• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

ODTÜ’lülere destek verenler, Safiye İnci’yi niye linç ediyorlar?

22 Temmuz 2018
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Her ne kadar..

“Olmaz.. Bu özgürlük değildir. Düşünce hürriyetinin anlamı, istediğine hakaret etmek değildir” desek de..

Solaklara anlatamadık.

Kemalistlere kabul ettiremedik..

Ağzını açan, “Özgürlük” diyor, klavyenin başına geçen “Nerde düşünce hürriyeti” diyordu..

Öyle ki..

Hiçbir esprisi olmayan. Hiçbir anlamı olmayan. Hiçbir mantıklı izahı olmayan bir çizimle.. Halkın % 52’sinin oyunu alan Tayyip Erdoğan’ın çizimini hayvan bedenlerine baş yaparak hakaret ediyorlar..

Gündemde, bunu destekleyen bir tartışma yok. Yapılan çizimin arka planında bir sanatsal dayanak yok..

Sırf küçük düşürmek için, sırf küfür olsun diye, ODTÜ’lü öğrenciler, mezuniyet töreninde o tahkir edici çizimleri pankart şeklinde taşıyorlar..

Haydi onlar öğrenci.. Yaptıklarının ne anlama geldiğini farkedemiyorlar..

Birileri ellerine tutuşturmuş.. Onlar da o pankartı taşıyarak Türkiye’yi kurtaracaklarını sanıyorlar.. Bir hainliğe imza atıyorlar..

Peki..

Sonrasında..

O hakaret içerikli çizimi paylaşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ne diyeceğiz?

Karikatürü taşıyanlara destek veren CHP’li milletvekillerine ne diyeceğiz?

Hakarete savunma üreten hukukçu görünümlü profesörlere, gazetecilere ne diyeceğiz?

Hepsi ağız birliği içinde..

“Ne var, ne olmuş? Bu ülkede karikatür yapmak da mı yasak” diye söze giriyorlar.. “Katılırsınız, katılmazsınız.. Bir ifadeden dolayı, bir çizimden dolayı, insanlar gözaltına alınmamalı. Tutuklanmamalı. Sorgulanmamalı. Hangi çağda yaşıyoruz arkadaşlar” diye devam ediyorlar.

Hele hukuk profesörü unvanı almış biri var ki..

Hakareti direkt savunmak, kendisine de biraz ağır gelmiş olmalı ki, sureti haktan görünme mecburiyeti hissediyor ve hakaret içerikli pankartı bakın nasıl savunuyor:

“Cumhurbaşkanlığı öyle büyük bir makamdır ki.. Tayyip Erdoğan öyle büyük bir makamda oturmaktadır ki.. Ona yönelik hakaret içerikli olsa bile.. O çizimlerle kimse bir zarar veremez arkadaşlar.. Bırakın yapsınlar. Bırakın taşısınlar.. Bakıp geçersiniz.. Bu kadar.. Bu kadar yani.. Nedir soruşturma açmak, nedir gözaltına almak..”

Ne kadar özgürlükçü, ne kadar hoş, ne kadar insani, ne kadar çağdaş, insan haklarına saygılı söylemler değil mi!

Bu sözler sayesinde sizler de..

“Birazcık hoşgörülü olalım ya.. Sanata, bilime, karikatürlere, eleştirilere birazcık katlanalım.. Böyle de olmaz ki.. Biz de çok tahammülsüz olduk ya.. Bir mezuniyet töreninde, dört tane öğrenci Başkan’ı hayvan olarak çizen karikatür taşıdı diye, onlara soruşturma açılması da gerekmez ki!” demeye başladınız değil mi?

O zaman sıkı durun..

Sizi baskı altına almak isteyen Kemal Kılıçdaroğlu’ndan, CHP milletvekillerine, hukukuçu profesörlere, CHP kafalı gazetecilere kadar hepsinin, bu söylediklerinden tornistan etme vakti geldi çünkü..

“Ne oldu ki? Hidayete mi erdiler?” diye soracaksınız.

Yok, yok hidayete eren falan yok..

Onların başkanlarına benzer bir hakarette bulunan oldu da.. Tornistanları onun için..

Nedir olay?

