• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Edep, ahlâk, namustan bahsetmeyin, Ekrem kızar sonra!

10 Şubat 2021
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

“Toplumu eşcinsel evliliğe hazırlama” sözü veren CHP’li Ekrem İmamoğlu, dindarları nasıl kafa kola alırım diye düşünmüş olmalı ki, seçim sonrasında bir süreliğine ara verdiği Cuma namazına gitmiş.

Berhan Şimşek gibi yapmamış.

Ne yapmıştı, CHP’li eski vekil Berhan Şimşek?

“Farzı kılıp, hutbeyi dinlemeden çıkmış”tı.

Nasıl olabiliyorsa bu?

Bizim bildiğimiz, önce hutbe okunur, sonra farz kılınır..

Olsun, CHP’liler, gitmedikleri Cuma’ları kılıyor edası ile hava atacaklar ya..

Berhan da “Farzı kılıp, hutbeyi dinlemeden çıkma” olarak özetlemişti, Cuma namazı ile ilgisini..

Ekrem biraz daha profesyonel.

“Müdafaa” olan soyadını, boşuna İmamoğlu’na çevirmemiş..

Farzın, hutbeden sonra kılındığını biliyor..

Hatta, imam hutbe okurken, söylenilenleri, söylenilmeyenlerle birlikte hemencecik anlıyor..

Son hafta, imam hutbede nasihat ediyor:

“Muhterem Müslümanlar!

Gençlik, insan ömrünün baharıdır. Hayallerin ve fikirlerin yeşerip geliştiği, güç ve heyecanın zirvede olduğu dönemdir. Gençlik iyi değerlendirildiğinde kişiye dünya ve ahiret saadetini kazandıracak, aksi halde ise pişmanlıkla anılan yıllara dönüşecektir. Nitekim Peygamberimiz (s.a.s) ‘İhtiyarlık gelmeden önce gençliğin kıymetini bilin!’ buyuruyor.”

Ekrem söylenilenleri hemencecik anlıyor..

Söylenilenleri ve söylenilmek istenilenleri..

Söylenilen basit..

Gençlere, “Gençliğinizin kıymetini bilin” denilmek isteniyor. 

Ama Ekrem uyanık..

Bu söylenilen ile birlikte..

Söylenilmek istenilenleri de şıppadanak anlıyor..

İmam, niye gençlerden bahsediyor ki, diye düşünüyor..

Hemen olayı çakıyor..

Boğaziçili öğrenciler eylem yapıyor.

İmam efendi de Boğaziçili öğrencilere nasihat ediyor..

Başka türlüsü, imkanı yok, olamaz..

Türkiye’deki gençlerin tamamı Boğaziçililer..

15 bin genç öğrencisi var..

100 kadarı, bilemediniz 200 kadarı eyleme karışıyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı da yemiyor, içmiyor, 25 milyon genç olan Türkiye’de, 200 kişilik Boğaziçi öğrencilerine hitaben bir hutbe hazırlıyor.

İçinde Boğaziçi geçmiyor.

İçinde eylem geçmiyor.

İçinde hocalarınıza saygılı olun diye bir şey geçmiyor.

Ama Ekrem, hemencecik olayı kavrıyor..

Daha imam efendi, hutbesinin giriş sonrasındaki bölümde, 

“Sevgili Genç Kardeşim!

Sen, şimdi hayatının en kıymetli anındasın. Aziz milletimizin ve insanlığın umudusun. Zira sen, Hz. İbrahim’in tevhid mücadelesini, Hz. İsmail’in teslimiyetini, Hz. Yusuf’un onurunu, Ashâb-ı Kehf’in samimiyetini ve Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.s) hak davasını kuşandığı çağdasın. Hz. Asiye’nin imanını, Hz. Meryem’in ahlâkını, Hz. Hatice’nin cesaretini, Hz. Âişe’nin ilim aşkını gönlüne nakşedecek yaştasın” sözlerini sarf etmeden..

Ekrem hükmünü veriyor:

“Çok manidar”

Ve bu tespitini, “Akit’ten sakın kimseyi çağırmayın” diye tembihleyerek topladığı gazetecilere aktarıyor:

“Basında gündeme gelmedi ya da yeterince gelmedi. Boğaziçi’ndeki öğrencilerin dertlerinin, sıkıntılarının anlaşılmaya çalışıldığı bir haftada gençlere, edep ve ahlak dersi verilen bir Cuma hutbesi okunmasını da manidar buluyorum.”

Ay ay ay..

