• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Sandıkçıoğlu
Ali Sandıkçıoğlu
..
TÜM YAZILARI

Âmin… (1)

22 Şubat 2025
A


Ali Sandıkçıoğlu İletişim: [email protected]

Âmin… (1)

ALİ SANDIKÇIOĞLU

Mübarek aylar, mübarek günler ve geceler gölgesi üzerimize düşen Ramazan-ı Şerif münasebeti sebebiyle iki hafta, Âmin demenin faziletini imkanlarımız ölçüsünde incelemeye çalışacağız inşallah. Cenab-ı Hakk’a sonsuz şükür ve hamdolsun ki yeniden mübarek üç ayara kavuştuk, ilk kandili Regaib, Miraç ve Berat gecelerine kavuşarak uğurladık. Bu yüzden nasip olursa iki hafta devam edecek “Âmin” kelimesini ele alacağız. Günlük hayatımızda çokça telaffuz edip kullandığımız iki kelime vardır. Bunlardan biri “Âmin” diğeri de “İnşallah” kelimeleridir. Bugün inşallah “Âmin” kelimesini incelemeye, hangi manaları ifade ettiğini izaha çalışacağız. 

Cenab-ı Hakk bütün hayırlı işlerimizde bizleri muvaffak eylesin inşallah… Âmin. Âmin lafzı Arapça asıllı bir kelimedir. Yapılan duadan sonra icabet temennisiyle söylenilen bir kelimedir. “Temin” de Âmin demektir. Bu kelimenin aslı Nezir, Nekir vezninde emirdir. Ehli hicazın lügati olup; kısaltılarak Âmin şeklinde ve biraz da uzatılarak “Âmin…” şeklinde kullanılmaktadır (Nihaye: Tacül arus). Bazı lisan âlimleri: Âmin kelimesinin Kabil ve Habil vezninde yabancı bir kelime olduğunu söylemişlerse de bu iddia yanlıştır. Çünkü bir kelimenin ecnebi olabilmesi için onun Arapçada bir vezni bulunmaması icap eder. Oysa Âmin kelimesinin maksur olarak birçok vezini vardır (Sihab, C.1 S.148). 

Emin’in veya Âmin’in İbrani veya Süryani bir kelime olduğunu söyleyenler vardır (Umde-ül kari C.2 S.107). Oysa İbn-i Ebi Sevbe’nin Musannifinde, Beyhakinin delailinde, Ebu Meysereden rivayet edildiğine göre Cibrili Emin Peygamber Efendimize (SAS) Fatiha-i Şerifeyi okuturken Peygamber Efendimiz “Veleddallin” deyince: Cibrili Emin Peygamber Efendimize (SAS) “Âmin” de demiştir. Bu bakımdan alemlerin efendisi Peygamberimiz “Âmin” kelimesini bana Cebrail öğretti buyurmuştur.” (Ahkamul Kur’an C.1 S.14). 

Âmin, “kabul buyur” demektir. Dualardan sonra “Âmin” deme uygulaması sünnetle sabittir. Hz. Peygamber (SAS), “İmam ‘âmin’ dediği vakit siz de ‘Âmin’ deyiniz. Zira kimin ‘Âmin’ demesi meleklerin ‘Âmin’ demesine denk gelirse, o kişinin geçmiş günahları affolunur.” (Buhârî, Ezan, 111-113 [780-782]; Müslim, Salât, 72 [410]) buyurmuştur. Namazda Fâtiha suresi okunduktan sonra âmin demek de sünnettir (İbn Mâce, İkâmetü’s-salavât, 14 [853-855]). 

Bir başka ifade ile; Âmin kelimesinin açıklama ve izahı: “Asıl şekli Âmin olan kelimenin kökeni ve anlamı hakkında bugüne kadar çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Üzerinde durulan tezlerin başlıcaları, Museviler ile Hristiyanlar tarafından da amen şeklinde (âmen/âmên telaffuz edilir) ve aynı amaçla kullanılmasına dayanılarak İbranice veya Süryanice’den Arapça’ya girdiği, Arapça emn “inanmak, güvenmek” kökünden türediği ve Allah’ın isimlerinden biri olduğu şeklindedir. Bunların ikincisi ile ilgili olarak ayrıca kelimenin yapısı, lügat ve terim mânaları gibi hususlarda çeşitli fikirler ileri sürülmüş ve lügat mânası “kabul buyur” veya “icâbet eyle” olmamakla birlikte, bu anlama gelmek üzere Allah’a hitaben kullanılan bir terim olduğu görüşü benimsenmiştir (bk. Lane, I, 102; İTA, I, 406-407). (Alıntı: TDV İslam Ansiklopedisi). 

