• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Osman Aydın
Ali Osman Aydın
TÜM YAZILARI

Başkasının Rüyasında Yaşamak

14 Mayıs 2025
A


Ali Osman Aydın İletişim: [email protected]

Başkasının Rüyasında Yaşamak

Ali Osman Aydın

              İngiliz ağır sıklet boksörü Tyson Fury ile Ukraynalı Usyk’in geçen yıl yaptıkları boks maçını birkaç gün önce tekrar izliyordum. Boksörler köşelerine gittiğinde çalan müziğe dikkat ettim. Bu, “Gonna Fly Now”idi.

Sabah koşuya çıkan Rocky, henüz kurulmakta olan pazarın içinden geçerken arkada çalan, çaldıkça da ilham veren o harika müzikti bu.

Rocky ve onun meydan okuyucu müziği, sadece sinema spor tarihinde de bir dönüm noktasıdır. Unvan sahibi bir çok boksör bu filmi izledikten sonra boks yapmaya karar vermiştir.

            *

Modern toplumda sinemanın-sanatın etkisini küçümsemek yanılgıdır.

“İsa’nın Çilesi” filminde İsa peygamberi canlandıran Jim Caviezel, 80’lerde bir ergenken, Tony Scott imzalı Top Gun filmini izledikten sonra soluğu deniz kuvvetlerinin kapısında aldığını söylemişti bir röportajında.

Bana öyle geliyor ki günümüz dünyasında, bir meseleyi insanlar kavrasın istiyorsanız, onu sinemayla anlatmak zorundasınız.

Bugün boks denilince insanların aklına Rocky’nin gelmesi bundan.

Cezaevi denilince Esaretin Bedeli’ni hatırlıyoruz mesela.

Mafya, kafamızda Michael Corleone’nin ağır ve soğukkanlı imgesiyle canlanıyor.

            *

Böyle bakınca, bu ülke insanlarının, hassaten Müslümanların dertlerini ete kemiğe büründürecek bir sinemalarının olmadığını söylemek zorundayız. Siyasal temsilleri var ama sanatsal temsilleri yok!

Şu topraklardaki bin yıllık hikâyemiz bir yana… Geride bıraktığımız son yüzyılın acıları, dönüşümleri, kırılmaları sanata yansımış değil.

Dersim ile Zilan Deresi’nde yaşanan o içler acısı olaylar ne kadar dokunaklı filmler olurdu değil mi? Hemen gözümün önüne 2. Dünya Savaşı’nın vahşetini olanca sarsıcılığıyla gözler önüne seren ‘Gel ve Gör, Schindler’in Listesi gibi filmler geliyor…

                                                                   DEVRİMLER

Devrimlerin taşrada, kendi halindeki gariban insanların hissiyatı üzerindeki tesiri ne olmuştu? Günlük yaşantıyı nasıl etkilenmişti?

Sokağın, köyün, beldenin ve insanların tarihi; resmi tarihin iddia ettikleriyle ne kadar örtüşüyordu acaba? Ders kitaplarında afilli duran devrimler kanlı canlı insan yüzlerinde ve beyaz perdede nasıl dururdu, merak ediyorum?

İlla dram olması da gerekmiyor filmlerin. Kendisi de Filistinli olan dünyaca ünlü yönetmen Elia Süleiman, Filistin-İsrail meselesini anlattığı “Geride Kalan” filminde sorunun insani yönüne bakan bir iş çıkararak, meseleye başka açılardan da bakılabileceğini göstermişti.

            *

60’larda Müslüman kimliğiyle ön plana çıkan merhum Necmettin Erbakan gibi siyasetçilerin kişisel gayretleri, statüko ile mücadeleleri…

O yoksul kampanyalar, cenazelerini bırakarak teşkilat çalışmasına katılan samimi insanlar… Nihayet iktidara geliş ve dönüşüm… Bütün bu dramatik temalar beyaz perdede güzel durmaz mıydı?

