• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Osman Aydın
Ali Osman Aydın
TÜM YAZILARI

Zeytin hasadı ve güvenlik talebi

22 Ekim 2025
A


Ali Osman Aydın İletişim: [email protected]

Zeytin hasadı ve güvenlik talebi

ALİ OSMAN AYDIN

Fanatik bir Yahudi’nin Batı Yaka’da zeytin hasadı esnasında Filistinli yaşlı bir kadına saldırdığı görüntüler dünyanın vicdan sahibi insanlarını ayağa kaldırdı.

Kendi halinde, savunmasız, nafakasının peşinde yaşlı bir insan üzerinde, gaddarca şiddet uygulamak Siyonist barbarlığın ne olduğunun en açık kanıtı.

Siyonizm iki yıldır savunmasız sivillerin su kuyularına beton döküyor, insani yardım malzemelerini yakıyor, ambulansların ve yardım tırlarının ihtiyaç sahiplerine ulaşmasına engel oluyor, hastane ve okulları bombalıyor, bir lokma ekmek almak için toplaşan insanların üzerine ateş açıyor, Filistinli köylülerin evlerini yakıyor, cezalandırmak istediği kişilerin evlerini yıkıyor, en temel altyapı sistemlerini tahrip ediyor…

Siyonizm kelimenin tam anlamıyla bir nefret ideolojisi. Canlı olan, yeşeren, mutluluk üreten, seven ve sevilen şeylere karşı bir yok etme mekanizmasıdır. Bu mekanizma daima en zayıftan başlıyor yok etmeye. Güçlünün önünde ise, gücü eline alana kadar, en çok o eğiliyor.


Onu güçlüye düzdüğü methiyelerden, kendinden zayıfın sırtına indirdiği darbelerin şiddetinden kolayca tanıyabilirsiniz.


Mesela fanatik Yahudiler Amerika’da da yaşıyorlar ama hiçbir Amerikan çiftçisine bu şekilde saldırdıklarını duymadık. Amerikalılar silahlı çünkü… Alınlarının ortasına bir kurşun yiyeceklerini biliyorlar.

Yüz binlerce Filistinlinin on yıllardır maruz kaldığı şekilde, hasat yaparken saldırıya uğrayıp ağır yaralanan o kadının durumuna gelen tepkiler sonrası İsrailli Komiser Yardımcısı Moşe Pinçi, diğer komutanlara, İsrailli adamı bulmaları emrini veren bir mesaj göndermiş.

"Beni uyutmayan bir görüntü. Zalim düşmanlarımız gibi olmayacağız." diye de eklemiş utanmadan dünyanın en suçlu rejiminin aparatı.


Aslında Moşe, birini bulmanın en kesin ve kestirme yolunun ne olduğunu gayet iyi biliyor. Çünkü kendi devletinin bu konuda Filistinlilere yaptığı rutin birçok uygulama var. Mesela şehrin belli bölgelerine kontrol noktaları koyarak, insanları oralardan soyarak geçirirken bir yandan saldırganı arayabilir.


Saldırganı tanıyanların evlerini yıkıp, yıkımın maliyetini saldırganın tanıdıklarından alabilir. Akrabalarını tutuklayabilir örneğin. Hatta küçük kardeşlerini özellikle göz altına alıp işkenceden geçirebilir ve belki kodese de gönderebilir.

Hukuk devleti olduğunu iddia eden bir yönetimin parçası olarak aynı yöntemleri bir Yahudi için de kullanmaması için bir neden, ben göremiyorum!


Yine Bir Cinayet Vakası

Görüntüde telefonla konuşan bir kadın var… Kadına iri kıyım bir adam yaklaşıyor. Kadını kolundan kavrayıp bıçağını çıkarıyor. Kurtulmak isteyen kadını yere yatırıyor ve bıçağı art arda saplıyor.

Görüntüye ikinci bir adam giriyor… Kadının üzerine çömelmiş adamı omuzlarından yakalayıp çekmeye çalışıyor, başaramayınca görüntüden çıkıyor.

Başka bir adam daha giriyor görüntüye. Elinde poşet var adamın. Poşeti itina ile kenara koyup, kadının üzerine abanmış ve bıçağı tekrar tekrar saplayan adamı biraz ittiriyor. Sonuç alamayınca kenara koyduğu poşeti alıp yoluna yürüyerek devam ediyor. Adam kadını bıçaklamaya devam ediyor.


Bazı görüntüler insanın gerçek anlamda kalbini ve umudunu param parça ediyor. Kafanıza sağlam bir yumruk yemiş gibi sersemleşiyorsunuz.


Bu da öyle görüntülerden biri benim için. O gün o iki adamın, ısrar etmeyen, “beni ilgilendirmez” tavrı, sadece genç bir kadının hayatını kaybetmesine neden olmadı. İnsanlara olan inancımızı da yerle bir etti.

Bu tavır toplumdaki çürümenin, kokuşmanın en önemli nedenlerinden biri. Gözlerinin önünde bir insan öldürülürken, “insan” nasıl böyle kayıtsız kalabilir

Kalınıyor. Başkasının ölümü bizi ilgilendirmiyor! Başkasının acısı da… Kulaklıklarımızı takıp kendimizi topluma karşı “uçak moduna” alıyoruz. Biz kimseye ulaşmayalım, bize kimse ulaşmasın istiyoruz. Kendimiz dışındaki hayata kör olmayı seçiyoruz. Sonrada “poşetimizi” elimize alıp, evimizin yolunu tutuyoruz.


*

Bununla birlikte müdahil olmanın yol açabileceği riskleri ve insanların çekincelerini de anlıyorum. İnsanlar başlarına bir şey gelirse ya da bir şeye sebep olurlarsa adalet sisteminin arkalarında durmayacağını biliyorlar.

Ayrıca kötülüğe engel olmak için gereken araçlardan da yoksunlar. Örneğin, kafayı sıyırmış bir adam elindeki silahla sağa sola ateş ede ede gidiyor ve iki kişiyi öldürüp yedi kişiyi yaralıyor. Durup bir halı sahadaki onlarca adamı silahla kovalayabiliyor.


Ona karşı koyacak silahlı kimse yok. Çünkü dürüst vatandaşın kendini sokakta korumak gibi bir hakkı “yasal olarak” yok, eğer zengin ve ayrıcalıklı sınıfa mensup değilse! Dürüst vatandaş başına bir iş geldiğinde polisi beklemek zorunda. Adam onu öldürüyor olsa bile! Ama ayrıcalıklı sınıfa mensup biri değil... O kendini her yerde koruyabilir. Çünkü silahını her yerde taşıyabilir.

Ölen öldüğüyle kalıyor. Kötüler bir süre yatıp, başkalarını mezara göndermek üzere yeniden dışarı salınıyorlar. Böylece güvenlik sorunumuz her geçen gün katlana katlana büyüyor. 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

şizofren

abi o olayı haberlerde gorunce cok kufur ettim birsey bırakmadim ne varsa ..sonra tevbe ediyom bazende etmiyom ..yahudiye kufur ettim diye ALLAH beni cehenneme atarsa atsin valla deger yanmaya ...sonrada beddua ediyom ..gunler boyle geciyor.mu gecmiyormu bilmiyom anliyacagin sikinti mi numarami yapiyoz bilmiyom ...ALLAH BİLİR..kolay gelsin tesekkurler..çok canim sıkılıyor bildigin gibi degil dislerim guclu olsa heosini çiğ cig yiyesim geliyor..anaokulundaki vampir öğretmen gibi ..

Şeref

Edremitte yaşanan olaya ne demeli,devlet nerede....
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23