Ebu Hureyre’den (RA) rivayet edilen bir hadisi şerifinde Peygamber Efendimiz (SAS) şöyle buyurmaktadır: “Âmin Rabbül Alemi’nin bir mührüdür. Onunla Allah (CC) Mümin kullarının duasını tamamlar.” Âmin bir mühürdür. Duaların sonunda Âmin demek sünnettir. Peygamber Efendimiz (SAS) bir adÂmin ısrarla dua ettiğini işitince, “Mührü basarsa vacip oldu!” buyurmuşlardır. Ashab-ı Kiram: “Mühür nedir ya Resulallah?” diye sorunca da “Duasına Âmin demektir” buyurmuştur. “Duaların sonunda söylenen “Âmin!”, mümin kullarının dili üzerinde alemlerin Rabbinin mührüdür.” Hazret-i Ali (RA) demiştir ki: “Âmin lâfzı Allah’ın mührüdür. O, bununla duasını mühürler. Nasıl ki mühür, mühürlenen şeyi muhafaza ediyor ve ona başkasının müdahalesini önlüyorsa, Âmin sözü de kulun duasını muhafaza ediyor ve ona Allah’tan başkasının müdahalesini önlüyor.” 

Enes bin Malik’ten riayet edilen bir hadisi şerifinde ise Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: “Allah tarafından bana namazda olsun, duadan sonra olsun Âmin demek nimeti verildi. Bu; Benden evvel kimseye verilmemişti. Yalnız Musa (AS) müstesnadır. Musa (AS) dua ederdi. Harun da Âmin derdi. Biz de duamızı Âmin ile bitiririz. Bu suretle Allah duamızı kabul eder.” Bütün bunlar Âmin kelimesinin İslam ümmetinin dualara icabet temennisini ifade eden bir sembolü olduğunu ifade eder.

ÂMİN’İN MANASI:

“İstecib duaena”, duamızı kabul buyur manasındadır. Hz. Ali (RA), Hz. Peygamberimizden (SAS) Âmin kelimesinin ne manaya geldiğini, ne mana ifade ettiğini sorar. Peygamber Efendimiz cevaben: “Bunun manası: “if’al = İşle!” yani duadaki dileklerimizi ver!” diye cevap vermiş (Siyelkuti, Şihab). Bazıları Âmin kelimesi: Cenab-ı Hakk’ın isimlerinden birisidir demişlerse de ekseri lügatçılara göre bu doğru değildir. İbni Abbas ise şöyle açıklıyor: “Rabbim böyle işle!” manasını ihtiva ediyor. Cevheri ise: “Öyle olsun” manasındadır demiş. Bütün bu açıklamalar arasında ekseriyeti kazanan, yani üzerine ittifak edilen: “Kabul buyur!” manasıdır (İbni Kesir C.1 S.58).

ÂMİN…

Ya Rab!

Yüce ismin, ulu rızan hürmetine,

Esmâ-yı hüsnânın ve sıfat-ı kudsiyenin hürmetine,

Gökleri direksiz yükseltenin hürmetine,

Koca dağları, arza direkler kılanın hürmetine,

Geceyi gündüze, gündüzü de geceye katanın hürmetine,

Aşk ile dönenlerin hürmetine,

Âşığın da gözyaşlarının hürmetine,

Ayrılığa düşmüş kalplerimizi birleştir!

Ve bizleri İttihâd-ı İslamla güçlendir!

(Alıntı: Yûnus Kokan)

“Ya Rabbi: iman ile özümüzü, Edep ile yüzümüzü, Hayâ ile sözümüzü, Kur’an ile ömrümüzü, Kelime-i şehadet ile son sözümüzü söylemeyi nasip eyle...”. Âmin… Âmin… Âmin…

Devamı inşallah haftaya. 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

MUZAFFER..

AMİN AMİN AMİN.......MÜSLÜMAN İÇİN ÇOK GÜZELDİR......ALLAH C.C RAZI OLACAĞI İŞLER YAPMAYI NASİP ETSİN İNŞALLAH AMİN HAZRETİ MUHAMMED MUSTAFA SAV HÜRMETİNE ÜMMETİ BİRLİĞİNE VESİLE OLMASINI TEMENNİ EDERİM İNŞALLAH AMİN....

Okur

Hemen hemen her Müslüman dualar ettiği halde kabul olmadığından yakınıyor. İstekleri ise namerde aman dilememek, kaza, bela, musibet ve çaresiz hastalığa uğramamak, zillet ve perişanlıktan beri olmak, orta halli bir geliri olmak vs. Hele kronik hastalığa karşı duanın faydasının olduğunu hiç okumadım, duymadım, şahit olmadım. Bu yüzden çok kimsenin ya dua etmekten vazgeçtiğini ya artık duayı hiç ciddiye almadığını ya da dini terk ettiğine şahit olmaktayım. Bahsettiklerim yıllarca bildikleri ile amel eden (namaz, oruç, kul hakkı vs. riayet eden) samimi kimselerdı. Neden dualar kabul olmuyor? Alimler bir yerde yanıldılar, kendilerini de sorgulamıyorlar. Nerde yanıldığını araştıran da yok gibi.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23