Her şeye maydanoz olan Ekrem “Hırsızların elini sıkmam”a suspus!
Her şeye maydanoz olan Ekrem “Hırsızların elini sıkmam”a suspus!
ALİ KARAHASANOĞLU
Önceki gün Sabah gazetesinde Mahmut Övür yazmış, gazetemiz de Arşiv sayfasında bu yazıyı iktibas etmişti.
Birileri, yalan-kurgu ile “AK Parti içinde çok yıllar hizmette bulunmuş, tanıdığım birisi söyledi. Ekrem İmamoğlu’na yapılan muamelenin yanlış olduğu, parti içinde de söyleniyor. Siyasi bir operasyon olduğu konuşuluyor” kendince algı operasyonlarına imza atsa da.
Değil AK Parti içindeki isimler, Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluk yapmadığını iddia etsin..
Sol kesimdekiler bile, İBB eski başkanının ne yaman bir rüşvetçi olduğunu, alenen dillendiriyorlar.
Barış Yarkadaş, CHP içinden birisi..
Dedikleri, yenilir yutulur şeyler değil..
Gürkan Hacır, çok net anlatımlarda bulunuyor..
Gürsel Tekin, iki günde bir “Bana bazı şeyleri anlattırmayın” diyerek, sabrının taşırılmamasını rica ediyor..
Ama birileri hâlâ, “AK Parti içinden bir dostum” diyerek, ismini vermeden, aslında da öyle birisi olmadığı halde, gerçek dışı rahatsızlıklar varmış algısı yapıyor..
Onlar AK Parti içinden rahatsızlar varmış algısı yapmaya devam ededursunlar..
Solculuğu konusunda kimsenin tereddüt etmediği Enver Aysever’in Ekrem İmamoğlu’na karşı çıkışı gündeme bomba gibi oturdu..
Övür’ün yazısından aktarayım:
“Eski CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu ve Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney cezaevine yeni gelen gazeteci Enver Aysever’e geçmiş olsun dileklerini iletip sohbet ederlerken, araya sürpriz bir isim girer ve elini Aysever’e uzatır:
‘Hoş geldin Enver, geçmiş olsun...’
Sesin sahibi (..) Ekrem İmamoğlu. Ancak İmamoğlu’nun eli havada kalır ve Aysever’in tokat gibi cevabı cezaevi görevlileri dahil herkesi şoke eder:
‘Çek kirli elini hırsızların elini sıkmam...’
İmamoğlu: Ne biçim konuşuyorsun lan
Aysever: O biçim konuşuyorum lan...”
Bu diyalog doğru mudur?
Enver Aysever, Ekrem İmamoğlu’na bu şekilde hitap etmiş midir?
Ekrem İmamoğlu’ndan yalanlayan bir açıklama yok. Sakın bana, “Adam cezaevinde. Nasıl açıklama yapsın ki” demeyiniz..
Cezaevinde iken, belki kendisi avukatlarına söylüyor, belki yetki verdiği kişiler onu adına, 24 saat açıklama yapıyorlar. Venezuela’dan başlayın, Nobel ödülü verilen soytarılara kadar, nicelerine tebrik, nicelerine de tehditler savuruyor..
Şimdi kendi başından geçen bir olay hakkında, “öyledir” veya “öyle değildir” demesi, çok mu zor?
Ekrem İmamoğlu’ndan bir açıklama yok.
Aynı anda olaya şahit olduğu ileri sürülen eski CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu ve Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney’den de açıklama yok.
Peki kimden var?
350 bin maaş ile.. O da nasıl bir maaş ise.. Ama devamı daha müthiş. 450 bin TL aylık kirası olan 3 katlı villada oturan Murat Ongun”un avukatı Yiğit Akalın “ben oradaydım” diyerek açıklama yapıyor:
“Yalan. Dün ben görüşürken Aysever ta baştaydı. Sayın Ekrem İmamoğlu, ‘Geçmiş olsun’ diye bağırdı. O da ayağa kalkıp kapısını açıp sesin ulaşması için, ‘Sağ olun başkanım
sizlere de’ dedi.”
Peki Yiğit Akalın’ı doğrulayan, Ekrem İmamoğlu’na ‘hırsız denilmediği’ni söyleyen ikinci bir isim var mı?
Yok..
Enver Aysever’den bir açıklama var mı?
Üzerinden bir gün geçti.. Yok..
Hatta önceki gün akşam, “Avukattan yalanlama” başlığı ile hava tersine çevrilmeye başlandığında..