Tesettürlü bir kadın.. Anıtkabir’e gitmiş.. Anıtkabir’de iken, kendisinin çekimini yapmış. Atatürk’ü sevmediğini, Anıtkabir’e gitmekten pişman olduğunu söyledikten sonra, bir de, Tayyip Erdoğan ile Atatürk’ü kıyaslayıp, Atatürk’ü Erdoğan karşısında tahkir edici bir noktaya indirecek söz sarfetmiş..

O sözcük itibari ile söylüyorum..

Hakaret mi?

Bence de hakaret..

Ancak kadının iddiası şu: “Kemalist bazı kişilere kızdım. Onlar yüzünden böyle bir şey söyledim”

Bu savunma, hakaretin varlığını ortadan kaldırır mı?

Kaldırmaz.

Ancak bir şey daha söylüyor kadın: “Ben bu videoyu herhangi bir mecrada paylaşmadım. Sadece bir kişiye, kızdığım kişiye gönderdim.”

İşte bu noktada.. Hakaret suçunun oluşup oluşmadığı, daha önemlisi, Atatürk’e yönelik bir hakaret mi, yoksa kızdığı Kemalist kişiye yönelik bir hakaret mi olduğu tartışması başlar..

Başlar ama.. Orası teknik bir konu.. Onu es geçelim..

En azından, kadının Atatürk’e yönelik o nahoş ifadesinden dolayı özür dilediğini, sevenlerinden de özür dilediğini belirtip, ODTÜ’lülerde böyle bir nezaket de yaşanmadığını hatırlatıp..

“Düşünce özgürlüğü”nden dem vuran Tayyip Erdoğan düşmanlarına dönelim..

Tayyip Erdoğan’a hakaret söz konusu olunca.. “Geniş olun biraz.. Hoşgörülü olun. Düşünceye saygılı olun” diyerek, hakaretlere tahammül etmemizi isteyenler, son olayda ne yapıyorlar diye bakıyoruz..

Atatürk’e küçücük bir söz sarfedildiğinde, acaba ne düşünüyorlar diye bakıyoruz.. 

Sosyal medyada, tesettürlü kadın için ağır küfür edenleri bir kenara bırakın.. 

“Onun da, onu henüz gözaltına almayan polisin de, tutuklamaya sevketmeyen savcının da (bu baskılar sonunda gözaltı da gerçekleşti zaten), tutuklamayan hakimin de” diyerek.. Küfürlerin nasıl havada uçuştuğunu görüyoruz. 

Kemal Kılıçdaroğlu’na bakıyoruz.

“Düşünce özgürlüğü”nün öneminden bize şöyle bir nutuk atmıyor..

CHP’li milletvekillerine bakıyoruz. Tayyipler Alemi hakaret içerikli çizimi paylaşan CHP’li milletvekillerine bakıyoruz.

“Çağdaş dünyada ifade hürriyetinin ne kadar önemli olduğu”na dair iki çift laf etmiyorlar..

Hukukçu profesörlere bakıyoruz.. “Hoşgörülü olalım.. Atatürk öyle bir büyük adamdır ki, ona herhangi birisinin şunu-bunu demesiyle kendisine bir zarar gelmez. Bırakın isteyen istediğini desin” diyen hiç kimse yok..

Herkes, linç grubuna katılmış, Safiye İnci için, “Tutukla. Tutukla.. Tutukla” diye tempo tutuyorlar..

ODTÜ’lüleri nasıl savunduklarını unutmuşlar..

ODTÜ’lülerin olaydan duydukları küçücük bir pişmanlığı bile dile getirmediklerini görmezden gelmişler..

ODTÜ’lülere özgürlük istiyorlar..

Safiye İnci için ise.. Özür dilemesine rağmen..Nerede ise, “İdam isteriz” diye bağırmaya hazırlanıyorlar!

ODTÜ’lülere destek çıkan riyakarların gerçek yüzünü, biz anlatamadık..

“Hayvanların başına yerleştirdiğiniz Tayyip Erdoğan çizimi yerine, Atatürk çizimi olsaydı, aynı özgürlüğü savunur muydunuz” diye sorduk..

Sessizlikle, soruyu geçiştirmeye çalıştılar..

Sözünü tasvip etmesem de.. Safiye İnci, Kemalistlerin riyakarlığını, yaşadıkları ile tüm Türkiye’ye göstermiş oldu.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23