Evet, köyden kente göçün hikâyesini Lütfi Akad, Halit Refiğ gibi yönetmenler anlattılar. Ama bunların ne kadarı ‘Müslüman’ bir aileyi merkeze aldı?

Bugün düşündüğümüz anlamda hiçbiri. Akad, geleneksel bir Anadolu ailesini canlandırdı ‘Gelin’ ve ‘Düğün’de. O kadar.

            *                     

Şöhret olmak için elinde sazı İstanbul’un yolunu tutan ve Haydarpaşa’da düzene meydan okuyan adamın hikayesine aşinayız ama köyünden İstanbul’da İmam Hatip’e okumaya gelmiş adamın ayartıcı bir dünyada maddi-manevi tutunma çabasını bilmiyoruz!

Stendhal benzer bir temayı ta 1830’larda Kırmızı ve Siyah ile romanlaştırmıştı.  

Bu girift süreçler üzerine düşünmek için müziğe, filme, tiyatroya, resme ihtiyacımız var. Sanat, ikilemleri, çelişkileri, yüzleşmeleri görünür ve kavranabilir hale getiriyor.

Bir hikâyeyi perdede, tuvalde ya da ekranda izlerken aslında kendi hikayemiz üzerinde düşünüyoruz. Bu sayede kendiliğimize dair bir hafıza oluşuyor. Bu hafıza kuşakları şekillendiriyor.

                                                           SANATIN GÜCÜ

Belki yüzüncü kez tekrar etmekte fayda görüyorum: Kendi hikayesini yazmayan insanlar başkalarının hikayeleri ile oyalanır dururlar. Ve hikayesini dinledikleri insanların sözlerini de dinlerler.

Beyaz bir boksör olan Rocky, siyahilerin domine ettiği boks sporunu “beyaz bir Amerikan rüyası”na dönüştürdü ve bu rüyayı dünyaya sattı.

Top Gun, evinde TV izleyen üşengeç bir ergeni üniforma giymeye ikna etti.

Bir korku filmi yapımcısı Mustafa Akad, Çağrı filmiyle bin yıllık emekle yazılmış yüzbinlerce cilt kitabın yapamadığı etkiyi yaptı.

            *

Bunlar sanatın gücüyle oldu elbette.

Sanat aynı zamanda bir bellek inşa etme makinesidir. Hollywood’a boşuna “rüya fabrikası” demiyorlar.

            Önce sanatın kalplere dokunan doğasını ciddiye almak gerekiyor!

            Geçim güçlüğünden dolayı bu işleri hafife alanların; köleleştirilmiş Macar köylülerinin, doluşturuldukları daracık domuz ahırlarında, ödünç aldıkları Savaş ve Barış romanını nasıl mest olarak okuyup dinlediklerini, hatırlamalarını öneririm. 

Türkiye Müslümanları ekonomik olarak 40 yıl öncesiyle kıyaslanamayacak kadar iyi durumdalar. Peki sanata aktarılan para ve emek 40 yıl öncesinden ne kadar farklı?

Meselemiz bu! 

Değilse, başka hikayelerde kaybolmaya devam!

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Ömer

Sinema önemli ama sinema kimlerin ellerinde ? Rezalet filmler diziler kimin eseri ? Toplumla alakası olmayan aşk meşk saçma şeylerle beyinler uyuşturuldu . Gençler kötü yola teşvik edildi . Hala düzelen bir şey yok . İstisna hariç . Dizi filmleri görüyoruz her türlü ahlaksızlık normal miş gibi gösteriliyor . Milli bir sinema veya dizi sektörü olmadı maalesef .

Yılmaz

Toplumu dinen bilinçlendirme adına fimlere tiyatrolara ihtiyaç var ama bir müslümanın yaşantısı cezbedici bir hikaye gibi gözükmüyor heyecan verici gözükmüyor,yapımcılar bu tür yapımlara girmiyor tahminen. Nice büyük zatlar var.Hayat hikayeleri abartılmadan anlatılabilse harika olurdu
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23