birlikte olur da kahraman Türk ordusun önünü kesmeye çalışırlar? Sizlere binlerce yazık olsun. Bu milletten milletin vekili diye aldığınız maaşlar sizlere haram olsun. Rabbim sizin veya evlatlarınızın burnundan bu masum milletin haklarını fitil fitil çıkarsın inşallah. Gerçekten akıl almıyor? Hangi siyasi partiye mensup olursak olalım. Gözümüzden at gözlüklerini atalım. Başımızı kumdan çıkaralım oynanan oyunları iyice fark etmeye çalışıp gözlerimizi açalım. Dinim İslam’dır diyen, alnı secdeye gelen Müslümanlar, Anadolu’nun çilekeş anaları, babaları, beyefendileri, hanımefendileri ve sevgili gençler; ismini Hz. Peygamber Efendimizden alan asker ocağı, “Mehmetçik” dediğimiz askerlerimizin önünü kesen, askerimizin aleyhine, eşkıyanın lehine mecliste parmak kaldıranları unutma! Onları iyice not et. Vakti, zamanı geldiğinde de onlara kırmızı kartını göstererek, başarısız notunu ver.

Geliniz şimdi birlikte Namık Kemal’in yazısının bir bölümünü okuyalım. Zamanımızın bir kısım uyuyan, gözleri kör, kulakları sağır olan insanların belki uyanmalarına sebep olur (Büyük edip Namık Kemal'in meşhur Rüyasından bir parça. Vatan gazetesi tarafından bugünkü lisana çevrilmiştir.)(Bu yazı: (SEBİLÜRREŞAD dergisinin Ekim 1943 tarih sayı 62 sayfa: 186 -187 da yayınlanmıştır.). Tam günümüzdeki bir kısım insanların hallerini anlattığı için yazının bir bölümünü aldım. Siz değerli kardeşlerimle paylaşmak istedim. Umarım hepimiz için faydalı olur: “Ey sefalet alışıkları, ey esaret düşkünleri, ey kahpelik zilletine tapınanlar, ey her kötülüğün mürtekipleri, gözlerinizi ancak kıyamet sabahında mı açacaksınız? Gerdanınızdaki esaret zincirini cehennem zebanilerine teslim etmek için mi saklarsınız? Bir dakika sonra bekasına emin olamadığınız hayatınız için mi, insanlığın dilinde adınızı ebedi surette nefretle yâd ettirecek kadar korkarsınız? Çektiğiniz hakaret yüküne kıyamet gününün mizanında günahların ağırlığını göstermek için mi tahammül edersiniz? Ey gaflet uykusuna dalanlar! Allah size rahmetinin eserlerini görmek üzere göz vermiştir. Siz ise hakikati görmenin o vasıtasını bağlıyorsunuz da her şeyi hayalinizle ve kulağınızla görmeğe çalışıyorsunuz.  Açık gözle uyuyorsunuz. Gözlerinizi kapadıkça adeta ölü haline geliyorsunuz. İçinizdeki en tecrübeli bir ihtiyarın görüşünde ve düşüncesinde, iki gözü anadan doğma kör bir alil çocuğun rüyası kadar bile hakikate isabet yoktur. Fikirlerinizi uyandırmak için göze aldığınız fedakârlık, çarşaflarınızı yıkatmak için sarf ettiğiniz paraya bile karşılık olmaz. Böyle giderse çok zaman geçmeyecek gönlünüz çalışma meydanına atılmayı istese de vücudunuzu harekete getiremeyecek, gözünüz açılmak istese de göremeyecek, fikriniz hakikati aramaya kalkışsa da bir şey anlayamayacak. Yuyunuz, yuyunuz, hayattaki gafleti ölümdeki uykuya değişmek için bundan kolay yol yoktur. Ey sefalete alışık olanlar! Allah herkesi dünyaya ve ahirete ait her türlü saadete mazhar olmak istidadında yaratmış. Siz karnınızı doyurmak için evlâdınızı aç bırakmağa tevekkül namı veriyorsunuz... Sürününüz, sürününüz, çok sürmez ki siz de süründüğünüz yerler gibi toprak olursunuz. Ey esaretin kayıtlarına kapılıp gidenler! Sizler adet veya menfaat namıyla boynunuza takılan esaret zincirine tapınıyorsunuz! Yüzünüzü okşayan temiz elleri ısırmak, başınıza pençe vuran murdar ayakları ise yalamak sizce makbul hassalardan olmuş, Çekiniz, çekiniz, taki boynunuzdaki ağır yük sizinle mezara kadar gitsin, çünkü çocukları artık o kayıtlara katlanamayacaktır! Hapsedilmek korkusuyla, baş dediğinizi bir avuç kemik, vicdanınızı gönül dediğiniz bir parça et, natıkanızı dudak dediğiniz birkaç damla kan arasında ‘esiri zindan’ ediyorsunuz. Duvarda gölgenizi görseniz azanızın her biri bir başka yolda titriyor. Titreyiniz, titreyiniz, uzuvlarınızın darmadağınık olması için böyle bir eziyete lüzum var. Ey her türlü mezelleti irtikâp edenler Derecesine göre küçüğünüz büyüğünüze da kendinden bir büyüğe omuzlarını basamak etmeyi tabii bir hal sayıyor. Eziliniz, eziliniz, vücutlarınızı yerin dibine geçirmek için öyle bir baskı gerek. Daha ne zaman uyanacaksınız ne zaman saadetinizi düşüneceksiniz ne zaman iradenize kendiniz sahip olacaksınız ne zaman murada ereceksiniz ne zaman kudretinizi anlayacaksınız?”.

Zaman uyanık olma zamanıdır. Zaman dostu, düşmanı iyi tanıma zamanıdır. Zaman çeşitli kılıklar içinde olup vatanı bölmek isteyenlerle beraber olup, bayrağımız indirmek isteyenleri çok iyi bir şekilde tanımak zamanıdır. Kılıkları, kıyafetleri, isimleri ne olursa olsun. Bizleri çeşitli şekillere girerek, mukaddes değerlerimizi istismar edenleri iyi teşhis etme zamanıdır. Cenab-ı Hak hepimize ferasetler nasip eylesin. Vatan düşmanlarının oyunlarına gelmeden ülkemizin geleceği için milli ve manevi değerlerimizin etrafında birlik, beraberlik içinde, kardeşçe yaşamayı nasip eylesin. Hz. Allah (CC) Mehmetçiği her yerde muzaffer eylesin. Atları eşkin, kılıçları keskin olsun inşallah. Cümleniz Mevla’ya emanet olunuz.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

nur yasemin.

Amiin, Bizde sizi ALLAH cc ya emanet ediyoruz, Her daim Rabbim ALLAH cc yanınızda olsun.

Mehmet Aslan

Sayın Hocam, “ İt ürer kervan yürür” misalidir. Dün karayoluyla Almanya’ya geldim. Beni bilirsiniz birazcık araştırmacıyımdır. O sebepten arabamda her daim Alman haber radyosu olan DLF yi dinlerim. Passaudan girer girmez açtım radyoyu. Heilbronn ‘a gelene kadar her 30 dakikada varsa ERDOĞAN yoksa ERDOĞAN yerden yere çalıyorlar Türk Dünyasının liderini. Tek sebebi içimizdeki hainlerin bunlara prim vermesidir. O sebepten diyorumki İT ÜRER KERVAN YÜRÜR. Ne Mutlu Türküm Diyebilene.! Kaşın sağlıcakla . Mehmet Aslan
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23