PKK “Silah bırakmam” diyor, Abdullah Gül de onaylıyor!
Bu ülkede cumhurbaşkanlığı koltuğuna kadar yükselmiş bir siyasetçinin yaptığına bakın..
Vatan uğruna son bir yılda bile yüzü aşkın şehidimiz var..
Büyük kısmında, bu cumhurbaşkanı eskisi, bir kınama açıklaması yapmamış..
Muvazzaf askerin eşi, 1 yaşındaki çocuğu ile birlikte, bombalı saldırıda öldürülmüş..
Tayyip Erdoğan sayesinde Cumhurbaşkanlığı koltuğuna bile oturmuş bu kişi, şehir ortalarında patlatılan PKK bombaları sonrasında, yüksek sesle bir kınama yapmamış..
Cumhurbaşkanı eskimiz, “Ben emekliyim, bu şeylere karışmayayım” modunda suskun kalmış.
Şimdi, konudan ne kadar haberdar ise..
İlgili kişiyi ne kadar tanıyor ise..
Mahkeme kararını okumadan, istinaf kararını görmeden, Yargıtay onama karına bakmadan.. Oturduğu yerden ahkam kesmiş..
İsmini vermedim ama, siz tanıdınız onu..
2018 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, “Beni çatı aday gösterirseniz, seçime girerim” diyerek, kendisine altın tepsi içinde 2007’de cumhurbaşkanlığı koltuğunu teslim eden Tayyip Erdoğan’a karşı yarışmaya kalkışan Abdullah Gül..
HDP eski milletvekili Ö. Faruk Gergerlioğlu’nun, PKK terör örgütüne destek mahiyetinde yaptığı onlarca açıklama var ama..
Konumuz; mahkumiyet aldığı 2016 yılındaki ifadeleri..
Abdullah Gül, acaba bu ifadeleri görmüş müdür?
Hiç sanmıyorum..
“Gergerlioğlu’na sahip çıkarsam, HDP’nin % 7’lik oyunu çantaya koyar, 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerine bu kazanç ile girerim” diye düşünmüş olmalı ki..
Ne yerel mahkeme kararını, ne Yargıtay kararını okumadan, cezası kesinleşmiş bir sabıkalı kişiye, destek çıkmış.
Evet, yanlış okumuyorsunuz..
Yapılan fiil, aslında suçu ve suçluyu övme olarak bile değerlendirilebilir.
Ortada Yargıtay’dan geçerek, kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı var..
Boru değil, yani..
Ama cumhurbaşkanlığı yapmış kişi, bu kesinleşmiş mahkumiyet kararına rağmen, bakın neler demiş:
“Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesini ve HDP’ye kapatılma davasının açılmasını çok yanlış buluyorum.”
Afedersiniz, Abdullah Bey..
Gara’da 13 rehineyi öldüren PKK’nın yaptığını da yanlış buluyor musunuz?
Aynı PKK’nın, o Gara operasyonu sırasında, üç subayımızı şehit etmesini de yanlış buluyor musunuz?
Dahası var..
Şimdi destek çıktığınız Faruk Gergerlioğlu’nun, yine Gara operasyonu sebebi ile, “13 rehineyi TSK bombalayarak öldürdü” imasında bulunmasını doğru buluyor musunuz?
Dahası da var..
Aynı Gergerlioğlu’nun, “Gara’daki mağarada, TSK’nın bombalaması sonrasında ölen 13 rehineden birisi de, KHK’lı idi. KHK ile memuriyetten atılan birisi idi” diye yaptığı yalan suçlamayı doğru buluyor musunuz?.. (Gergerlioğlu, Resmi Gazete kayıtları ile iftirasının aksi ispatlandığı için, bilahare o isnadından vazgeçmişti.)
Abdullah Gül’e, daha sorulacak çok sorumuz var..
Ama bu kadarı ile yetinip, açıklamasını aktarmaya devam edelim:
“Bu hareketlerin hem Türkiye’ye hem de hükümete çok anlamsız bir yük getireceği nasıl görülmüyor? Şiddetle hiçbir ilgisi olmayan, geçmişi bilinen, ayrım gözetmeden insan hakları savunuculuğu yapan bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması ve parti kapatma davasının açılması, Türkiye’de daha çok demokrasi ve hukuk ihtiyacı olduğunu reform paketleriyle açıklama çabasında olan hükümete ve ülkemize bir yük olacaktır.”
