• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Klasik FETÖ söylemi: “10 yıldır yapılan ekonomi politikası hataları”!

31 Temmuz 2023
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Sabancı Üniversitesi’nin maaşlı hükümet karşıtı profesörü Özgür Demirtaş, birkaç gündür sessizliğe garkolmuştu..

Önceki gün yine, “ben buradayım” demiş..

Yaptığı paylaşımda, “Büyük işsizlik geliyor. Son 10 yıldır yapılan ekonomi politikası hataları çok pahalıya patlıyor, patlayacak...” demiş..

Son 10 yıla bakıyorum..

“Bir mesaj mı verilmek isteniyor” diye, özellikle “10 yıl geriye” gidiyorum..

“Özgür bey, ‘laf olsun, torba dolsun’ diye.. 10 yıl demiş olamaz. 10 yılın bir anlamı olmalı” diyor ve 2023’ten 10 çıkarıyorum..

“2013 yılı”nı buluyorum..

2013 yılında neler olmuştu?

2013 Haziran’ında gezi isyanı..

Birkaç ay sonrasını hesapladığımızda da..

17-25 Aralık FETÖ’nün emniyet darbesi..

Ama bunun ikisinin de, “Ekonomi politikaları hataları” başlığında değerlendirilecek bir yanları yok..

O zaman sormak zorunda kalıyorum..

Birçok politikacıdan da benzer açıklamalar duyduğumuz için, özellikle ve önemle soruyorum..

Özgür Demirtaş ve benzeri muhaliflere, “2013 öncesi ve 2013’den sonraki dönem” diye, AK Parti’nin iktidar yıllarını niye ikiye ayırıyorlar..

2002-2013 arası, ilk dönem. O dönem büyük başarıların elde edildiği dönem.

Ve..

2013 sonrası..

Her şeyin berbat edildiği dönem..

Bu noktada düşünüyorum, 2013’te ne oldu ki, Ortaçağ’ın kapanıp, Yeniçağ’ın başlamasındaki İstanbul’un fethi mihenk taşı kabul edildiği gibi..

2013 yılı da, tersine bir mihenk taşı olarak mı damgalanmak isteniyor, diye merak ediyorum..

2013 yılındaki ekonomi politikalarında önceki yılların aksine farklı bir uygulama, göremiyorum..

Var ise, Özgür Demirtaş çıkıp anlatsın..

Ve tam bu noktada, AK Parti’nin iktidarını, “2013 öncesi ve 2013 sonrası” diye ikiye ayıranların, Özgür beyi hariç tutarak, sorgulamasını şu açıdan yapmak istiyorum: 

“Bu ayrımı yapanlar, FETÖ’nün tesiri altında mı kalıyorlar?”

Hatta..

“Bu ayrımı yapanlar, direkt FETÖ’den mi talimat alıyorlar..”

Öyle ya..

2013’te FETÖ’nün tasfiyesi ile ilgili başlayan mücadele dışında, Türkiye’de kayda değer başka bir olay yok ki..

Niye papağan gibi, “2013 öncesi ve sonrası” yorumları yapılıyor?

Bu noktada, Özgür Demirtaş da yardımcı olsun, çıkıp açıklasın..

Niçin 10 yıl dedi..

10 yıl öncesinde, ekonomi alanında hangi değişiklik oldu da, ondan sonrası için, “Ekonomi politikası hataları” olarak tanımladığı ve şimdi “çok pahalıya mal olacak” dediği yanlışlar silsilesi (!) başladı?

Çıksın, “Ahan işte, 2013 yılı Haziran ayında alınan şu ekonomik karar” desin..

“Onun sonrasındaki, 2013 yılında alınan şu ekonomik karar” desin..

Bu söylemin altı, somut siyasi iktidar kararları ile doldurulamıyorsa..

Kusura bakmasınlar..

Bilimsel konuştukları izlenimi verseler de..

“Film çevirdikleri”ni kendilerine hatırlatmamız gerekiyor..

Ki, 2013’den bu yana işlerin kötü gittiğini iddia edenlerin arasında, AK Parti’den istifa edip, CHP’ye kuyruk olan politikacılar da var..

Oysa onlar, örneğin Ali Babacan.. 2013 sonrasında da, 2014, 2015 yıllarında hem milletvekili, hem bakanlık koltuklarında oturuyordu.

2018 yılına kadar da, milletvekilliği devam etti.

Ahmet Davutoğlu ise, 2013’ten 2016’ya kadar devam eden bakanlığı, hatta başbakanlığı var.. Milletvekilliği ise, 2018’de sona erdi..

Eee?.