“Boğaziçili öğrencilerin dertlerinin sıkıntılarının anlaşıldığı” imiş.

Ne imiş bunlar?

Ne dertleri varmış, Boğaziçili öğrencilerin?

Ne sıkıntıları varmış?

Melih Bulu’nun rektör olmasından başka..

O sıkıntıyı da kendi kendilerine edindiler..

Onlara ne ki, rektörlük koltuğunda Melih mi oturmuş, yoksa Mehmet mi?

Oturup derslerine baksınlar..

Yok, derslerine bakmayacaklar..

Rektöre, “Gelsene konuşalım” diyecekler.

Rektör yanlarına inecek..

İlk sözleri, “Utanmıyor musun” olacak..

18 yaşındaki edep nedir, büyüğe saygı nedir bilmeyen, terbiye yoksunu çocuk, babası yaşındaki profesöre “utanmıyor musun” diyecek..

 Üzerinden üç hafta geçtikten sonra bile..

Diyanet İşleri Başkanlığı, “Namaz ile ilgili ayetleri önceki hutbelerde verdik. Sadaka ile ilgili hutbe verdik. Bu hafta da gençlere yönelik tavsiyeleri içeren bir hutbe hazırlayalım” diye düşünmeyecek, düşünemeyecek, düşünse bile, bunu hazırlamayacak..

Öyle diyor, Ekrem efendi.

Yani onların sokağa tahrik ettikleri gençler, edepsizlik yapacaklar..

Hocalara hakaret edecekler..

Polis araçlarına saldıracak, taşla vuracaklar..

Diyanet bir hutbe hazırlayıp da gençlere yönelik olarak “ahlâk” nasihatinde bulunursa, “Bu Boğaziçili öğrencilere yönelik anlaşılabilinir. Onun için Diyanet bu hutbeden sarfınazar etmeli” denilecek..

İşi o zaman..

Boğaziçililer, gaylik, lezbiyenlik savunuculuğu yapıyorlar..

Ekrem beyin talebi üzerine, Diyanet bundan sonra, yanlış anlaşılmasın diye, gaylik lezbiyenlik ile ilgili hutbe de hazırlamasın..

Başka.

Boğaziçili öğrenciler, serbest hayattan, evlilik dışı ilişkilerin olabilirliğinden bahsediyorlar..

Diyanet zinanın haram olduğuna dair hutbe de vermesin..

Başka?

Boğaziçili öğrenciler, polis araçlarına saldırıyorlar.. Polislere tekme atıyorlar..

O zaman, Diyanet de polise, devletin görevlilerine yönelik, büyüklerinize yönelik fiziki şiddet uygulanmasının doğru olmadığına dair hutbe de hazırlamasın..

Diyanet; hutbeleri, Boğaziçili öğrencilere göre hazırlasın..

Daha doğrusu, hazırlayamasın.

Çünkü din adına ne varsa, bunların nezdinde onların değeri yok.

Kâbe’nin değeri yok..

Üzerine Şahmeran’ı basıp, yere seriyorlar..

İslâm’ın değeri yok..

Kıblesinin dört bir kenarına gaylerin bayrağını yerleştiriyorlar..

Boğaziçililer, rektörü bile kendileri seçecekler ama.

Bay Ekrem’in anlattığına göre, Diyanet hutbede hangi konuyu işleyeceğini kendisi seçemeyecek!

Bay Ekrem’e soracaklar, “Affedersiniz, bu hafta hangi hutbeyi okuyalım?”

Bay Ekrem de listeyi verecek, “Belediye başkanlığı koltuğunda CHP dışında birisi varsa, israfı işleyin. Başkanlık koltuğunda ben varsam, israfa girmeyin..”

Listeyi sürdürecek..

“Başkanlık koltuğunda ben oturuyorsam, gayleri lezbiyenleri kucaklamayı, onlara hoşgörülü olmayı anlatın. Seçim öncesindeki dönem ise, Eyüp Camii’nde Yasin suresini okumanın faziletini anlatın.”

Öyle mi Ekrem efendi?

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Kadir başhoruz

bir yazı okumuştu, diyorki bana hava atma senin havandan arabamın tekerinde, de var demiş hav atmaya caka satmak bize sökmez ibadetle gösteriş rıya olmaz önce, iman etmek lazı,. Olma, halkın maskarası yoksa olur yüzkarası.

Ahmet

... sadece şunu diyeceğim bizim mahalle gevelemeyi bıraksın öğrencinin kişisel sorunlar harici gösteri hakkı olamaz olmamalı
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23