• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Papazların en katı destekçileri solcu devrimciler!

31 Temmuz 2018
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Rahip Brunson..

Deniz Yücel..

Peter Steudtner..

Ali Gharavi..

Mathias Depardon..

Aggelos Mitretodis..

Dimitros Kouklatzis..

Kimi tahliye oldu.. Kimi adli kontrol ile bırakıldı. Kimisi de halen cezaevinde..

Ama hepsinde de ortak yan.. 

Dış merkezli bu oyunculara, içimizdeki solcuların/devrimcilerin sahip çıkmaları..

Rahip kisvesi altında gizli gizli casusluk egzersizleri yapan ABD vatandaşı Brunson gözaltına alınırken..

İçimizdeki Amerikancılar..

Müslüman isimleri ile aramızda dolaşan papazlar..

Solcu geçinen bilumum ABD’liler..

“Hoop efendim. Bir din adamını nasıl gözaltına alıyorsunuz” diye itiraz ettiler..

Rahip kılığına bürünmüş, her telden oynayan, bir ayağı PKK’lılarla buluşmak üzere Güneydoğu’da, bir ayağı FETÖ’cülerle buluşmak üzere İzmir’de olan bu ABD vatandaşından yana tavır aldılar..

Bir başka olayda..

Gazetecilik kisvesi altında Türkiye aleyhine kara propaganda faaliyetlerine yön veren Almanya’daki Die Welt gazetesinin Türkiye Muhabiri Deniz Yücel Emniyet’e götürülüp, ifadesi alınırken..

Bizdeki emperyalizm karşıtı geçinen devrimciler (!) yine karşı çıktılar.

Türk kimlikli papazlar, “olmaz, olamaz” bayrakları açtılar...

“Türkiye’deki basın özgürlüğüne vurulan darbe.. Artık basın hürriyeti kalmamıştır” diyerek, PKK propagandası yapan Alman vatandaşından yana oldular..

Farklı bir olayda..

İstanbul Büyükada’da, “stres, travma ve digital güvenlik konuları üzerine toplantı” kamuflajı ile buluşan, içlerinde Alman vatandaşı Peter Steudtner ve İsveç vatandaşı Ali Gharavi de bulunan 11 kişi gözaltına alındığında..

İçimizdeki sözde liberaller.. 

Demokrasi havarileri..

 “Bunlar insan hakkı savunucuları” diyerek cephe oluşturdular.. Alman vatandaşından, İsveç vatandaşından yana oldular... Emniyeti karaladılar.. Savcıyı hedef tahtasına koydular..

Yine farklı bir olayda.. 

Gazeteci kılığındaki Fransız Mathias Depardon, “Ben National Geographic dergisi adına belgesel çekiyorum..” mavalı ile, PKK’ya direnen dindar kimliğini kaybetmemiş nadir Güneydoğu illerimizden Batman’da çekim yaparken gözaltına alındığında.. 

İçimizdeki entel-dantel takımı, adetleri üzere yine ayaklandılar.. 

“Gazetecilik ölüyor.. Gazeteciler baskı altında” tempoları tutup, Fransızdan yana oldular..

Yakın tarihte, bir başka olayda..

Yunanistan ordusuna mensup teğmen Aggelos Mitretodis ile astsubay çavuş Dimitros Kouklatzis sınırı geçip, Türkiye Cumhuriyeti topraklarında askeri yasak bölgede, istihbari çalışmalar yaparken yakalandıklarında..

Her daim Yunan aşıklıklarını sergileyen, hümanist kılıklarında poz veren Rum sevdalıları sahneye çıkıp..

 “Canım ne var sınırı birazcık geçmişler ise.. Onlar bizim komşumuz.. Komşumuzun askerleri. Bırakıverin komşumuzun askerlerini” diye propaganda yaparak, 1920’lerde Türkiye’yi işgal eden Yunan’dan yana olanlar..

Yani son iki yıllık süreçte..

Her somut örnekte..

Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenlik güçlerinin.. 

Yargısının.. 

