“Eylemci sensin…”
“Eylemci sensin…”
ALİ SANDIKÇIOĞLU
Günümüz Türkiye’sinde çok enteresan olaylar cereyan etmektedir. Bir yanda pahalılık bütün insanları ezmekte, eskiden “orta direk” dediğimiz zümre ortadan kaybolmuş insanlar ya fakir ya da alınları terlemeden servet sahibi olan çok zenginler grubuna ayrılmış durumda, artık orta direk diye bir şey yok. Nereye bakarsanız kanunsuzluklar göze çarpıyor. Elbette ki bizim işimiz siyaset değil, siyasetçi de değiliz. Ancak yurt içi ve yurt dışındaki arkadaşlardan çok sayıda telefon alıyorum. Herkes bir sıkıntıyı dile getirmemi ve yazmamı istiyor. Biz de elimizden geldiği kadar önemli konuları kaleme almaya çalışıyoruz… Elbette ki her şeyi biz biliriz gibi bir iddiamız da yoktur. Mesela; Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın hükümet yetkililerine, Sayın RTÜK başkan ve üyelerine defalarca bu sayfalardan seslenmemize rağmen ulusal yayın yapan birçok özel TV kanalları öğlen kuşaklarında resmen ahlaksızlık aşılıyorlar. Tabir caizse rezaletler diz boyu. Ne iktidardan ne muhalefetten ve ne de devletin ilgili kurumlarından dur diyen bir merci şu ana kadar yok. Geçen bir işim için çarşıya gitmiştim. Eve geldim. Bir TV kanalında sözde insanlara yardım ediliyor... Hakları aranıyor… Milletimizin önünde bir kadın resmi nikahlı kocası ve sevgilisi ile ekranlarda kıyasıya söz düellosu yapıyorlar. Utanmaz kadın, seksen milyonun gözü önünde ben sevgilimden hamileyim diyor. Bu durumda ya yayından alınmalılar idi (Seyreden erkek ve kız çocuklara bu kötü bir örnek değil mi?) veya bu hayasız, edepsiz çok affedersiniz namussuz kadın ile erkek stüdyodan kovulması gerekmez miydi? Dikkat ettim. Normal bir vaka imiş gibi ne program sunucusundan ne de orada bulunan avukattan bir ses çıkmadı. Program devam etti. Kadın resmen evli iken, nikahlı iken, kendinden yaşça biraz daha küçük olan bir alçak insandan hamile olduğunu haykırabiliyor… Neredesin ey haya?.. Neredesin ey edep?.. Neredesin ey namus?.. Dünün mücahitleri, yazarları, çizerleri nutuklarında namus dersleri verenler neredesiniz? Sayın iktidar ve muhalefet milletvekilleri neredesiniz? Bu tip yayınlar sizleri rahatsız etmiyor mu? Neden bu rezilliklere karşı çıkmıyor, bu tür yayınları sonlandırmıyorsunuz? İslam dininde, zina haram, günah-ı kebir ama gel gör ki Avrupalı olacağız diye bizde zina suç olmaktan çıkmış (!)… Sayın muhalefet liderimiz T.C. Devleti’ni yıkmak isteyen birçok kanunsuz işleri belgelenen ve Türk hakimleri, savcıları tarafından görevlerinden alınan, tutuklanan terör destekçilerine destek (!) vermekle meşgul. Vatan sevgisi bu mudur? Milliyetçilik bu mudur?