Herkes, açıklama yapan avukatın, Enver Aysever’in avukatı olduğunu sandı.
Avukat, Ekrem’in ve Murat Ongun’un avukatı imiş..
Enver Aysever’in avukatı Mikayil Dilbaz ise, konuyu bilmediğini, dün için cezaevine gidip, Enver Aysever’e konuyu soracağını açıklamıştı.
Dün akşam saatlerine kadar bekledim.
Mikayil Dilbaz’dan bir açıklama gelmedi.
Mahmut Övür’ün açıklamasındaki, “Enver Aysever’e baskı var” yorumu, gerçek ki, konunun üzeri örtülmeye çalışılıyor..
Şimdi buyursun solcular..
Onlarla birlikte hareket eden bizim mahallenin muhafazakarları, “masumiyet karinesi” edebiyatı ile Enver Aysever’in bir solcu olarak “hırsız” diye nitelediği adamı korumaya çalışan bilumum “Doğruculuk” rolüne bürünen ahali..
Bize açıklasınlar..
Biz anlattık. Anlamadınız.
“İki villa, bedavaya alınmış” dedik, lafı değiştirdiniz..
“Üstelik villaları veren, iki ay önce İBB’de ihale almış” dedik.. Duymazlıktan geldiniz.
“Villayı satan, açık eksiltme ile değil, pazarlık usulü ile ihaleyi almış” dedik, havalara baktınız.
“İBB’den işi alan müteahhit, adet olmadığı halde, ihalenin % 10’unu, hiçbir iş yapmadan peşin avans almış, hemen akabinde de, iki villayı devir etmiş” dedik..
Şarkı söylemeye başladınız..
Haydi bakalım, Enver Aysever’in çıkışını nasıl değerlendireceksiniz, görelim..
Ki, Aysever’in belki de tutarlı olmak için kendisini zorladığı o ‘hırsız” nitelemesi, “Solcular insanı sever. Sağcılar parayı sever” şeklindeki kendisine ait sözün CHP’li başkan nezdinde de tekzibi anlamına geliyordu..
Kim bilir belki Enver Aysever, “solcular insanı sever” sözünde, kendisini haklı çıkarmak ve Ekrem İmamoğlu’nu solculardan saymamak için, bu çıkışı yapmayı, kendisine bir borç bilmiştir..
Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz..
Enver Aysever’in sözü ile kimse hırsız olacak değil, Aysever’in sözü ile hırsızlıktan kurtulacak değil..
Ama..
Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluğu, kendi parti tabanında bile kabul edilirken..
CHP yönetiminin, havalara bakarak şarkı söylemesi çok uzun sürmeyecektir..
Belki ilk duruşma ile. Belki ilk duruşmadan da önce..
Ekrem İmamoğlu, yanındaki paradan beslenen ekibi, kendisini terketmiş olarak görecektir..
Keşke suç işlememiş olsaydı da.. CHP’liler kendisini terketse bile, biz gönüllü olarak onun savunmasını yapsaydık..
Ama öylesine suça batmış ki..
Enver Aysever’in “Hırsızın elini sıkmam” sözüne, günler geçti, tek kelime cevap veremedi..
Halktv’den gelen ısmarlama avukatın “yalanlaması” da, öyle cılız kaldı ki..
“Aman beni bulaştırmayın” dercesine, Ekrem İmamoğlu’nu savunan medya organları bile, konuya girmekten kaçınıyorlar..
Haydi FETÖ’cüler, geç kaldınız. Hemen yazımın altına, başlayın yorumlara: “Senin Ekrem’den başka bildiğin başka bir şey yok mu?”
Muhafazakar kesimdeki, hıyarlara tuz yetiştirmeye çalışanlar gerçeği kabullenene kadar..
CHP içindeki diğer Enver’ler de gerçeği öğrenene ve kabul edene kadar, bizim görevimiz bu..
Sonrası mı?
Sonrasında, nasıl ki Cem Uzan’ı yıllarca yazdık, gerçek kamuoyu tarafından öğrenildi, hortumcu kaçtı, şimdi ise onu sadece zaman zaman hatırlatıyoruz..
Ekrem’in gerçek yüzü de kamuoyu tarafından öğrenilir, işte o günden sonra, biz de Ekrem’i sadece zaman zaman hatırlatırız..
Umudumuz, yeni Ekrem’lerin, bunların peşinden gelmemesi..