Kaosun üç atlısı
Geçmişten günümüze birlik hamurumuz mütemadiyen sulandırılmış ve köpürtülmüş.
Birlik ve bütünlüğümüzü bozmak için ihanetler peydahlanmış, fetret dönemleri yaşanmış ama ümmet olma şuuru milli duyguların fitilini ateşleyerek düşürülmek istenilen yerlerden kalkmış ve olmazları oldurmuş şerefli şanlı kahraman bir milletiz.
Tarih felsefesi yapacak değilim ama geçmişten günümüze yaşanmışlıklardan ders almak gerekliği de aşikâr.
Cennet vatanda yaşamanın bedelini dedelerimiz kanları ile canları ile ödemiş ve bizlere emanet etmiş.
Bu emanete sahip çıkmanın bedelini dedelerimiz gibi ödemek varken kaos tüccarlarının dümen suyunda bocalamak en hafifinden gururumuza dokunmalı.
Kaosun üç atlısı fitne fesad ve fücur.
Medya soysuzlarının temel gıdası da bu üç zehir.
Nerede ise her durum ve şarttan felaket oluşturan fesatçıların fitne ve fücurlarını sosyal ve dijital mecralarda mebzul miktarda görüyor olmak beni ziyadesi ile üzüyor.
Milli birliğimizi bile hedef alan bu soysuzlar için kaos kargaşa oluşturmak çok ama çok kolay. Gerçek malzeme bulmaya gerek bile yok. Çünkü yalan pazarı çok hareketli ve bir o kadar da cazip alıcısı da hazır.
Sosyal medya soysuzlarının ipi yerli ve yabancı mahfillerin elinde. Bu güruh büyük oranda omurgasız ve bukalemun.
Bazen para, bazen nefret kin, bazen de din devlet ve millet düşmanlığı ya da siyasi bağnazlık, her durum ve şarta müsait olan bu soysuz bukalemunlar sürü halinde aldıkları vazifeyi eksiksiz yerine getiriyorlar.
Bu kez emir tek merkezden değil. Okyanus ötesi ve müttefikler koalisyonu bir olup içerde başka dışarda başka malzemeleri devreye soktular.
İçeride, geçtiğimiz günlerde açıklanan asgari ücreti bahane ederek cıngar çıkartanlar Ankara’da tertipledikleri miting ile hükümeti uyardı. Devletin açıkladığı asgari ücreti yetersiz bulmak tenkit etmek hatta alternatifler sunarak devleti yanlıştan döndürmeye çalışmak elbette doğru.
Ancak perşembenin gelişi çarşambadan belli oldu. Niyetin üzüm yemek olmadığı aşikâr olunca böyle zor bir dönemde bu ne lahana bu ne perhiz sorusu gündeme geldi.
Açıklanan asgari ücretten benim anladığım, çalışana bu miktarın altında bir ücret verilmesini engelliyor.
22.104 TL altında bir ücret olamaz diyor devlet. Miktarı açıklarken üst sınır şu olacak der ve üstte bir sınır koysa belki tenkit edilir ama üst sınır benim gördüğüm kadarı ile belirtilmemiş.
Muhalefet için bu bir fırsat.
Belediyelerimizde iktidar olan CHP aslında bu fırsatı iyi değerlendirerek çalışanlarına en az 50 hatta 60 bin TL ödeyerek hem muhalefet etmenin tadını çıkarmalı hem de binlerce çalışanı memnun ederek sosyal belediyeciliğin örnekliğini oluşturarak hükumet edenlere de yardımcı olmalı.
İstanbul’da yaşayan işine toplu taşıma ile giden bir vatandaşım. Günlük yaşadıklarıma bakıyorum geçmiş dönemleri mumla arıyorum.
Reklamla işler bir yere kadar yürüyebilir ama bir yerden sonra gerçekten yürümez. Zaten yürümediği de görülüyor.
Aziz Mahmut Hüdayi hazretlerinin medfun olduğu Üsküdar meydanına kurulmuş Noel pazarı ve diğer CHP belediyelerinin Noel hazırlıklarında birbirleri ile girdiği yarıştan da anlıyoruz ki, bu güruhun ıslahı ve iflahı zor.
Kent meydanı, kent kıraathanesi, kent lokantası açarak ucuz kahramanlıklar karın doyurmaz.
Yakın bir gelecekte trafik yoğunluğu yüzde yüzlere çıkıp yollar kontak kapatmış araçlarla işlemez hale gelirse şaşmam.
İçerde durum böyle dışarda farklı mı?
Güney komşumuz Suriye’de olup bitenler üzerinden sosyal medya soysuzlarının paylaşımları ile ilgili kaygılarım da her geçen gün artıyor.
Suriye ile yatıp Suriye ile kalkanlar var. Kimi, Suriyelilere su vermediği için övünüyor, kimi sabah akşam ettiği küfürle, yaptığı hakaretler ve yalan yanlış yaydığı asparagaslarla övünüyor.
Güneyimizde bir devlet kurulmak üzere, kimin umurunda.
Gazze kan revan, insan kasabı Gazze’de işlediği cinayetleri komşu ülkelerde hatta Suriye’de fütursuzca işliyor ve habire ülkemiz üzerindeki amacı doğrultusunda zırvalar peşinde ama medya soysuzları daha beteri de yaşanacak olsa umurlarında değil.
Zalim sınırlarımızı aşıp içimize mi girmeli uyanmanız için. Bu güruh öyle bir zamanda bile oyunda oynaşta olmaya devam edebilir.
Tıpkı 15 Temmuz gecesi petrol istasyonlarına ve ATM’lere hücum ettikleri gibi yine aynısını yapabilir ve hatta o gece Kadıköy ve Bakırköy ilçelerinde darbecileri selamladıkları gibi selama bile durabilirler.
Suriye topraklarında kaos ve kargaşa peşinde olanlar; ABD, İsrail, İran, Rusya ve hatta Esad güzellemesi yapanlar kesinlikle ve kesinlikle millet ve devlet düşmanlığı yapanlardır.
Böylesi zor bir dönemde oyunda oynaşta olmak yerine devlet millet kaynaşması için mücadele etmek gerekir.
Geliyorum diyen tehlike büyük. Aşağılık kompleksi hastaları her ne kadar eziklikten kaynaklı yakınmalarla toplumsal hafızamızı zedelemeye devam ederek moral değerlerimizi zayıflatsalar da çok şükür önümüz aydınlık.
Tüm değerlerin alt üst edildiği bir dünyada yaşadığımızı unutmayalım.
Değersizliğin zirve yaptığı dünyaya insanı insan yapan değerler katanlara ne mutlu.
Bu haftalık da bu kadar.
Kalın sağlıcakla.