Tamam inşaallah
Tamam inşaallah
Ali Akben
Cumhurbaşkanımızın dün Kızılcahamam Kampında yaptığı konuşmasını tarih kitapları altın harflerle yazacak ve yeni Türkiye’nin kuruluşu, Türkiye yüzyılının da başlangıç manifestosu olarak kayıtlara geçecektir.
Geçmişten günümüze ülke olarak ödenen bedeller ve acı hatıralarla başladığı konuşmasında, devletimizin bölünme aşamasına kadar getiriliş sürecinde geçmiş dönem siyasilerin başarısız olma sebeplerinden örnekler verdi.
Bu tarihi adımın ülkemiz geleceği için niçin elzem olduğunu değişen ülke ve dünya konjonktürüne vurgu yaparak akıllara kazıdı.
2009 dan bu yana devletimiz kökü dışarda bu musibeti def etmek için bulduğu her çare ve çözüme karşı işbirlikçi odaklarla beşinci kol faaliyetçisi unsurların keskin direnci ile karşılaştı ama yılmadı yıkılmadı direndi ve kazandı.
İlk çözüm sürecinde, cumhurbaşkanımız yerinde çözüme destek olmak için büyük umut bağladıği âkil insanlardan beklenen sonucu almak şöyle dursun ipe un serildiğini ve yerli işbirlikçilerin bir kısmının açık ihanetini görünce sadece dağdaki canilerle değil aynı zamanda çözümün önündeki diğer engellerle de mücadele etme gerçeği ile yüzleşti.
Bu ilk süreçte devletimiz kadife eldiveni ile uzun süre sabrederek çözümün kör düğüm olmasına fırsat vermemesinden fayda uman PKK canileri ağababalarından aldığı talimatla ülkemizin doğusundaki illerde para basmak hatta mahkemeler kurmaya kadar akla muğayir eylemler ve halkı yıldırma politikaları ile ülke başına bir kez daha bela olmada inadım inat direnince olanlar oldu.
Kadife eldivenler demir yumruk oldu ve fetö tuzaklarına rağmen aylarca süren temizleme harekatı ile devletimiz içindeki safralar dahil birikmiş pislikleri açtığı çukurlara gömdü ama çözüm süreci de maalesef çözüm üretmeden sonlanmış oldu.
O gün bu sürece karşı dik duran Devlet Bahçeli’nin, Ekim 2024’de başlattığı bu yeni sürece karşı ülke içinden ve dışından engellemelere rağmen çok şükür bugünlere gelindi.
11 Temmuz cuma günü devletimizin gözetiminde kuzey Irak’tan başlayan silahları yakarak teslim olma töreni ile terörsüz Türkiye fitili fiilen ateşlendi.
PKK sadece silah bırakmayacak aynı zamanda piyonu olduğu emperyalist ülkelerin dümen suyuna gitmekten de vazgeçerek ülkemizin kanunlarına uygun siyasi faaliyetlerle demokrasimizi güçlendirmek için devletimize yardımcı olacak.
Süreci baltalamak için elinden geleni geri bırakmayacak zinde bir kesim mevcut ve yine bildik naralar ve tafralarla süreci sabote etmek için her türlü kepazeliği yapmaya devam edecekler.
Ülkemiz ve yakın coğrafyamızda tedhiş hareketleri ile suyumuzu bulandırmaya hatta devletimize yeni bir çözümsüzlük süreci yaşatmak için var güçleri ile çalışacaklar.
Eski Türkiye özlemcileri timsah gözyaşları ile sürecin akamete uğraması için zaten çalışıyorlar.
Onlar ekonomimizi çökertmekle meşguller. Yerli üretimi boykot ederek emellerine ulaşamayınca ağababaların yardıma gelmesi için gece gündüz toplantılar düzenleniyorlar yalvar yakar salya sümük ama nafile.
Bindikleri dal çürük olduğu için kesmelerine de gerek yok zaten kırıldıkça kırılıyor düşenleri gördükçe acımamak ne mümkün.
İçlerinde kimler yok ki, kimi akademisyen, kimi yazarçizer kimi de sanatçı.
Protesto ediyorum diye milleti sokağa döken siyasilerin sivri dilli zehir zemberek açıklamaları ve ağızdan çıkanları kulakların duymaması sıcak yaz günlerini daha da yaşanması zor hale getiriyor.
Allah’tan halkımız olandan bitenden haberdar ve vakar içerisinde her şey gözü önünde olduğu için aklıselim ile sabır silahı ile gelişmeleri takip ediyor.
Emperyalistler ve yerli maşaları eski güçlerinde olmadıkları için bu süreci baltalamaya akamete uğratmaya güçleri yetmeyecek gibi gözükse de sû uyur düşman uyumaz atasözümüzdeki gerçekliğe göre millet olarak uyanık olalım.
Her türlü provokasyona karşı bu sefer tamam inşaallah diyelim.
Bu haftalık da bu kadar.
Kalın sağlıcakla.