Özgür Demirtaş’ın, Ali Babacan tarafından, CHP öncülüğündeki Millet İttifakı seçimi kazansaydı, Merkez Bankası başkanlığı için önerildiği iddiasındaki ihtimali de dikkate alarak kendisine soralım..

“Kankan Babacan, 2018’e kadar AK Parti’de milletvekilliğini sürdürdüğüne göre, ekonomik hatalarda onun da sorumluluğu yok mu?”

Öyle ya..

“10 yıllık ekonomik politikalardaki hatalar” tanımında Özgür bey ısrarcı ise..

“Lafın gelişi ‘10 yıl’ dedim.. Aslında ‘5 yıl’ diyecektim” şeklinde, sözlerini düzeltmeyecek ise..

Kankası Ali Babacan’ı da sorumlu tutmuş oluyor..

Şunu söyleseler, anlarım..

“Her temizliğin, bir faturası çıkar.. Son 10 yıl içinde, Türkiye iki terör örgütünü birden tasfiye için geceli gündüzlü çalışıyor, dolayısı ile bu temizlik harekatının faturasını önümüzdeki bu süreçte çekmek zorundayız!”

Bunu söyleseler, kendilerine bir aktüel örnekle destek bile veririm..

Örneğin, Akit Medya grubunun bulunduğu binada çıkan yangın sebebi ile 3 aydır temizlik yapılıyor..

Fazladan faturalar ödüyoruz..

Ama hâlâ, binaya girip, çıktığımızda, üzerimize is kokusu yerleşiyor..

Yangının faturasını, hem fiziki olarak yapılan temizlik ile onun bedeli olan maddiyatla ödüyoruz.

Hem de, üzerimize sinen is kokusu ile ödüyoruz..

Benzer şekilde, eğer devletten FETÖ’yü tasfiye kararı alınmışsa. 

Ki alındı..

Bu tasfiye operasyonu, bedavaya olmuyor..

Mutlaka bir bedel ödenmesi gerekiyor..

Yine 2013’ten sonraki dönemde, FETÖ’nün tasfiyesi ile birlikte, eski yıllarda FETÖ’cülerin kendi nihai amaçlarını gerçekleştirmek için sürekli kullandıkları PKK terör örgütü de, kararlılıkla tasfiye noktasına getirilmiş ise..

Bunun da devlete ve millete çıkan bir faturası var..

“Bu faturalar sebebi ile devletimiz diğer yıllara göre biraz daha ekonomik açıdan bazı sıkıntılara düştü” derseniz..

Hep birlikte, “Evet, elimizden geleni yapalım, bu tasfiyeyi başarı ile bitirelim, gerekirse faturaları millet olarak ödeyelim” deriz..

Ama, 40 yıldır devletin kılcal damarlarına sızdırılan, CIA işbirliği ile yapılanmış FETÖ’nün devleten tasfiyesinin, ekonomik hiçbir sıkıntıya düşmeden yapılabilineceği söyleniyorsa, bunun adı, “ekonomi bilimi” değil, hokkabazlık olur..

Bir de tam FETÖ’nün emniyet-yargı darbesinin yapıldığı yıla kadar giderek, “Ekonomi politikalarında hataların başladığı dönem” tanımı yaparsanız..

Tekrar sormak zorunlu olur: “2013’te, Ahmet Davutoğlu siyasi iktidar içinde iken.. Ali Babacan hükümette iken. Mehmet Şimşek hükümette iken.. Ekonomi politikalarındaki hatalar nelerdi?”

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Fatih

Güzel bir yazı olmuş lakin Ali Bey'in atladığı bir taraf var Ali Babacan da zamanında bundan bahsetti ekonominin bu safhaya evrilmesinin başlangıcı özel sektöre verilen hazine garantili dış borçlar sonrasında covit etkisi ile ekonomilerin içe kapanması döviz akışının kesilmesi bu nedenle dış borclarin ödenebilmesi için merkez bankasindaki dövizleri gizli gizli bozdurulmasi bu neye neden oldu döviz sıkıntısına düşülmemesi için faize karşıyız politikasıyla beraber doların yabancı paraların değerlenmesi ve TL'nin değer kaybetmesine neden oldu yani hukumetin 10 yıl icerisinde kendine yakın iş adamlarina kefil olduğu dış borclar şu an vatandaşın ekonomik sıkıntı çekmesinin başlangıcıdır bunu sizde çok net farkındasınız

Cemil

Önce aynaya bir git ve bak Kamuya mal olmus bir kisiye fettan derken bak bir fettan varmi.ayrica ailenden birkisiye fettan de bakalim.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23