Yabancıları suçüstü yakaladığı her olayda..

Ya gazeteciliğin.. Ya temel hak ve özgürlüklerin.. Ya insan hakları etkinliklerinin kısıtlandığını iddia ettiler..

Türk polisi yerine.. 

Türk savcı ve hakimleri yerine.. 

Türk hükümeti yerine..

ABD’den.. ABD’lilerden yana oldular.. 

Almanya’dan.. Almanlardan yana tercih koydular.. 

Fransa’dan.. Fransızlardan taraf oldular.... 

İsveç’in.. İsveçlilerin yanında durdular.. 

Yunanistan’ın... Yunanlıların avukatlığını yapmaya kalkıştılar..

Tüm bu isimler şöyle veya böyle serbest kaldığında ise..

Bir koyundan çift post çıkarmak isteyen uyanıklar misali..

Yine Türkiye’ye vurmaya devam ettiler.  

Tahliyelerin “yargı kararı” ile değil, “diplomatik karar”larla gerçekleştiğini iddia ettiler..

İlgili ülkelerle yapılan pazarlıklar sonrasında, varılan anlaşmalar gereği olarak tahliye kararlarının alındığını öne sürüp, itiraz ettiler..

Hatta daha ileri gidip.. 

Türkiye’nin şantaja boyun eğdiğini ileri sürüyorlar..

Biz ABD’li papaz.. Alman gazeteci, Fransız belgeselci derken..

Bunların hepsinin avukatı konumunda, bir de karşımıza solak-devrimci yerli papazlar çıktı..

**

Bu yerli papazların çelişkisine bakar mısınız! 

Yabancı papazlar gözaltına alınır iken.. 

“Niye gözaltına alıyorsunuz ki.. Onlar din adamı.. Onlar gazeteci. Onlar insan hakları aktivisti” diyorlar..

Makul bir süre cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakıldıklarında ise.. 

“Ne oldu, şantaja teslim mi oldunuz? Niye bırakıyorsunuz” diye sorgulamaya kalkıyorlar..

Sanki tutuklanan herkes, ömür boyu tutuklu kalması gerekir imiş gibi..

Cezaevine konulan herkesin en az 15-20 yıl orda yatması gerekirmiş gibi..

Gözaltına alınmaya da itiraz ediyorlar.. 

Tahliyelere de itiraz ediyorlar..

Oysa bahsi geçen isimlerin kimisi gözaltına alınıp, sınırdışı edilmiş..

Kimisi 4 ay tutuklu kalmış.

Kimisi bir yıl tutuklu kalmış..

Kimisi bir yıl 8 ay tutuklu kalmış.. 

Kimisi de halen cezaevinde kalmaya devam ediyor..

Zaten bırakılanlar için bu süreler, 2 yıllık, hatta 4 yıllık hapis cezası verildiğinde cezaevinde geçirilecek süreye karşılık geliyor..

Eeee?

Ne istiyor, bizim yerli papazlar?

Açıkça söyleseler de, biz de bilsek..

**

Bir de..

Burda ismini anmadığımız, ABD’nin İstanbul Elçiliğinde çalışan Metin Topuz var..

Gözaltına alındığında..

Yine benzer iftiraları, sol medyadan okumuştuk..

ABD, sözümona Türkiye’yi tehdit etmişti.. 

Hatta Türkler için vize uygulamasını önce yavaşlatmış, sonra da tümü ile askıya almıştı.. 

Devrimbazların iddiasına göre, bundan sonrasında, Türkler için günyüzünü görmek mümkün değildi..

Metin Topuz da, uzun süredir cezaevinde.

Henüz tahliye de edilmedi...

Emperyalist ABD’ye rağmen.. Türkiye’yi boğmaya çalışan AB’a rağmen..

Yerli papazlara.. Solcu geçinen emperyalizm aşıklarına.. Devrimcilikten dem vuran statükoculara rağmen..

Türkiye dik duruyor.. Hem dışarıya karşı..

Hem de içerdeki hainlere karşı!

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23