Aman Allah’ım..
Ne suçlama ile ilgili tek kelime etmiş..
Ne yargılamada savunmadan bahsedebilmiş.
Ne de mahkemenin gerekçesinden haberdar..
Oturduğu yerden, ahkam kesiyor: “İnsan hakları savunuculuğu yapan!”
Bilmiyorsan, bari sus Abdullah Bey..
Çekildiğin köşende, otur, sus..
“Şiddetle ilgisi olmayan” tespitini nasıl yapabiliyorsun?
Ne biliyorsun ki, yapıyorsun?
Madem bu konuya girdin..
Haydi, ben sana anlatayım, sen de yüreğin varsa, T24’e konuştuğun gibi, Akit’e de çık, konuş..
Bakalım, cesaret edebilecek misin?
“Şiddet ile ilgilisi yok”muş..
Senin kafan ile, “HDP’nin de şiddet ile ilgisi yok”tur..
Hatta.. Biraz zorlasak..
Tam da sana soru yönelten T24 sitesinin yazarı Hasan Cemal’in dediği gibi, belki de “PKK’nın şiddet ile ilgisi yoktur” diyeceksin..
“PKK bir terör örgütü değildir” de diyebilirsin..
Hiç şaşırmam..
Konuştuğun adamlar öyle söylüyor çünkü..
Aydın Engin’i, Celal Başlangıç’ı..
Ve röportaj verdiğin internet sitesindeki daha nice isimler, “PKK terör örgütü değil, halk hareketidir” diyorlar..
Çık söyle, Abdullah Gül..
Söyle de öğrenelim..
Sana göre, PKK terör örgütü müdür, değil midir?
Biz tekrar Gergerlioğlu’na dönelim..
Abdullah Gül’ün, mahkeme kararına bakmadan yaptığı açıklamanın tersini de, biz yapmayalım..
Niçin mahkum olduğunu incelemeden, mahkeme kararı ile yetinmeyelim..
Ne demiş Gergerlioğlu?
Ne demiş de, mahkum olmuş?
PKK’nın açıklamasını paylaşıp, “Bu çağrı hakkıyla değerlendirilmeli” demiş..
Olabilir..
Her çağrıyı değerlendirmek gerekebilir..
Ama..
Bu ifadeden sonra, siz derseniz ki: “Bu işin sonu yok.”
Yani, PKK’nın bildirisini yayınlayıp..
O bildirideki tehditleri bir kenara bırakıyorum..
Terör örgütünün tehditlerine ilaveten, bir de siz, “Bu işin sonu yok” diyerek, devlete çağrıda bulunursanız..
PKK propagandası yapmış olursunuz..
Tersinden bir örnek vereyim.
DAEŞ, Musul Büyükelçiliği’ni bastığında..
Türkiye’ye tehditler savurduğunda..
Birisi çıkıp da, DAEŞ’in talebini yayınlayıp, “Bu çağrı hakkıyla değerlendirilmeli.. Bu işin sonu yok” deseydi..
DAEŞ propagandası yapmaktan mahkum olur muydu, olmaz mıydı?
Bu da bir yana..
PKK’nın o bildirisinden bir cümle de vereyim..
Kimler, kimleri savunuyor, görün..
“Artık hiç kimse, (...) Kürt özgürlük hareketinden ateşkes ve çatışmasızlık beklememelidir.”
Evet, bildiri, PKK’nın bildirisi.
Kendilerine, “Kürt özgürlük hareketi” tanımı yapıyorlar..
Bunu yayan Gergerlioğlu da aynı kanaatte olmalı..
“Gergerlioğlu’na ceza verilmemeli idi” diyen Abdullah Gül de, aynı kanaatte olmalı..
Daha vahimi, PKK’nın tehdidi:
“Ateşkes ve çatışmasızlık beklemeyin”
PKK, “Bombalarım; askerinizi, polisinizi, sivilinizi öldürürüm. Benden ateşi kesmeyi beklemeyin” diyor..
Gergerlioğlu bunu onaylıyor.
Abdullah Gül de, destek çıkıyor..
Yazıklar olsun.. Binlerce defa..