Ülkemiz geneline bir bakıldığında: küçük esnaf can çekişirken, elektrik, su, vergi, doğalgaz, sigorta, bağkur, stopaj vergilerini ödeyemezlerken, işlerin çok çok düşük olduğu; sattıkları malları bir daha sattıkları fiyatla bile alıp raflarına koyamazlarken, vergiler üstüne vergiler getirmenin yolları aranıyor?.. İbni Haldun mukaddemesinde şöyle diyor: “Devleti idare edenlerin israfı, refah ve bolluğa alışması arttıkça ihtiyaç ve masraflar derece derece artar. Halka yüklenen vergiler ağırlaşır, halk da buna dayanmaya alışır. Bu şekilde bu vergiler, ödenmesi mecburi bir hale gelir.” “Ahaliden birçoğu kazandığı ile ödediği vergileri mukayese ettiğinde çalışmasından istifadesi az olduğu için işten el çeker, imar ve üretim azlığı nispetinde vergilerden elde edilen paralar da azalır.” (İlmin, Aydınlanmasın ve Anlamın Felsefesi Mesut Topa S.110-111). Birçok küçük esnaf sanatkarların neden işlerini tasfiye ettiklerinin ve birçok köylünün neden arazisinin ekemediğinin sebebini iyice bir düşünmeliyiz… Zavallı köylü, küçük esnaf, emekli veya dul olan eskilerimizin deyimi ile dişinden, tırnağından artırdığı ile yürüyebilen, lüks olmayan bir binek arabası alıyor… Gel gör ki, birkaç sene içinde pul parası, sigorta parası, fenni muayene, vergi derken arabayı aldığı kadar para ödemesi gerekiyor (Yapılan zamlar sonucu). Yani hemen hemen herkes maddi sıkıntılar içinde yüzerken vatandaşın dertlerine derman olmak için kimler neler düşünüyor?.. Muhalefetin işi sade her şeyi tenkit etmek ve tansiyonu yükseltmek midir? Bu millet için muhalefet hayırlı bazı işlere imza atarak yardımcı olması gerekmez mi? Vatandaşın suçu ne? Eylemciler kim ve neden görülmezler?.. Yıllar önce merhum Necip Fazıl Kısakürek Bey Efendinin Büyük Doğu Mecmuasının 15 Kasım 1978 tarihli sayısında “Adı değmez” imzası ile yazdığı yazısından günümüze de ışık tutacak şekilde olduğu için birkaç paragrafını buraya almak istiyorum. Yazının başlığı “EYLEMCİ SENSİN”di. Ben de aynı başlığı kullandım. “Bugünün eylemcisi mahut çevreler değil, doğrudan doğruya bir partidir. Bugünün “Eylem”cisini tutuklamak borcunda olan da halk… Halk ne yapsın; “Eylem”ci sensin diye hükümetin bileklerine mi yapışsın? Nasıl olur?... Zabıta ve icra kuvvetleri, mücerret “Eylem”cileri tepelemek emrini alınca hükümetin kapısına mı dikilsin? Olur iş mi?... Enflasyonu bu hadde çıkarmak bir bankayı soymaktan beter değil midir? Vergileri bu dereceye yükseltmek, “Bütün yolları ve caddeleri kesip, “Ya malını ya canını!” ihtariyle fert fert halkı talan etmekten ayrı bir iş midir?”. Son paragrafta ise şunları söylüyordu: “Nasrettin Hoca, sırtındaki çalıların tutuştuğu merkebine; “Aklın varsa göle koş!” diye bağırır. Bizde şöyle haykırıyoruz: “Aklın varsa dağa kaç! Ve her türlü ahlak ve insaf dışı hile oyunlarıyla elde ettiğin kapının anahtarlarını eşikte bırak! Bir gün bu halk asıl “Eylem”cinin sen olduğunu anlayacak.” Bu necip millet kimlerin kendilerine hizmet, ülkemizi yükseltmek için; kimlerin de yurt dışı kaynaklı, vatanımızın, bayrağımızın, devletimizin, ezanımızın düşmanları ile birlikte çalıştığını çok iyi bilip anlayacaklardır. Rabbim bu vatana, bu millete hizmet edenlerin yardımcısı, milletimizi, vatanımızı bölmek için dış düşmanlarla iş birliği yapanlara da hiçbir zaman fırsat vermesin inşallah. Cümleniz Mevla’ya emanet olunuz.
BURSA BELEDİYESİ BUSKİ MÜDÜRLÜĞÜNE:
Orta okul ikinci sınıfa giden kız torunum Elif’in ısrarı üzerine karne tatilini geçirmek için Orhangazi ilçesinde olan oğlumun evine ailece geldik. İki gün kaldık. Evimizin giriş katında bulunan tuvalet ve banyomuzu pis sular bastı. Dışarıda yol taşları yapılırken yapılan bir hatadan dolayı kanal giderimiz tıkandı. Evimiz oturulamaz hale geldi. Defalarca BUSKİ’yi aradık. “Geldik, geliyoruz, acil koduna aldık…” dediler. Ancak gelen olmadı. Evimizin anahtarını mahalle bakkalına bırakarak kapıya bir yazı takıp İstanbul’a mecburen döndük. Bu gibi vatandaşın bir şey yapamayacağı acil konularda müdürlüğünüz idaresindeki elemanlarınızın konuya öncelik tanıyarak vatandaşın dertleri ile ilgilenmeleri her halde daha iyi bir hizmet olacaktır. Konu ile alakalı talimatlarınızı ivedi olarak vermenizi bekler hassasiyetle bilgilerinize sunar iyi çalışmalar temenni ederim.