Şükür namazı
Şükür namazı
ALİ AKBEN
Değerli okurlarım, iki yıla yaklaşan işgal ve katliama direnen mazlum Gazze ve Hamas mücahitlerine selam olsun.
Ülkemizden ve dünyanın dört bir tarafından bu cihada maddi manevi destek olan dünya halklarına da selam olsun.
Özellikle batı ülkelerinin şehir meydanlarında toplanan yüz binlerin hep bir olup masum ve mazlum halkın haklı davası için kıyam etmeleri ve ülke liderlerini harekete geçirmeleri takdire şayan.
Dünya halklarının bu haykırış ve kıyamı, iki devletli çözümün akıl hocalığını yapan devletimizin haklı davasında yalnız kalmadığı gibi elini de güçlendirmekte.
Cumhurbaşkanımız güçlenmiş elinin verdiği haklılığını her fırsatta dile getirerek, Gazze mazlumlarının yanında yer alması, eli kanlı diktatöre karşı direnişi her geçen gün daha bilinçli ve bilenmiş bir hale getirmekte ve iki yıla yakın süreçte her türlü imkansızlığa rağmen mücadele artarak devam etmekte.
Gazze’yi yerle bir eden eli kanlı cani elbette işlediği cinayetin bedelini ödeyecek.
Cuma günü Tügva yaz okulları finali programında konuşan cumhurbaşkanımız açık seçik amasız, fakatsız ve lâkinsiz aşağıdaki açıklama ile aslında sonun başlangıcına gelindiğini işaret etti.
“Gazzeli kardeşlerimiz öz yurtlarında ebediyen özgürce yaşayacak. O kutlu gün geldiğinde, Allah nasip ederse biz de orada olacağız. Kardeşlerimizle birbirimize muhabbetle sarılacak, kucaklaşacak, inşallah hep beraber omuz omuza şükür namazı kılacağız” dedi.
Devletimizin dış politikasını her platformda yerden yere vuran durumdan vazife çıkarıcı güruhun tek derdi maalesef Erdoğan.
Erdoğan’la yatıp Erdoğan’la kalkan istemezükçü güruh ülkenin dört bir köşesinde çıkan yangınlara bile timsah gözyaşları ile bakıyor hatta hükümeti düşürme rüyaları görenler bile var.
Yakın geçmişte, İsrail bu durumlara düşecek ve yahudiler kaçacak delik arayacak dense inanan olmazdı ama görünen köy kılavuz istemez misali gerçek bu.
İsrail ve Mossad için yakın geçmiş hafızalar yoklandığında akla gelen yahudi algısı, bugün yerini çok farklı kabullere bırakmış durumda. İsrail vatandaşlarının alnına bu kara lekeyi süren Netanyahu elbette kendi halkı tarafından cezalandırılacaktır.
İçimizdeki azgın azınlık İsrail güzellemesi yapmaya devam etse de devlet millet kaynaşması her geçen gün daha da sağlamlaşarak dosta güven düşmana ise korku ve kaygı salmaya devam ediyor.
İsrail’in nihai hedefinin ülkemiz olduğu açık seçik meydanda olduğu halde durumdan vazife çıkarıcı gezi zekalıların martavallarına inat devletimiz olanın bitenin farkında.
Suriye devletinden gelen teröre karşı ortak hareket etme teklifini sakıncalı bulanlar olmuştur. Ancak İsrail’e had bildirmede gecikilen her saniye ülkemiz aleyhine bir sürece katkı sağlayacak.
Bunu gören devlet aklı elbette her türlü senaryoya göre hazırlıklıdır ve korkunun ecele faydasının da olmadığı da bir gerçek.
İçimizdeki ayrık otlarını ayıkladıkça her yönden daha caydırıcı ve daha özgüvenli olmaya devam edeceğiz.
Felaket tellalarının; sosyal medya soysuzları boltları ve trolleri ile koordineli kirli emelleri de akamete uğrayacak.
Az kaldı.
Yeni Türkiye mozayiğinin olmazsa olmazı Türk Kürt ve Arap kardeşliği pekiştikçe düşmana korku dosta ise güven vermeye devam edeceğiz.
Bu haftalık da bu kadar.
Kalın sağlıcakla.